KAYIP ÇOCUKLAR

ABONE OL
20:51 - 25/02/2023 20:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

TESLİMİYET SUÇA ORTAK OLMAKTIR 

Her afet sonrası afetin nedenlerini, sorumlularını yanlışlıklarını gizlemek, gerçekleri karartmak için bilinçli, bilinçsiz yorumlar ortaya atılır:

-Bu kirlilik temizlenmez!

-Bir şey değişmez!

-Böyle gelmiş, böyle gider!

-Gelen daha mı iyi olacak?

 

Bu sözler, sıradan gelişigüzel söylenmiş sözler gibi gösterilse de, aslında topluma karamsarlık, yılgınlık bulaştırmak yanında haksızlığa, yanlışlığa taraf olmak gibi ahlaki çöküntüyü tetikler.

İnsana benzer bir yaratık, TV kanalına uzman havasında:

 ‘’1999 Depreminde ABD gemisi, İstanbul’a geldi deprem oldu, şimdi 2023 yılında ise ABD buralarda üç kuyu kazdı bu deprem oldu!’’ Diye açıklamasına muhabirin:  ‘’ Yani Dış Güçler mi yaptı?’’ pasına  ‘’Elbette, mantıken!’’ Diye onaylarken, kalabalık onaylar gibi baş salladılar. 

Bu kişiye  ‘’bilgi sahibi olmadan fikir sahibi bile olmayan’’ aklı sıfır derecede bir yaratık diyebilirsiniz.

Fakat devletin tepe noktasında yasaları, anayasayı, hukuku, bilimi paspas yapma yetkisinde aldığına inanmış Cumhurbaşkanı: ’’Bu bir Kader Planıdır!’’ Diyerek depremi kadere bağlarsa

Cumhurbaşkanının her emrine esas duruşta itaat eden üstelik Akademik kariyeri olan Bahçeli: “Bu büyük felaket mucizelerle anlam kılınmış, içinde sır olan bir olay gibi geliyor bana!’’ Diye o da Türkiye’yi yıkım ortağına destek verirse’’Önce yıkın, ayaklarını kırın, yargı arkasından gelir diyecek kadar feraset sahibi İçişleri Bakanı Soylu: ‘’ ’Takdir edilen andan itibaren bir saniye ilerisi yoktur!’’ Derse…

Sıradan, hasbelkader insan görünümlü yaratığın ‘’Dış Güçler!’’ Demesi normal sayılmaz mı?

İngiliz Emperyalizminin 1927 yılında Mısır’da Türkiye Laik Cumhuriyet rejiminin İslam ülkelerine örnek olmasın diye kurdurdukları Müslüman Biraderler Örgütü, son beş yıl içinde Mısır, Cezayir Tunus’ta halkın ayaklanmasıyla ülkeden kovulmuştu.

 Recep Tayyip Erdoğan bu İngiliz İslam’ının son temsilcisi olarak direnirken, her türlü şiddet ve baskı yöntemiyle iktidarını sürdüreceği yanılgısındadır.

İktidar nimetlerinden beslenen her meslekte ahlak yoksunu kişilerce planlı şekilde yapılan kara propagandalarla toplumu yıldırmak, korkutmak ve tepkisiz kılma tehditlerini başlatırlar.

Yargıdan daha çok söz sahibi RETÜK, canlı yayında üstelik dokunulmazlığı olan bir muhalif milletvekilinin eleştirisi nedeniyle ekranları karartarak anayasayı bile çiğneme yetkisi kullanıyor.

Artçı depremler sürerken, enkaz altında binlerce-yüzbinlerce insanlar varken, iktidar arama-kurtarma çalışmalarını bırakarak yeni konutlar yapma çalışmasına başladılar.

AKP Maraş Milletvekili Avukat Ahmet Özdemir, bir jeoloji uzmanı gibi eline aldığı kâğıt kalemle bir odada ciddi ciddi enkazların yerlerine ev yapılacağı müjdesi veriyor.

Yirmi yılı aşkın iktidar olmuş AKP’li Cumhurbaşkanı: ‘’bize bir yıl daha verin’’ diyor. (* 1)

Önlem alınmadığı için ölümleri kadere bağlayan Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, hükümetin koruması Bahçeli, depremin en büyük sebebini Muhalefete yıkan, iktidara toz kondurmayan Perinçek neredeyse depremi Kılıçdaroğlu’na, hızını alamazsa beş yıldır tutuklu Selahattin Demirtaş’a yükleyebilir. 

Bunun yanında halen teslimiyeti kalkan edinmiş, neden? Sorgusunu sormaktan korkan, halka umutsuzluk vermeyi görev edinmiş okumuş-okumamış insanların rağbet gördüğü bir dönemde:

Devlet en tepeden, bürokrasinin her katmanında işinin ehli yerine, kendine biat edecek ederi olan kölelerle sadece ülke düzenini değil, ahlakını bile yerle bir eden hiçbir inançta olanlarca ele geçirilmiş durumdadır. 

