Poşayı Paşa yapmışlar, ormanlık bir bölgeden geçerken, ağaçları görünce duraklamış:
‘’ Amma da kasnak olur ha!’’ Demiş (* 1)
Bu deyim sanki uzun süredir Türkiye’yi yönetenler için söylenmiş!
AKP’nin kuruluşunu sağlayan ABD, asıl amacı, Türkiye’nin itibarsız Siyasal İslamcı bir kabile devletine dönüştürerek model ülke olmasını ortadan kaldırmaktı.
Türkiye’nin; ‘’liyakat yerine sadakatli’’ kadrolarca yönetilmesini destekleyerek Erdoğan’ı tercih etti.
Türkiye’nin; hukuk, özgürlük, demokrasi, refah ve saygınlık sıralamasında kabile devletlerinden bile gerisinde olması, RTE’nin yönetiminin emperyalizme karşı görevinde başarılı olduğunun kanıtıdır.
Gülen Cemaati, sözde dönek Marksistler, MC dönemlerinde palazlanan mafya özentisindeki sahte milliyetçiler, koltuk düşkünü sol, sosyal demokrat görünümlü aymazların ülke ihanetine varan bencillikleri ile muhtar bile olamayacak birini ülke yönetiminin başına bilerek getirdiler.
Şimdi timsah gözyaşlarıyla tövbeler etseler de alınlarına sürdükleri karayı asla silemeyeceklerdir.
Ettikleri tövbe, kirli bir paçavra gibi fırlatılıp atıldıktan sonra ettiklerinde; ‘’atı alan Üsküdar’ı geçmişti!’’
AKP-Gülen Kumpaslarıyla gerçek vatanseverler tutuklanıp, hapsedilerek itibardan düşürülmek istenirken, medya kanadında kalemini satanlar, rüşvet paralarıyla havuz medyasını oluşturanlar ülke kaynaklarını
sudan ucuz fiyatlarla aldılar, Suudi’sinden-Katar’ına kadar aldıklarının çok üstünde babalar gibi sattılar.
Gülen ile iktidar savaşında ‘’kontrollü darbe’’ senaryosu ile ortaklık bozulunca, FETÖ’nün kanıtlı ve bu kez gerçek belgelik kanıtlarını Erdoğan ailesinin ve bakanlarının vurgunlarını, rüşvetlerini ayakkabı kutularında istiflenmiş Dolarlarının gerçek görüntülerle, telefon tapeleriyle ifşa etti.
Kontrollü darbeyi meclis araştırmasıyla ortaya çıkarmaya kalkıştı, baktı ki kanıtlar başına bela olacak ‘’oynamıyorum’’ mızıkçılığı ile üstünü kapattı.
Arada ‘’Hırsızlık babadan oğula geçer!’’ gibi doğru sözler etse de:
Oğluyla: ‘’paraları sıfırla’’ tapeleri ortaya çıkınca emrindeki sözde savcının ‘’kovuşturmaya gerek yoktur’’ kararıyla -kasılarak o ender söylediği- doğru sözden de çark etti.
Bakan çocuklarının evde gizli kasaları, para sayma makinaları, Halkbank Genel Müdürünün evinde ayakkabı kutularında milyonlarca dolar ortaya çıkınca önce: ‘’paraları FETÖCÜ polisler koydu’’ dediler.
Sonra Genel Müdür: Bu paralarla Cami yaptıracaktık!’’ Demesine karşın yine FETÖ’den içeri girmek yerine Erdoğan’a biat eden cemaat savcılarının, hakimlerinin -Türk Milleti adına- verdiği kararlarla o paralar faiziyle birlikte Genel Müdüre geri ödendi.
Cami falan da yapılmadı.
Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, bu kadar yolsuzluğun, rüşvetin ört-bas edilmeyeceği inancıyla bu yolsuzluklara bulaşmış bakanların Yüce Divanda yargılanmalarını istemişti.
Üstelik bu kirlenmenin önüne geçilmesi için başta siyasiler olmak üzere ‘’İyi Ahlak Yasası’’ teklifine önce Peygamber seviyesinde sayılan, onun için İki Rekât Şükür Namazı kılınması önerilen, Allah’ın tüm vasıflarını üzerinde topladığı, Yeni Allah olarak ilan edilen Recep Tayyip Erdoğan itiraz ediyor:
‘’Bu yasa çıkarsa ben bir ilçe başkanı bile bulamam!’’ Diye itiraf eder gibi -yazılı olarak eline vermedikleri için suçlamaları kabul edercesine bu yasa teklifini reddetmekle kalmıyor:
Ahmet Davutoğlu’nun elinden başbakanlığı alıp, sır küpü, çocuklarının Gemicikler sahibi olmalarını sağlayan, Havuz Medyasının senaryosunun yöneticiliğini yapan Binali Yıldırım’a verdi.
Bakanları istifa etmeye çağırarak, aile boyu suçlamalardan sıyrılmak istemesine Çevre ve Şehircilik Bakanı Zafer Çağlayan İtiraz ederek:
‘’Ben başbakanın emirlerini yerine getirdim. Başbakan da istifa etsin!’’ demişti.
Sonradan -ileride mutlaka nedeni açıklanacak- dört bakan istifa etti.
Biatın ödülü olarak, gırtlağına kadar Rüşvet ve yolsuzluklara bulaşmış Üstelik İnançlı insanları alenen keriz yerine koyarak, onları kandırmak için: AKP’nin Liyakat kuralına uygun olarak
‘’Akara-Makara Ayetleri’’ gönderen Egemen Bağış Prag Büyükelçisi olarak atandı.
‘’Türkiye’de polis öldürdüğü’’ suçlamasıyla aranırken sığındığı Avusturya’ya Ozan Ceyhun’un Büyükelçi olarak atanması AKP liyakat ölçüsüne uygunluğu yanında Erdoğan-Schröder dostluğunun sembolü oluverir…
(DEVAMI HAFTAYA)
YILDIZ AKALIN
(* 1)( Bu deyimi daha öncede yazmıştım)Sivas’ta Roman vatandaşlara POŞA denir. Elek, gözer ve kalaycılık yanında birçok müzik aletini (darbuka, klarnet, zurna, davul, keman) aletini kullanırlar) Yukarıdaki söylemi bir düğünde tanıştığım çalgıcı Roman Hüseyin’den duymuştum.
ALMANYA
5 saat önceGÜNCEL
5 saat önceALMANYA
5 saat önceALMANYA
8 saat önceALMANYA
12 saat önceALMANYA
12 saat önceALMANYA
12 saat önce
bütün emirleri başbakan verdi, Önce başbakan istifa etsin sözünü söyleyen, Zafer çağlayan değil, Erdoğan Bayraktardır. Bu yanlışı düzeltmek gereğini duydum. bilginize…