AFYON’UN GELİNCİKLERİ

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Çarşamba günü gecesi Afyon’daki askeri birlikte cephaneliğin patladığı haberini duyunca yüreğim burkuldu, boğazım düğümlendi. Haberin ardından bir de yangın görüntülerini ekranda görünce donakaldım, oturduğum koltuğa adeta çivilendim, kalkamaz oldum yerimden.
Yangın görüntülerine bakarak ”Eyvah!” diye çığlık attım, kendi kendime ”Buradan kimse kurtulamaz!” dedim. İçim yandı, yandı, mahvoldum. Gözyaşları süzüldü yanaklarımdan. Gün geçmiyor ki bir şehit vermeyelim. Gencecik fidanları yok yere kurban vermekteyiz. Afyon’daki yetkisiz yetkililer, yaralıların sayısını veriyorlar, ölen askerimiz yok, diyorlar. Ne zamana kadar saklayacaksınız gerçeği? Hem neden saklanır gerçek? Gerçeği saklayarak ölümün acısını unutturacağınızı mı sanıyorsunuz?

Gece uykulu, üzgünmüş gibi görünen sesiyle Afyonlu Orman Bakanı bağlanıyor televizyonlara. ”İtfaiye ekiplerine olay yerine gitmesini söyledim.” Diyor. Ne acayip bir söz… Yani, siz söylemezseniz gitmeyecekler öyle mi? Devlet kurumları siz söylemeden iş yapmayacaklar, sizin buyruğunuz gerek. Vah, memleketim vah! Ne hale düşmüşüz de haberimiz yok! Bir şey söyleyecek ya hazret, işiyle ne kadar ilgili olduğunu anlatacak ya… İşte, böyle devleti kendinden ibaret sanan bilinçaltını açığa vuracak, herkes de onun ne kadar büyük adam olduğunu anlayacak. Hele ”sabah olunca yangın uçakları olay yerine intikal edecekler.” Sözü var ya, akıllara ziyan. Sabahleyin yangın uçağı, oraya gitse ne olur? Yangını görmüyor, patlamaları işitmiyor musunuz? Sabaha bir şey kalır mı? Milleti kendiniz gibi mi sanıyorsunuz? Saftır, anlamazlar öyle mi? Gözleri kör, kulakları sağır mı onların? Yaşamlarında ilk kez mi bir yangını, patlamayı görüyorlar?
Sabahleyin basına açıklamayı Orman Bakanı yapıyor. Her sözcüğü facia olan bir konuşma. Konuşma da ne yürek var, ne bilinç… Yirmi beş gencimiz şehit olmuş. Yirmi beş yaşam bitmiş, hayalleriyle gitmiş bu dünyadan. Şehitlerimizin kanı Afyon’un çorak topraklarında gelinciğe dönmüş. Yirmi beş ocağa ateş düşmüş, hem de yıllar geçse de sönmeyecek bir ateş. Hep yanacak o ocaklarda, hep yakacak o ocakları.
Afyon’daki patlama kaza denilerek geçiştirilemez. Gerçeğe ulaşılsın ki bir daha yaşanmasın benzer olaylar.
Son zamanlarda nedense ”kazalar” arttı TSK’da. Terör karşısında da çok kayıp vermekteyiz. Neden mi? Kışlaya siyaseti soktu AKP. Komutanların neredeyse yarısı tutuklu. Tutuklanmayanların tepesinde ise Demokles’in kılıcı sallanmakta. Orduyu ayakta tutan disiplini ve kendine özgü kuralları. Emir komuta zincirinin sakatlanması ortada ordu mordu bırakmaz. İtibarı yitmiş bir komutan otoritesini kaybeder. AKP yıllardır subayların itibarını yok etmek için elinden geleni yapmakta. Gün geçmiyor ki televizyonlardan, gazetelerden orduya saldırılmasın. Böylesi bir ortamda TSK içi işlerlik nasıl sağlanabilir? Dünyanın hangi ülkesinin ordusu böylesi bir saldırıya uğruyor?
Orduya bir yandan PKK, bir yandan da AKP vurmakta. Vurmayanlar da vuranları alkışlamaktalar. Bu gafletten kurtulmalı.
Afyon’da toprağa düşen şehitlerimizin ölümünde herkesin sorumluluğu var. Başta devlet çarkını işlemez duruma getiren iktidar suçlu. TSK karşıtlığı modasına uyan muhalefet sorumlu. Üç kuruş daha fazla kazanmak için iktidar yalakalığında sınır tanımayan basının köşelemecileri ellerinizdeki kana dikkat edin. Kışkırtıcılık yapmayı demokratlık sanan aydın geçinen kimi zavallılar, devlet kurumlarının çöküşü toplumu nasıl acılara gark ettiğini görmüyor musunuz?
Afyon’da yirmi beş can kanlarıyla bozkırda gelinciğe dönüşmekteler. Afyon Ovasında Türk süvarilerinin çınlayan nal sesleri, topçu güllelerinin sarsıntısı, süngü takan piyadelerin ”Allah! Allah!” nidaları şahadetin kutsallığında bin bir çiçeğe dönüşecek. Onların ruhları, ”Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” haykırışıyla can bulup oradan seslenecekler bize: ”Ey ulusum! Bu gaflet uykusu ne kadar sürecek?”

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.