Hükümete ortak olan Bahçeli, Çakıcı ve eski ülkücü mafya elemanlarının ileride kendisine rakip olmalarını engellemek için Susurluk skandalı soruşturmasını desteklemişti.
Susurluk’ta gerçekleşen trafik kazasında Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ, kırmızı bültenle aranan sahte kimlikli Ülkücü Mafya tetikçisi Abdullah Çatlı ve Gonca Us olay yerinde hayatlarını kaybederken, Aşiret Reisi ve DYP Urfa Milletvekili Sedat Bucak yaralı olarak kurtulmuştu.
İktidarda Refah-Yol iktidarı varken İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın Frankfurt Eyalet Mahkemesinde üç uyuşturucu kaçakçısıyla ilişkisi ortaya çıkarılınca bakanlıktan istifa ettirildi. (**2)
Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan yönetiminde sürdürülen operasyonlar sonucunda Siyaset- Mafya ilişkileri ortaya çıkarılmış suçlular yargı önüne çıkarılmıştır.
Yargılama sonucunda Mehmet Ağar’a yasadışı örgüt elemanlarına yeşil pasaport, silah taşıma ruhsatı verdiği nedeniyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince beş yıl hapis cezası verilmişti. (***3)
Bahçeli kendisini ve Erdoğan’ı tehdit eden eski Ülkücü Mafya lideri Alaattin Çakıcı’yı, ‘’dava arkadaşım’’ diyerek özel afla serbest bıraktırmasındaki amacı, kendisini davaya ihanetle suçlayan eski ülkücü siyasilere ve medyaya karşı sopa olarak kullanmak içindi.(****4) .
Erdoğan-Bahçeli, döneminde sadece Çakıcı’ya değil, Organize Suç Örgütü Lideri Sedat Peker’e de devlet katında dokunulmazlık verilmişti.
Daha önceki İçişleri Bakanı Efkan Ala döneminde İstanbul Valiliğince koruma verilmiş, Süleyman Soylu döneminde bu koruma uzatılmıştı.
Sedat Peker, bildiri yayınlayan Bilim İnsanı akademisyenleri tehdit ederek ‘’oluk oluk kan akıtacağı’’ tehdidini hiçbir Cumhuriyet Savcısı görmedi, duymadı!
Devlet Korumaları ve özel korumaları ile Rize’de Erdoğan için siyasi miting bile yaptı.
Sedat Peker’in 15 Temmuz kontrollü darbeden sonra toplumdaki muhalif kesimleri hedef gösterdiği, tehdit ettiği davalardan beraat, üç soruşturmadan takipsizlik kararı verilmişti.
Sedat Peker, Ağar ve oğlu Tolga Ağar’la çekişmesi, Bodrum’da milyarlık Marinaya el koyması (*****5) konularında anlaşmazlıkların AKP iktidarına zarar vereceği korkusuyla Sedat Peker’in yurt dışına çıkması sağlandı.
Yurtdışına kaçarken elinde ‘’adli sicil kaydı temiz’’ kaydı vardı.
Süleyman Soylu, Mehmet Ağar ve Ağar’ın oğlu Tolga Ağar hakkında cinayet, gasp, uyuşturucu kaçakçılığı konusunda ağır ithamlarda bulundu.
Suçladığı devlet erkanı arasında sadece Erdoğan’ı dışarıda tutması tek karar vericinin Erdoğan olduğunu bildiği için yaptığı biliniyor.
Tolga Ağar Erdoğan için ‘’bize Allah gibi geliyor!’’ dedikten sonra AKP milletvekili seçilmişti.
Tolga Ağar, Sedat Peker tarafından TV Spikeri Yeldana Kaharman cinayetinden sorumlu olduğunu, ‘’ölümünden sonra asıldığı’’ şeklindeki otopsi raporunun değiştirildiği suçlamasında bulunmuştu.