Ülkeyi Nefret dilini dayatanların işgalinden kurtulması için birlik olmak zorundayız.(**2) 

Üstelik enkazdan canlı çıkarılıp ambülanslara teslim edilmiş genç kızlar, ailesini kaybetmiş, ya da günler sonrası enkazdan çıkarılan sayısı bilinmeyen çocuklar, aileleri bulunacağına canlı ganimet gibi

görülen küçücük çocuklar İsmailağa ve Menzil gibi tarikatlara teslim edilmesinin amacı nedir?

Deprem dışı şehirlerdeki Üniversitelerdeki öğrenciler, eşyaları, kitapları çöp torbalarına doldurulup sokağa atılırken, Tarikat yurtlarına dokunulmaması ne tür bilimsel, çağdaş bir anlayıştır?

Annesinden babasından, koparılıp çadırlarda kapısına da 4-6 yaş Kuran Kursu levhasını asanlarda bilim, insanlık, çocuk sevgisi aranır mı? (***3)

Bu Afet yine iktidara Allah’ın bir Lütfü mü olacak?

 Yıldız AKALIN 

 

(* 1)Partiye ve yandaş müteahhitlere para kazandırmak için sayısız imar yasası değişikliği yaparak reklamlar eşliğinde çıkardığı  ‘’imar affı’’ sonucu;  11 İlin yerle bir olmasının –resmi kayıtlara göre- 35 bin vatandaşın ölümünün hesabını vermeden yine aynı yerlere aynı amaçla ölüm evleri yaparak seçim kazanmak için yüzbinlerin ölüm fermanını ilan ediyor.

 

(* 2 )İzmir’de başlatılan ‘’BİR YUVA-BİR KİRA Bağış kampanyasını engellemek için üç Milyon insanlık düşmanı Trollerin Siber Saldırısına rağmen vatandaşlar İktidarın devlet gücü dışında bağışların çok üstünde bağış yapılmıştır

İzmir Valisi, bağışların yöneticilerinin tamamının İmam Hatiplilerden oluşan AFAD’a verilmesini dayatması bile devletin nasıl bir parti devletine dönüştüğünü göstermektedir.   

 

 

(***3) Mustafa Hoş: Kayıp Çocuklar

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Mert

      —–https://www.youtube.com/watch?v=fOpKpeFi4wA—–

      Ahlaksıza ilim öğretmek, eşkiyanın eline kılıç vermektir. (Mevlana)
      Bir siyasi parti liderinin bir başka siyasi parti liderine sayın cumhurbaşkanımız ile beraber cumhur ittifakı olarak bu yolda yürüyeceğiz diyor olmanın sizce ardında yatan sebep nedir. Oysa bu zat ile geçmişte aralarında nasıl hakaretler ettiklerini tüm dünya biliyor.

      Adalet nehir gibi akıp kurumaması gerekmiyormu?
      Benim beğendiğim oruç ve ibadet şudur: Haksız zincirleri kırın, boyunduruk iplerini çözün. Mazlumları serbest bırakın. Sürülüp zincirlenenleri evlerinizde ağırlayın. Bir çıplak gördüğünüzde onu giydirin. Ekmeğinizi açlarla bölüşün. Akrabalarınıza yardımlarınızı esirgemeyin.

      Mumdan bir gemiyle ateşten bir denizde yol almak.
      Bir ikaz: “Kaybettiği şeyi ona buna soran, fakat kendini kaybettiği halde aramayan kimseye şaşarım.” Bir cümle: “İnsan kendisine bakmak isterse, bunun yolu kendi aczi ve yoksulluğunu kavramaktır.”

      Herkes insanı tanımlıyor ya hani merak eden Fecr suresi 15-16 ayetlere baksın.
      Sonraki ayetlerde şöyle bir cümle geçiyor: وتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّا Ve malı aşırı biçimde seviyorsunuz.

      İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde «Rabbim bana ikram etti» der. (Fecr 89:15)

      Ne zaman da Rabbi onu (darlıkla) sınayıp onun geçim alanını sınırlandıracak olsa, bu kez de Rabbim beni zelil etti der.
      (Fecr 89:16)

      Hayır, hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. (Fecr 89:17)

      Birbirinizi yoksulu doyurmaya teşvik etmiyorsunuz. (Fecr 89:18)

      Emeksiz kazancı haram-helal demeden açgözlülükle boğazınıza geçiriyorsunuz,
      (Fecr 89:19)

      Malı ´bir yığma tutkusu ve hırsıyla’ seviyorsunuz. (Fecr 89:20)

      Ama yeryüzü parça parça döküldüğü, Rabbin'(in emri) geldiği ve melekler saf saf dizildiği zaman (her şey ortaya çıkacaktır). (Fecr 89:21-22)

      Bu ayetler ülkemizde zalim AKP+MHP iktidar yetkilileri için değilde, kimden anlatıyor dersiniz.

      Yanıtla
      +0
      -0