EKONOMİ DE TEDİRGİN EDEN GELİŞMELER!

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Önce G-20’ler sonra NATO zirvesi arkasından AGİT toplantısı yapıldı! Küresel gelişmelerle çok yoğun kararlar alınıyor. Ancak, Wikileaks belgelerinin yayınlanması her şeyi tersyüz etti. Dünya gündemi bir anda belgelerde yer alan konulara odaklandı. Oysa ekonomide tehlikeli gelişmeler var.

Ülkeye sıcak para girişinin ithalatı ve dolayısıyla cari açığı nasıl büyüttüğü pek tartışılmıyor. ABD’nin karşılıksız para basmasının yaratacağı dolar seli konusunda herkes suskun!

Sıcak parayla soğuk duş ihtimali gittikçe tedirgin ediyor.:

Sıcak para denizinde yıllardır kulaç atan Türkiye, bir müddettir boyunu aşıp su yutmaya başladı.

Tüketim sarhoşluğuyla başı dönen kesimler, çifte kanat takıp havalanmış gayrimenkul sektörü, tekne siparişi veren varsıl banka CEO’ları, kalkınma histerisiyle kasılan ülke, bu uzun süren sıcak banyonun soğuduğunu uzun süre anlamadı.

Yoksa küresel piyasalardan gümbür gümbür akan spekülatif paraya bağlı ‘büyüme illüzyonunun’ gerçek olduğunu iddia etmezlerdi.

2009’un ilk dokuz ayında 4.3 milyar olan dış kaynak girişi bu yıl 39.9 milyar dolara çıkmıştı.

Üstelik şimdi deniz daha da büyüyor ekonomik durgunluğu ve dış ticaret açığını, bastığı dolarlarla kapamaya çalışan ABD, para piyasalarına 600 milyar dolara ek olarak 400 milyar dolar daha pompalayacak.

Amerikan Merkez Bankası’nın bu genişlemeci para politikasının yönleneceği mükemmel adreslerden biri de her zamanki gibi tasasız Türkiye olacak.

Sıcak parayı en yüksek getiri ve faizle ağırlayan yükselen piyasa ekonomilerinden, bu dolar seli baskınından ülkemizin kendini nasıl koruyacağı merak konusu.

Brezilya gibi istihdamı ve üretimi korumak için yabancı para girişine sınır koymayan Türkiye’nin bu defa sıcak likidite banyosu buz gibi soğuk duşa dönüşebilir…

Girişi genişledikçe ucuzlaşan dövizle artan ithalat, varlık değeri şişen inşaat sektörü, bankaların devamlı körüklediği tüketime yaslanmış Türkiye ekonomisinin yapısal dengesizliği yabancı basında bile yer almıştı.

Wall Street Journal, Türkiye’nin eylül ayı ithalatının ihracattan beş kat daha hızlı ilerlediğini belirtilmişti.

İthalat yüksek oranda artarken, ihracat düşük oranda artmıştır.
Bu dış ticaret açığının devasa büyüyen cari açık anlamına gelmesi demektir. Ucuz döviz arzının kışkırttığı ithalata karşılık aşırı değerlenen TL’nin belini büktüğü ihracat, düşüktü.

Nitekim Merkez Bankası verilerine göre 2010’un ilk 9 ayında cari açık, geçen yılı üçe katlayarak 32.5 milyar dolar oldu, yıl sonunda 40 milyar doları aşması bekleniyor.

Uzmanlar, ithalat artışının üretimden kaynaklanmadığını aksine üreticilerin üretimde ithal yarı mamul madde kullandığını ve hatta büyük çoğunluğun üretimi bırakıp ithalatçılığa döndüğünün haberini veriyorlar.

Sıcak para girişi ve ithalat yükselişi arasındaki kopmaz bağ, büyüme şişkinliğimiz diye yorumlanıyor. İhracatçı ise talebi düşüren Avrupa pazarı bir yanda, diğer yanda aşırı değerli Türk Lirası cenderesinde kan kusarken eriyen istihdam ve üretim piyasacılığı olmuştur.

Üretimi ve istihdamı ezen ithalat bağımlığı, ülkeyi de ucuz ithal mallar cenneti haline getirirken, üretmeyen ülkenin vatandaşları da sıkı birer tüketici ve müflis borçlu oldular.

Tarım ve gıda maddelerini, et dahil ithal eden ülke, ayda yaklaşık 800 milyon dolarlık tarım ve gıda maddesi ithal ediyor.

Türkiye’nin kredi hacmi son bir yıl içinde 370 milyar TL’den 480 milyar TL’ye çıktı.

Burada derin istikrarsızlığın son noktasına gelindiği gözardı ediliyor.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu kredi genişlemesinden ve cari açıktan duyduğu kaygıyı dile getirdi. Çünkü cari açığın finansmanında sıcak paranın güvenilirliği olmadığından kırılganlık had safhada!

Yapısal sorunlarını geçici olarak sıcak parayla geçiştiren Türkiye’yi zor zamanlar bekliyor.

Günün Sözü: Yönlendirmesine müsaade etme, aksi halde güdümüne girersin.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.