Türkiye 90’lı yıllarda, Yargı–MİT- Bürokrasi ; Cumhuriyet değerlerine inanmış kadrolardan oluşuyordu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin dünyada sayılı bir saygınlığı vardı.
Erdoğan Bahçeli dönemine kadar hiçbir T.C. Cumhurbaşkanına ‘’Aptal olma!’’ Diyemezdi.
Üstelik Türkiye Cumhurbaşkanını ‘’aile servetini açıklamakla’’ tehdit edememişti.
Erdoğan ve Bahçeli ilk seçimlerde kaybedeceklerini bildikleri için ‘’otokrat’’ bir rejimle iktidarda kalacaklarının hesabını yapmayı deniyorlar.
Laik Cumhuriyetten, Tarikat-Mafya Devletine geçme amacınıza ulaşamayacaksınız.
Yandaş Tarikat Savcılarına, Tarikat şeyhi özentisi birkaç Generale rağmen
Laik Türkiye Cumhuriyeti, ilk seçimde kuruluş ilkelerine dönecektir.
Halkımız ilk seçimde bunu başaracaktır…
Yıldız AKALIN
(*1) Bahçeli, AKP iktidarı (özellikle Erdoğan, mecliste tek başına altından kalkamayacağı durumlarda devreye girmiş Erdoğan’ı kurtarmıştır.
(**2) Refah Yol iktidarı, (Mehmet Ağar içişleri bakanı iken) Susurluk Skandalına (Fasa-Fiso) diyerek hafife almıştı.
(***3) Mehmet Ağar, 24-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk skandalından sonra Erdoğan atattığı Yargıtay tarafından ‘’zaman aşımı’’ gerekçesiyle davası düşürülmüştü.
(****4) Çakıcı serbest kalır-kalmaz CHP Genel Başkanı’na tehdit mektubu göndermiş, birçok muhalif gazeteci saldırıya uğramıştı. (Halbuki Bahçeli, genel başkan olduğunda Çakıcı gibi olanları partiden uzaklaştırmıştı. O yüzden Çakıcı, Bahçeli’yi cezaevinden hakaret ve ölümle tehdit etmişti).
(*****5) Sedat Peker kendisini yurt dışına çıkmasını sağlayan Soylu’nun o yurtdışındayken evine ve yakınlarına polis baskınına kızarak 4 Video ile yaptığı itiraflarla, Soylu, M. Ağar ve oğlu Tolga Ağar hakkında yaptığı açıklamalarla Soylu ve Ağar’ları hedef tahtasına oturttu.
(*****5) İç işleri Bakanı Soylu ‘’kanıtlasınlar idama razıyım’’ demesinden bir gün sonra belge ODA TV’de yayımlandı.
ALMANYA
4 saat önceALMANYA
5 saat önceALMANYA
6 saat önceALMANYA
6 saat önceGÜNCEL
6 saat önceGÜNCEL
9 saat önceGÜNCEL
9 saat önce
“ZALİM GÜNAHKAR BİRİ HAKKINDA”!
Allah niçin sürekli Kur’an’da zalimi yerden yere vuruyor?
Mazlumun yanında oluyor zalime elem verici azap olduğunu söylüyor?
Örneğin; Bu soru kabir’de Münker ve Nekir melekler tarafından sorguya çekileceğimiz bir sorgu sual değil!
Sizin Rabbiniz kim?
Siz hangi Allah’a inanıyorsunuz ki, Benim inandığım Allah, bu kadar zulüme cezalandırması gerekirken aksine günümüzde zulümü sürdüreni sürekli yardımcı oluyor?
Oysa ki, sizin ve benim inandığım Allah arasında hiç bir fark olmadığını, Ki o aynı, O tek olan, bir olan Allah’ı inanıyoruz hepimiz bunu biliyorum. Ancak, Kur’an’da sürekli firavunu cezalandırdığını anlatan Allah, nedense günümüzde içimizdeki yaşayan firavunları cezalandırmayan bu Allah hangi Allah?
