KÜÇÜK PAŞALAR

ABONE OL
23:37 - 03/03/2023 23:37
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Hatırlatma, 26 Eylül 2021 tarihinde Federal Almanya genel seçimlere paralel olarak Berlin’de yapılan parlamento seçimi, usulsüz yapıldığı gereç gösterildi. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.

12 Şubat 2023 tarihinde tekrarlanan seçimde CDU, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi yüzde 28.2 oyla en güçlü parti, kazanan oldu. SPD Sosyal Demokrat Partisi yüzde 18.4, Yeşiller yüzde 18.4 oy aldı. 113 oy farkıyla SPD ikinci kazanan parti olarak koalisyon görüşmelerine başlandı.

Seçim kampanyasına, yılbaşı gecesinde bazı kentlerde polis ve ilk yardım ekiplerine gençlerin taş atması, kaos yaratıp şiddet uygulaması, damga vurdu. Berlin ön plâna çıkarıldı, şiddete karışan göçmen gençleri elbette bu olayın sorumlusudur. Ama aileleri ve içinde yaşadıkları çoğunluk toplumun sorumluluğu yok sayılamaz.

“Küçük paşalar” sözünü CDU parti genel başkanı Friedrich Merz kullanmıştı. Onlara hadleri bildirilmeli, en ağır ceza verilmeli, kırmızı çizgiyi geçtikleri, sert bir şekilde gösterilmeli.

Federal Almanya kurulmuş düzeninde, politikacılar hukuk sistemini temsil edenlere ne yapacaklarını söyleyemez. Mahkemeler verilecek suçun ne olacağına, kanunlara göre karar vermeye yetkilidir. Berlin’de hakimler vardır.

Bu kavramda göçmen gençlerinin kriminal olduğu kast edilmiş, partiye yüzde on fazla oy getirmede rol oynamıştır.

Gençlerin eğitiminde hata olduğu algısı yaratılıp, aileler suçlu gösterilmiştir.

Eğitmen, öğretmen, psikolog ve sosyologlar, yani bilim insanlarına göre hiçbir çocuk terörist olarak, kötü olarak dünyaya gelmez. Çoğunluk toplumun hatası göz ardı edilmiştir. Yedi yaşından itibaren çocuklar en fazla zamanı okulda ve mahallede emsalleriyle geçirirler. Sosyal yaşam bazı yaşlarda aile terbiyesinin üstüne çıkar. Eğitimde öğretmen, arkadaş ve çoğunluk toplumu da etkili olur.

Bir araştırmada, kız çocukları evcik oynarlar. Bir kız çocuğu arkadaşlarına oyunda, kızlar doktor olamazlar, ancak hemşire olurlar, der. Halbuki bu kız çocuğun annesi doktordur.

Bu örnekte, toplum kural ve geleneklerin etkisi görülüyor, ki ailede yaşadığından daha etkili oluyor.

Ruh bilimi çok tartışmalı tarihe dayanıyor. İnsan karakteri, yetenekleri yüzde yüz aileden doğumla geldiği sanılırdı. Daha sonra sosyal çevre yüzde yüz dendi. En son varılan neticede, her ikisinin de etkili olduğu kabul gördü.

Şiddet eğilimi olan, uygulayan bu gençler hakkında henüz açıklanmış bir mahkeme kararı yok.

Göç kökenli aileler çocukların biyografisini tahmin edebilirler. Türk ve Türk kökenli Alman gençlerin ayrımcılığa uğradığını ispat etmeye gerek yoktur. Birçok araştırmada tespit edilmiştir. Dışlanan, haksızlığa uğrayan her genç elbette aynı davranışı gösterir, diye bir beklenti olamaz.

Her toplumda olduğu gibi, göçmenler arasında da iyisi, kötüsü vardır. Sürekli toplumda hor görülen, aşağılanan bir gencin çeşitli seçenekleri vardır.

Önlerine engeller konduğu halde inadına, azimle çalışarak, Alman olarak doğan öğrencilerden daha iyi olmak şartıyla başaranlar.

Ruhsal sağlık yardımı almazsa uyuşturucu, alkol alarak kendisine zarar verenler. İçine kapanıp ruhsal hastalıklara kapılanlar.

Dördüncü yol şiddet uygulayarak dışa vurumla başkalarına, çevreye zarar verirler. Zamanında ruh sağlığı destek alsalardı, öfkelerinin nedenini anlayarak, biriken enerjilerini olumlu yöne aktarmayı öğrenirlerdi. Yani başararak haksızlığa karşı koyarlardı.

