GEÇMİŞİ BİLMEK

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Geçmişi bilmezsek, bugünü yaşayamayız. J.P.Sarte

Atatürkçü Düşünce Derneği Berlin-Brandenburg 29 Ekim 2010
Cumhuriyet Bayramı kutlama etkinliği olarak bir panel düzenledi.
Panelin ana başlığı Cumhuriyetimizin Kazanımları idi. Bu yazımda kazanımları tekrarlamak istemiyorum. Zira günlerdir, hatta haftalarca tekrarlanıyor, birçok köşe yazarları bunu etraflıca ele aldılar. Bu konuda, birçok diğer konular gibi yılın bir gününde anılıp, diğer günlerde unutulacak gibi bir konu değildir.
Toplantı sonunda bildiklerimizi tazelemiş olarak eve gittik. Önemli olan birlikte olmak, katılanların karakterlerine uygun bayram kutlama şeklini seçme fırsatını vermek.
ADD Berlin yönetimi, üyelerinden gelen eleştiri ve önerilere değer veriyor. Toplantılarda dile getirilen konulardan biri de bilim insanlarımızın, gazeteci, yazar sıfatı olanların yalnız Türkiye’den getirilmemesi, Almanya’da, Avrupa’da yaşayan akademisyenleri tanımamıza yardım etmeleri.
Birbirimizi tanırsak, enerji ve dayanışma güçlerimizi birleştirerek Avrupa’da daha etraflı, geniş çapta organize olabiliriz. İyi fikirlerin etrafında toplanıp, daha faydalı işler yapabiliriz. Yakınımızdaki bilim insanlarımızı tanır, tanıtırsak hem Türkiye’de hem Almanya’da genellenen önyargıları değiştirmede rol oynayabiliriz.
Didim’de yaşadığım sitede bir komşum aynen şöyle diyordu:
“Ne olacak, lâğım temizleyenler Almanya’da bir kaç kuruş biriktirerek burada yazlık aldı.”
Yani kendisine komşu olanları aklınca hor görüyor, küçümsüyordu. Hâlbuki Türkiye’de biraz dinleyip, analiz yapsalar, elli yılda neler değiştiğini görseler, sorumlular gelip burada adımıza konuşarak yanlış yönlendirmezler, bizi mahcup duruma düşürmezler. Eğer Türkiye’yi idare edenler, halka öncü olma vasfı taşıyanlar, daha fazla deneyimlerimizden faydalansa, Türkiye’nin konumu Avrupa’da çok daha iyi bir durumda olurdu.
ADD Berlin Başkanı Olcay Başeğmez, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın değişmez, değişmesi teklif edilmeyecek ilk üç maddesini okuyarak toplantıya başladı. Tarihi tekrar anlatmaktan ziyade Cumhuriyetimizin Kazanımlarını korumamız gerektiğini, her söz alışta vurguladı. Konuşmacı olarak katılan Dr. Ali Nadir Savaşer, gerek Almanya’da yaşayan işçilerimizin uyumu, gerek Türkiye’yi tanıtım amaçlı yaptığı dernek çalışmalarını anlattı.
Bir arpa boyu yol gittiğimizi belirtmesi, 67 yaşının verdiği yorgunluktur, diye düşünüyorum. Evet, böyle çalışkan insanlarımız çevresinde herkese yardım etti, çaba gösterdi. Geniş çapta organize olacak dernek, medya ve basın noksandı. Avrupa’da yaşayan insanlarımızın kendi basın ve medyasını kurması hayli zaman aldı. Bugün konuşmacı olarak deneyimlerini anlatması da başarıdır.
Etkinlik başlamadan önce ve sonunda acaba kaç kişi www.ha-er.com okuyor, sorusunu duydum. Bu soru ile organize olmanın en önemli faktörü basın olduğu anlaşılıyor.
Her fırsatta Cem Özdemir’in de dile getirdiği gibi Fransız-Alman yapımı ARTE gibi her Avrupa ülkesinin diline göre iki dilde televizyon kanalına acilen ihtiyaç vardır.
ARTE kanalı yirminci yaş gününü kutladı. 2 Ekim 1990 yılında Avrupa Kültür Kanalı olarak Almanya Başbakanı Dr. Helmut Kohl ile Fransa Cumhurbaşkanı Francois Mitterrand önderliğinde kurulmuştur.
 GEÇMİŞİ BİLMEK Panele katılan ikinci konuşması gazeteci, yazar Ahmet Arpad, babası gazeteci Burhan Arpad’dan başlayarak Cumhuriyetimizin Kazanımlarını örnekler vererek anlattı. Toplantıya gitmeden önce 2003 yılında okuduğum Karanlıkta Gölgeler romanını tekrar elime aldım. Çok büyük emekle yazılmış bir roman. Belgelere dayanarak gerçek hikâyeleri anlatıyor. Aşağı yukarı otuz beş kitabın Almancadan çevirerek Türk edebiyatına kazandırmış.
Bu çalışmaların Almanya’da yaşayan Türkler için ayrı bir önemi var. Yaşadığımız ülkenin edebiyatını ana dilimizde okuyabilmek. Hermann Hesse, Heinrich Böll, Gerhard Hauptmann, Anna Seghers, Alfred Döblin, Stefan Zweig, Pablo Neruda, Johannes Mario Simmel’den çevirilerine bir kaç örnek.
Yazar ve çevirmen olan Ahmet Arpad 5 Mart 1942 yılında İstanbul’da doğdu. Orta ve Lise öğrenimini Alman ve Avusturya okullarında tamamladı. İstanbul Üniversitesi Alman Dili Edebiyatı, yüksek öğrenimi bitirdi. 1968 yılından beri Almanya’da (Stuttgart) serbest gazeteci (Cumhuriyet Gazetesi), fotoğraf sanatçısı ve çevirmen olarak çalışmaktadır.
1994-1995 Abdi İpekçi Gezi Yazısı yarışması ikincilik ödülünü aldı. PEN Türkiye Merkezi ve Enternasyonal Stefan Zweig Cemiyeti üyesidir.
Şu anda elinde çevirdiği kitap Mustafa Kemal, Prof. Herbert Melzig tarafından 1937 yılında yazılmış. Bu kitabın çevirisini merakla bekliyorum. Eşim hemen Almancasını araştırıyor. Kitap antik kitaplar arasından çıkarılıp, tekrar güncelleştirilecek.
Herkes en yakınındaki kitaplığa bu kitabı hediye etmelidir.
Sevgili okurlarım, çevrildiğine dair haber alır almaz sizlere duyuracağım, kitabın içeriğini tanıtacağım. Herkes birey olarak neler yapabilir, bunu tespit etmek gerekir. Uzaktan kumanda ile Türkiye’yi idare etmeye kalkmak, Don Kişot’un yel değirmenine karşı savaşına benzer, kaybolan pozitif enerjidir.
Sanal gazetemiz www.ha-ber.com yazarlarından Adil Hacıömeroğlu’nun Cumhuriyet Bayram yazısında son sözleri geleceğe umutla bakmamızı sağlayacaktır. Bu nedenle tekrar okumakta fayda var:
“Cumhuriyet, toprağımıza kök salmış büyük bir çınardır. Bu çınarı söküp atmak kolay değildir. Şu anda yapılan çınarın dallarını budamaktır. Bahar geldiğinde budanan dalları eskisinden daha yeşil, daha gövermiş göreceğiz. Her dalda binlerce filizin, bir biriyle yarışırcasına boy attığına tanık olacağız.”
Hoşça kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.