Herkes firavun olabilir firavunluk yapabilir. Firavunun biyolojik olarak içimizde yaşıyor olması gerekmez. Onun karakteri yeterlidir. Yani firavun karakterinde bir Babanız varsa firavundur. Bu bir İşveren olabilir. Bu bir Öğretmen olabilir. Bu bir Ev sahibi olabilir. Yani firavun karakterinde herkes firavun olabilir bunu böyle çoğaltabiliriz.
Allah ne iş yapar?
Allah ne işe yarar?
Allah’ın görevi nedir?
Allah tek yer yüzündeki tüm canlıları yaratmak ve öldürmekle mi görevlidir?
Yoksa bu nasıl bir Allah ki, 21’nci yüzyılda Dünyada yaşayan 8 Milyar insandan 7 milyar insanın sömürüldüğü, uğradıkları zulüme, zalim birileri uğruna savaşın içinde kalıp can veren, aç, hastalık, sefalet içinde yaşayan hiç bir kulunu yardım etmiyor olması, yarattığı kullarını yardım etmemekte ısrar ediyor olması, sanki 1400 yıl öncesinde kullarını yardım etmeye sonlandırmış gibi algılıyorum.
Oysa benim inandığım Allah, kendi kelâmullahı Kur’an’da aynen şöyle diyor;
Peygamberi Hz. Musa’ya; Firavun´a git. Çünkü o iyice azdı. (Tâ Hâ 20:24)
Firavun, küçümseyerek sindirici bir bakışla kavmine bir göz gezdirdi. Onlar da Firavun’a boyun eğdiler. Çünkü onlar doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden, fasık, asi, bozguncu bir kavimdi. (Zuhruf Suresi 54)
”Bu aynı meali şu şekilde de anlayabiliriz”! Firavun hanedanıyla onlardan öncekilerin yapageldikleri gibi bunlar da rablerinin âyetlerini yalanladılar, biz de günahları yüzünden onları helâk ettik. Firavun hânedanını da suya gömdük. Bunların hepsi hak hukuk tanımaz kimselerdi. (Enfâl Suresi 54)
Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı. (Kasas 28:4)
Firavun: Ey ileri gelenler!
Sizin için benden başka bir ilâh tanımıyorum. Ey Hâmân! Haydi benim için çamur üzerine ateş yak (ve tuğla imal et), bana bir kule yap ki Musa´nın tanrısına çıkayım; ama sanıyorum, o mutlaka yalan söyleyenlerdendir, dedi. (Kasas 28:38)
Aklı olan müslüman şimdi düşünmezmi. Ben müslümanım diyen her birimiz, kendisini yaradan Rabbi’ne hakkıyla Kul olan, O’nun mesajını okur ve anlar.
Bu mesajı öyle anlıyorum ki, Rabbim günümüzde Firavunları yerin dibine geçirmesi gerekirken, halen onlara yardım ettiğini görüyoruz, acaba bunun nedeni nedir?
Allah firavun için ayrıca şöyle diyor?
(O ise) hemen yalanladı ve isyan etti. (Nâzi’ât 79:21)
Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi. (Nâzi’ât 79:24)
Firavun: Benden başkasını tanrı edinirsen, andolsun ki seni zindanlıklardan ederim! dedi. (Şuarâ 26:29)
Benim Rabbim bize bunları neden anlatıyor?
Firavun halkını ne kötülükler yapmış ki?
Allah; geçmiş tarihte Firavun’un yaptıklarını biz kullarını aktarıyor tek tek anlatıyor.
Doğrusu bize, Firavunun zulümüne karşı yardım etmeyen Allah’ın bunları bize anlatmış olmasını bir anlam vermekte zorlanıyorum. Doğrusu açıkcası ben bilmek istemiyorum. Firavun hakkında geçmişten hiç bir şey bilmek istemiyorum.