O halde en önemli nokta fiziki sağlığa ulaşmak, ancak ruh sağlığı ile birlikte mümkündür. Çocuk ve gençleri çoğunluk toplumdan gelecek ayrımcılığa karşı ruhen donatmak lâzım, Bu ancak uzman, bilirkişilerden yardım almakla mümkündür.

Gerçekten erkek çocukları paşa olarak yetiştirenler varsa, onlara eğitimin yanlış olduğunu göstermek şarttır. CDU parti genel başkanı aileleri suçlamış, çocukların her isteğini yerine getiren şımartılan, bayan öğretmenlere saygı göstermeyen, şiddete meyilli, kız çocuklara ailede hükmeden gençler anlamında bu sözü kullanmıştır. Genellemeden bazı, birçok gibi tılsımlı küçük kelimeleri kullansaydı, bu kadar sert tepkiler almazdı.

Oy avcılığı amacıyla bir etnik veya dini grubu genellemek çok tehlikelidir. Göçmen kökenli gençlerde iz bırakacaktır. Topluma uyum sağlaması da beklenemez.

Berlin Parlamento seçimlerinde on iki Türk kökenli milletvekili seçildi. SPD beş, Yeşiller üç milletvekili. Her iki parti çok sayıda oy kaybı olmasına rağmen, listede seçilme

şansı olan sıraya konmasını çok olumlu buluyorum. Sol partiden iki milletvekili seçildi.

Teselli bulduğum üç milletvekili CDU’dan seçildi, hele birisi direk liste dışı seçilen Dr. Ersin Nas, Avukat benim çalıştığım ilkokuldan mezun, ona çok sevindim. Sınıf öğretmeni Ayla Balıktay, yirmi yıl önce vefat etti, maalesef göremedi.

Bu üç milletvekili parti içindeki ırkçı kafalara olumlu etki ederler. Varlıkları bile pozitif bir modeldir.

CDU Partisini elbette yalnız ırkçı söylemler birinci seçilmesine sebep olmadı, SPD idaresinde Berlin koalisyon hükümetlerin işlediği hatalar da sebep oldu. Sorumlu olan hükümetlerin tarihi yirmi yılı geçti. Cezasını son hükümet çekiyor.

Dil bilimcileri ve tarihçiler paşa konusunu işlerse iyi olur.

Paşa kavramı, kralların üstünde kral anlamında Padişah kavramıyla birlikte 18. yüzyılda Avrupa dillerine girdi. Genelde negatif olarak kullanıldı.

Kavram yanlış kullanılmıştır, kemiklenmiş, değişmez ataerkil

eğitiminde görülen aksaklıklar düzeltilmeli, kız erkek ayrımı yapmadan çocukları eğitmelidir.

Paşa, Osmanlı İmparatorluğunda yüksek sivil memur anlamına gelir. Albaydan yukarı subaylık, general İsmet Paşa gibi. Paşa gibi yaşamak, bolluk içinde rahat yaşamak anlamında kullanırken, çocuklara verilen içine soğuk su katılan paşa çayı da unutmamalı.

Paşalar arasından sadrazam seçilir, padişahın vekili sayılanlar için paşa kapısı sarayda ayrı bir daireye açılırdı. Padişahın kızlarıyla evlenen subaylar da paşa unvanını alıyordu. Bir paşanın yönetimindeki bölgeye paşalık denirdi. Paşaağacı, Paşaçadırı bitkileri var. Paşabahçe en eski, tanınmış cam fabrikasının adı.

Sevgili okuyucularıma, paşalar gibi bolluk içinde rahat yaşamalarını diliyorum. Paşaların da herhalde derdi, sorunları vardı, açıklamayı tarihçilere bırakıyorum.

Depremin acıları sarılmadan, hoşça kalıp, yaşayamayız.

Sabırla kalın!

 

İlter Gözkaya-Holzhey

Berlin, 01.03.2023

eMail: [email protected]

 

Okuduğum ve kaynak olarak kullandığım kitap:

 

Cesar Rendueles, Gegen Chancengleichheit, Suhrkamp Verlag AG, Berlin 2022, Sayfa 7 – 14,

Aus dem Spanischen übersetzt von Raul Zelik,

ISBN: 978-3-518-02980-0,

www.suhrkamp.de

 

 

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.