ALLAH İLE ALDATANLARIN ORDU KARŞITLIĞI

ABONE OL
18:10 - 01/10/2020 18:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ALLAH İLE ALDATANLARIN ORDU KARŞITLIĞI

Allah ile aldatanlar, modern ordunun kurulmasından beri milli orduya düşmandır. Çünkü bilimsel ilkelere göre eğitim yapan ordu ve bilimi kılavuz edinen asker, tarihimiz boyunca çağdaşlaşmanın, ilerici atılımların öncüsü olmuştur. Milli ordu, ulus devletin çekirdeğidir. Ordu olmasa ulus devlet de olmaz. Bundan da anlaşılmaktadır ki Allah ile aldatanlar, hem çağdaşlaşmadan hem de ulus devletten yana değiller.

Allah ile aldatan dinidarlar, hep Osmanlının devşirme ordusunun, yani yeniçerilerin hayalini kurarlar. Devşirmeler, paralı asker olduklarından paranın sahibini korurlar, gerektiğinde halka silah çekerler. Oysa milli ordu, halk çocuklarından oluştuğundan halka silah çekmez. O, halkı korumak için vardır. Çünkü halk yoksa o da yoktur. Orduya milli ruhu veren zorunlu askerliktir. Zorunlu askerlik, her kesimden halkın yaşamı boyunca eşit olduğu nadir yerlerden biridir. Soyu sopu, sınıfı, mesleği, etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun herkes aynı koğuşta yatar, aynı karavanada pişen yemeğe kaşık sallar. Sırt sırta dövüşür, omuz omuza şehit olur

15 Temmuz darbe kalkışması sırasında FETÖ’cü asker kılıklı devşirmelerin halka ateş açmasının nedeni, Fetullah’ın paralı askerleri olmasındandır. Bazıları savcılıkta verdikleri ifadelerinde “Hoca Efendiye minnet borcumuz vardı, bu nedenle darbeye katıldık.” biçiminde ya da bu doğrultuda konuşmuşlardır. Bu minnet borcu nedir? Öğrenciyken Cemaat tarafından kendilerine yapılan harcamalar… Demek ki her şeyin bir karşılığı var. Eloğlu, senin kara kaşın, kara gözün için sana para harcamaz. “Tatlı tatlı yemenin acı acı geğirmesi vardır.” diye boşuna dememiş atalarımız. Dün beleş yiyenler, bugün acıyla geğirmekteler.

FETÖ Gladyosu Ergenekon, Balyoz… İftiralarıyla aslında darbeyi yıllar öncesinden başlattı. Türlü yalanlarla TSK’yı halkın gözünden düşürmeye çalıştı. Yurtsever askerlerin TSK’dan uzaklaştırılmaları için akla gelmedik kumpaslar kuruldu. Halk orduya karşı kışkırtıldı. Ne yazık ki bu dönemde “paralı askerlik, profesyonel ordu” gibi istekler de dile getirilmeye başlandı. Amaç, milli orduyu ortadan kaldırmak…

AKP’li bakan Kurtulmuş, “Esas mesele, orduyu millete açmak” demiş. Bu sözleriyle anlatmaya çalıştığı şey, TSK’ya imam hatiplileri yerleştirmek. Dinidar gruplardan FETÖ’cüler tasfiye edilirken yerlerine başka bir dinidar grubun elemanlarını yerleştirmek… İşte cin fikirlilik buna denir.  Hazret, fırsatı ganimete dönüştürmeye çalışmakta. Aklınca TSK’yı dönüştürmek istemekte. Neye? Devşirmelere… Bu millet ne çektiyse devşirmelerden çekti bre adam…

Yahu arkadaş, hala anlamadınız mı olanları? Yaşadıklarınızdan zerre kadar neden ders çıkarmıyorsunuz? Dinidarların yaptıklarını görmediniz mi de hala Allah ile aldatmaktan başka bir şeyi aklınıza getirmiyorsunuz? Varsa yoksa imam hatip… Savaşlar dualarla değil, teknolojiyle kazanılmakta. Bunu neden görüp anlamak istemiyorsunuz. Bilim de teknoloji de şeyhe bağımlı müritlerle değil; özgür beyinlerle üretilir.       

AKP hükümetinin darbeyi fırsat bilerek TSK’nın yapısını değiştirme isteği kabul edilemez. Darbelerin olmasının TSK’nın yapısal durumuyla ilgisi yok bu tamamen düşünsel. TSK içinde Kemalistler çoğaldığında darbe olmaz. Tüm darbeler, TSK’da yuvalanmış Amerikancılar tarafından yapıldı. Bakınız 12 Mart, 12 Eylül, 15 Temmuz darbelerine… O zaman şu soru aklımıza takılmakta: ABD, neden Türkiye’de darbeleri destekler, hatta örgütler?

ABD emperyalizmi, sömürmekte olduğu ülkelerin çağdaşlaşarak kalkınıp tam bağımsız olmasını istemez. Tam bağımsızlık demek, emperyalist sömürüyü, boyunduruğu sona erdirmek demektir. Bu nedenle emperyalizm, yarı sömürge ülkelerdeki gerici yönetimlerle birlikte çalışır. El birliğiyle ülkelerdeki çağdaşlaşma hareketlerinin önüne geçerler. Dünyanın hiçbir ülkesinde gerici yönetimler, sırtını emperyalizme dayamadan ayakta kalamaz. Emperyalizm de gerici yönetimler olmadan bir ülkenin kanını, iliğini ememez.

TSK’ya (modern orduya) karşı tavırda ABD de dinidar yönetimler de hemfikirdirler.  Bu nedenle bağımsızlığı yok edip çağdaşlaşmanın önüne set çekmek bu iki gücün hep ortak hedefi olmuş.

Türkiye bağımsız ve bir ülke olarak yaşamak istiyorsa milli ordusunu korumak zorunda. Milli ordu olmadan milli devlet de olmaz.

                                                                       
Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.