KÖY OKULLARI YENİDEN AÇILMALI

ABONE OL
12:57 - 23/09/2023 12:57
2

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Sekiz yıllık kesintisiz temel eğitimin uygulanmaya konmasıyla köy okulları yavaş yavaş kapandı. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim 28 Şubat 1997’de alınan MGK kararları uyarınca Mesut Yılmaz başkanlığındaki 55. hükümetçe uygulanmaya kondu. Bu hükümet; Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisince kurulmuştu. Milli Eğitim Bakanı ise DSP’den Hikmet Uluğbay’dı.

Sekiz yıllık kesintisiz eğitimle birçok köy okulu yeterli sayıda öğrencisi bulunmadığından kapatılarak merkezi okullara taşımalı eğitim başladı. Peki taşımalı eğitim, ne zaman başladı yurdumuzda? Taşımalı eğitim 1989’da iki pilot ilimizde; Kocaeli ve Kırıkkale’de başlatıldı. 1988-89 Öğretim Yılının ikinci dönemiydi. Taşımalı sistem, zamanın yöneticilerince yararlı görülünce 1991’de tüm yurtta uygulamaya sokuldu. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimin başlamasıyla bu uygulama, az öğrencisi bulunan köy okullarının hızla kapanmasıyla iyice yaygınlaştı.

Peki, köy okulları niye kapatıldı? İlk neden, köyden kente hızlı göç yüzünden azalan nüfus. Bazı köylerimizde yalnızca yaşlılar kaldığından neredeyse bazı köy okulları bir iki öğrenciyle eğitim ve öğretim yapmaktaydı. Köylerde nüfusun azalmasında aile planlamalarının da önemli etkisi var. Artık köyde yaşayanlar da çok fazla çocuk yapmıyorlar. Bu hem öğrenci azalmasına hem de tarımda çalışan kişi bulunmamasına yol açmakta. Durum böyle olunca köy okullarının kapatılmasından başka çözüm yoktu. Buradaki birkaç öğrenci, taşımalı sistemle çevredeki daha yakın okullara gönderildiler.

Birden çok köyün merkezi durumundaki birçok köyde ya da bucak merkezlerinde ortaokul vardı. Buralar, taşımalı eğitimin merkezleri oldu. Ancak bir süre sonra buralarda da göç yüzünden nüfus azalmaya başladı. Bu okullar da yavaş yavaş kapandı. Böylece nüfusu yeterli olan az sayıdaki köyümüz dışında okullar kapanmış oldu.

Köy okullarının kapanmasının ikinci nedeni, sekiz yıllık temel eğitime geçildiğinden ortaokulların ilkokul bünyesinde olması gerekmekteydi. Çoğu ortaokulda her dereceden bir sınıf zar zor açılıyordu. Bu nedenle bu okullara atanacak branş öğretmenleri, girdikleri derse göre haftada en az bir, en çok altı ders saatine (Bu sayı, yalnız Türkçe dersleri için geçerli) girmesi gerekti. Bu da öğretmenlerin zamanının boşa geçmesi demek.

AKP iktidarı döneminde 4+4+4 eğitim sistemi getirildi. Yani bu sistemle kesintisiz eğitim kesintiye uğradı. Ortaokullar, ilkokullardan ayrıldı. Durum böyle olunca Köy ilkokullarının tamamı olmasa bile birçoğu açılabilirdi. Ne yazık ki bu yapılmadı. Taşımalı eğitim sürdü. Bu arada Özal’la başlayıp AKP döneminde de uygulanan ekonomik sitemle ve tarım-hayvancılık politikalarıyla köylerden gçö hızla sürdü. Boşalan köyler de ne çocuk kaldı ne de okul.

AKP’nin kesintili ilköğretim okulu sisteminde ilkokulların öğrenci olan köylerde açılmaması da köylerin boşalmasına hizmet etti. Köylerde eğitim, sağlık, tarım kuruluşu kalmadı bu dönemde. Bir başka deyişle devlet kurumları da göçtü köylerden. Devlet köylerden göçünce halk da göçtü kentlere. Köyün üretici, kendi kendinin efendisi yaşamı, kentlerin kıyı köşesinde asgari ücretle sürünmeye bıraktı birçok yurttaşımızı.

Köy okullarının açılması için öncelikle tarla ve bahçelerin şenlendirilmesi gerek. Bu da 1980’den beri uygulanan serbest piyasa ekonomisinden vazgeçmekle olur. Köylere devlet eli değmeli. Bu da uygulanacak halkçı-devletçi ekonomik politikalarla olur. Devlet, köylere sahip çıkmalı. Tarımı ve hayvancılığı destekleyip korumalı. Yurttaşlarımızın köylerinde yaşamaları yüreklendirilmeli. Onların topraklarında üretim yapmaları için her türlü olanak seferber edilmeli. Köylü üretmezse yurt ayakta kalamaz.

Köy okullarının kapatılması, emperyalizmin ülkemize dayattığı ekonomik ve sosyal politikalar yüzünden. Emperyalizmden bağımsız politikaları uygulama zamanı gelmedi mi daha? Emperyalizm istedi diye köylümüz üretimden uzaklaştırılıp göç ettirilir mi toprağından?

Köylümüzü milletin efendisi yapan halkçı devletçi sistemi yaşama geçirerek üretimin onurlu efendisi olan köylümüze hak ettiği değer yeniden verilmeli. Bu da emperyalizmin dayattığı liberal politikalardan kurtulmakla olur.

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.