Zira firavunların cezasını vermeyecek olan Allah’ın öğüt ve nasihatını da ihtiyacım yok.
Neden ihtiyacım olsun ki?
Böyle içi boş anlatım masallarını, boş hikayeleri neden ciddiye alayım ki?
Ayette firavunu cezalandırdığını anlatan Allah, günümüzdeki firavunların cezasını vermemesinin nedenini bilmek, O’nu anlamak isteyen her bir kulunun hakkı değilde nedir?
O zaman Allah; firavunu vermeyeceği cezayı bize bunları neden Kur’an’da anlatıyor?
Zira bu konu bu durumda hiç enterese etmiyor. Hz. Musa ile firavun arasında geçen hadiseleri geçmiş tarihte yaşananları neden bilmiş olayım değilmi?
O halde geçmişte yaşananların benzerini bizlerde görmek en doğal hakkımız değilmidir?
”Yani firavunların denizde boğulduklarını görmek”!
Biz eğer bunları göremeyeceksek, O zaman gerçek hayatın içinden bize yol gösterecek olan bu Kur’an’ın rehberlik öğüt nasihat tarafından yararlanmak en doğrusu olacaktır.
Allah; O zaman bize Kur’an’da hayatın akışından gelecekten, hayatı nasıl yaşamalıyız onlardan anlatmış olsun.
Madem ki Kur’an bize bir rehber, bir öğüt nasihat kitabı, Hayat yolumuzda rehberlik edecek, geçmiş tarihten anlatmaksızın sadece tek gelecekten anlatmış olması daha iyi olmazmıydı.
Ne ilgilendirir bize geçmiş tarihte Firavun’un halkının hayatını zehir ettiğini, ne gibi zulümler yaptığını bilmek bize ne kazandıracak.
İşte Kur’an’da anlatılanlar hiçde öyle göründüğü gibi değil.
Hz. Allah; İşte bu ayetlere göre Firavunu cezalandıracağını açık seçik belirtiyor. Ancak biz günümüzde Firavunları cezalandırmak yerine zalim firavunların zulümünü daha çok yardım ettiğini görüyoruz der gibi sesinizi duyar gibiyim.
Gerçekten bu böylemi dir?
Kuran akletmeyen, düşünmeyen ve vicdanı körelmiş insanları hayvana benzetmiş, hatta daha aşağı saymıştır. “Onların çoğunun gerçekten işittiklerini ya da anladıklarını mı sanıyorsun?
Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta gittikleri yol bakımından daha da sapıktırlar.”
(Furkan 44)
Nice memleketleri, baskı zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engellerken yok ettik. Geride, damları çökmüş, duvarları yıkılmış harabeler, terkedilmiş susuz kuyular, ıssız kalmış ulu Saraylar bıraktılar.
(Hac Suresi 45)
Nihayet, onu da, konağını, hazinelerini ve yurdunu da yerin dibine geçirdik. Artık Allah’ın dışında, kulları durumundakilerden, kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi. (Kasas Suresi 81)
Benim bu ayetlerden anladığıma göre, AKP hükümetinin yıkımını ben çok uzak görmüyorum!
Firavunların yaşadıkları tarihi anlamak için illa 4000 – 5000 Yıl öncesine geriye gitmemiz gerekmiyor?
”Akıllarını güzelce kullanmayanları Allah pislik içinde bırakır! (Yunus Suresi 100)
Elbette insanlar ayetleri birbirinden farklı anlayabilirler. Ben mota mot sizin gibi, siz de benim gibi anlamak zorunda değilsiniz. Bu da Rabbimizin rahmetidir. Ama birbirimizi dinlemek zorundayız. Ben diyorum ki, kendimizi değiştirmezsek, mevcut anlayışımızla batacağız. Çünkü doğru sanarak yanlış yapıyoruz. Yanlış yapana da ‘dehr’in merhameti olmaz! Olmuyor. İşte halimiz ortada!