LAİKLİK – LAİSİZM EĞİTİM BİRLİĞİ YASASI – TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU

ABONE OL
17:41 - 03/03/2024 17:41
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yasa Numarası: 430
Kabul Tarihi: 03 /03/ 1340 (1924)
Yayımlandığı Resmi Gazete: 6/3/1340 (1924) Sayı: 63
Yayımlandığı Yer (Düstur): Düzen (Tertip): 3 Cilt: 5 Sayfa: 322
Madde 1 – Türkiye’nin tüm bilim ve eğitim kurumları Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır.
Madde 2 – Şeriat ve Vakıflar Bakanlığı ya da özel vakıflar tarafından yönetilen tüm medrese ve okullar Eğitim bakanlığına devredilmiş ve bağlanmıştır.
Madde 3 – Şeriat ve Vakıflar Bakanlığı bütçesinde okullara ve medreselere ayrılan tutar eğitim bütçesine yazılacaktır.
Madde 4 – Eğitim Bakanlığı, yüksek diyanet uzmanları yetiştirilmek üzere üniversitelerde İlahiyat Fakülteleri açılarak imam ve hatip görevleri gibi dinin gereklerinin yerine getirilmesi ve uygulanmasıyla görevli memurların yetişmesi için ayrı okullar açılacaktır.
Madde 5 – Bu yasanın yayınlanması tarihinden başlayarak eğitim ve öğretimde görevli olanlar şimdiye kadar Milli Savunma Bakanlığı çalışanı, askeri ortaokul ve liselerle Sağlık Bakanlığına bağlı yetim okulları, bütçeleri ve öğretim kadrosuyla Eğitim Bakanlığına bağlanmışlardır. Adları geçen ortaokul ve liselerde görevli öğretmenler de Eğitim Bakanlığına bağlanacak öğretmenler daha önce bağlı oldukları bakanlıklarda elde ettikleri konumlarını koruyacaklardır. (Ek: 22/4/1341 – 637/1 md.) Harp Okuluna kaynak oluşturan askeri liseler bütçe ve kadrolarıyla Savunma Bakanlığına devredilmişlerdir.
Madde 6 – Bu yasa; yayınlandığı tarihten başlayarak geçerlidir.
Madde 7 – Bu yasanın gereği gibi uygulanmasından bakanlar kurulu sorumludur.
Eski adı Tevid-i Tedrisat Kanunu, Türkçe adı Öğretim Birliği Yasası olan 3 Mart 1924 tarih ve 430 sayılı yasanın 100. yıldönümündeyiz.
Eski Yunancada sıradan insanı din adamından ayıran laikostur etimolojik kökeni laiklik sözcüğünün.
Toplum yaşamını dinin kurallarına bağımlı olmaktan kurtarma sistemi anlamına gelir.
Laik devletin dini yoktur.
Laik devlet tüm inançlara eşit uzaklıkta ya da yakınlıktadır.
Dinler arasında bir sıralama kesinlikle söz konusu değildir laik devlette.
Siz; yüzde doksanı Müslüman olan devlet diye başlayan konuşmalara ve düşünceye kulak asmayın
Laik devlette dinler arası oran söz konusu bile değildir.
Hele; “Devlet laik olur ama, kişi laik olamaz.” açıklamasının hiçbir değeri yoktur.
Bu açıdan bakıldığında, zamanın başbakanı, şimdinin cumhura başkanının Mısır’daki “Ben laik değilim ama, laik bir ülkenin başbakanıyım.” lafı da boştur.
Laik kişi, birey, yurttaş olmadan laik başbakan, laik cumhura başkan mı olunurmuş?
Geçin bunu!
Türkiye’yi Ortadoğu’nun bahar yaşayan devletlerine örnek devlet eden onun laik bir demokrasiyi içselleştirmiş olmasıdır.
Cumhura Başkan istese de, istemese de…
Demokrasiyi amaç değil, araç olarak gördüğünü söylese de Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik özelliğine el bile süremez.
Bir adı da sekülarizm olan bu özellik çağımız demokrasilerinin en temel ögesidir.
Laik ya da seküler devletlerde devletin çarkı dinin kurallarıyla değil, hukukun kurallarıyla döner.
Cumhuriyetimizin bu özelliği ülkede ne mollanın ne de mellenin kural koymasına izin verir.
O nedenle bizim cumhuriyetimiz, laiktir, demokratiktir, sosyaldir ve hukukun üstünlüğüne dayanır.
Anayasamızın değiştirilemeyen ve değiştirilmesi önerilemeyen maddesinin dibacesinde de yazılıdır laikliği.
Serbest Fırka’nın kurucusu Fethi Okyar’a yazdığı mektupta;
“Memnuniyetle tekrar görüyorum ki; laiklik esasında beraberiz. Zaten benim siyasi hayatta bir taraf olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur. Laik cumhuriyet esası temelinde fırkanızın her türlü siyasi faaliyetinin bir engelle karşılaşmayacağına güvenebilirsiniz efendim…”
tümceleri kurucunun cumhuriyetin her tür siyasetinde laiklik ilkesinden ödün vermeyeceğinin son derece açık bir anlatımıdır.
“Yaşamın gerçek yol göstericisi bilimdir.” özdeyişinin anlamı da yaşamın belirleyicisinin bilim dışında aranmasının yanlışlığına işaret etmiyor mu?
Eğer laikliği içselleştiremediyseniz, matematik yarışmasını kaybeden öğrencinizin kaybetme nedeni olarak yarışmaya abdestsiz girmesini gösteren eğitimcinin konumuna düşersiniz.
Köksal Toptan’ın Millî Eğitim Bakanı olduğu 1993 yılında bir ilimizin Temel Sağlık Lisesi Müdürü çok kişiye şu kutlama iletisini gönderir:
“Ramazan-ı Şerif Bayramınızı tevhid-i imâniye ve uhuvvet-i İslamiyede ittifaken, tevazu ve telaifle tebrik eder, alem-i İslâmâ Malik-i Ebedîden saadet-i dareyn ve Vahdet-i îtikad niyaz ederim.”
Şimdi bir de ÇEDES belasını sardılar eğitim ve öğretim kurumlarının başına.
Öğrencilere; yaşamını yitiren bir yakınları, anneleri için nasıl ağıt yakılır uygulamalı öğretiyor bu ÇEDES görevlileri.
O zamandan bu zamana, geçen 100 yılda çok şey değişti.
“Dik dur, eğilme! Dindar gençlik seninle!” sloganı kimin için atıldı ve kim kendisine atılan bu sloganla kim övündü partisinin gurup toplantısında?
Yanıtınızı duyar gibiyim.
O zaman?!…

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


    HIZLI YORUM YAP