KARANLIKTAN ÇIKMAK

ABONE OL
17:46 - 30/03/2021 17:46
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimlerde; İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder!’’ Uyarısını yapmıştı.

İstanbul’da hezimete uğraması bir yana Ankara’yı, Adana’yı ve daha önemli birçok ili de kaybetti.

İktidardan gitmesi yanında, birçok yasadışı işlemlerden, yolsuzluklardan, rüşvetlerden hesap verme korkusu ile savaş çıkararak kurtulmayı düşünmüştü.

ABD Başkanı Trump, yakın zamanda azledilmese bile bir daha başkan olamayacağının farkına vardı.

Trump ’un ve Erdoğan’ın ortak kaderlerini ortak hamlelerle değiştirebilirler miydi?

Erdoğan, kendisini o makamlara getiren güçlerin direktifiyle, Irak’ın, Libya’nın ve kardeşlik Esad’ın Suriye’sinin yıkılıp, parçalanma projesine Eş Başkan rütbesiyle görevlendirilmişti.

Nedenini ise; ‘’O ülkelere demokrasiyi getirmek!’’ Olarak açıklamıştı.

Sanki Katar’da, Suudi Arabistan’da, Kuveyt’te ve diğer Ortadoğu ülkelerinde demokrasi varmış gibi…

Irak parçalandı, Saddam asıldı, Kuzey Irak Kürt Devleti kuruldu.

Kuzey Irak Petrolleri Barzani’ye verilirken, petrolün İsrail’e satışını Erdoğan’ın çocukları ve damadı üstlendi.

Suriye’yi de Irak, Libya, Mısır gibi kısa sürede dize gelecek, Erdoğan ve Davud’un oğlu Ahmet’le Şam’daki Emevi Camisinde Cuma namazı kılacaklardı!

IŞİD’den devşirilmiş, Suriye içinde Esad’a düşman sapık ve satılık devşirme caniler Türkiye’de Eğit-Donat kapsamında insan öldürme taktikleri öğretilerek Suriye’de katliam için salındılar…

Suriye ile bir sorunumuz yokken, Suriye’yi arkadan vurarak, PYD liderini kırmızı halılarla karşılayıp, PKK’yı Suriye’de cephe kazanmasını sağladılar…

Şimdide onları sınırımızdan uzaklaştırmak için Mehmetçik kanı akıtmaya kalktılar.

Mustafa Kemal’in partisi CHP yönetimi -akıllara ziyan- bu kirli savaşa güya; ‘’İçi kan ağlayarak tezkereye evet oyu’’ verdiklerinin yanılgısını sergilediler.

Erdoğan Camileri de devreye sokarak ‘’FETİH’’ hutbeleri okutturup oy devşirdiği kanısıyla ellerini ovuştururken Trump’ tan zehir zemberek bir mektup aldı.

Erdoğan bu mektubu yakın çevresi dışında kimseye göstermedi.

Ama ABD bu mektubu basına sızdırdı.

Söz konusu mektupta Trump, Erdoğan’a hitaben “Sen binlerce kişinin katledilmesinden, ben de Türk ekonomisinin yok edilmesinden sorumlu olmak istemem. Sert bir adam olma. Aptal olma. Seni daha sonra arayacağım’’. Dedi…

Trump; ‘’ateşkes ilan edin’’ dedi, Erdoğan ‘’asla ateşkes ilan etmeyiz” dedi.

Erdoğan, SkyNews muhabirinin “Amerikan delegasyonu geliyor, onlara neler söyleyeceksiniz?” Sorusuna; “Ben dimdik ayaktayım. Ben onlarla görüşmeyeceğim. Onlar karşıtlarıyla görüşecek. Ben Trump geldiği zaman konuşurum!” Açıklaması yaptı.

Aradan bir saat geçmeden, Erdoğan onlarla görüşeceğini açıkladı!

Görüşmeler yapıldı ve Erdoğan, ‘’görüşmem’’ dediği heyetle görüştü, her isteklerine evet demek zorunda kalmıştı.

Türkiye Cumhuriyeti, bakanı cumhurbaşkanı, savaş dönemleri dahil, düşmanları tarafından bile hiç bu kadar aşağılanmamıştı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin dört bakanına yaptırım kararı alındı: Savunma Bakanı Hulusi Akar, Enerji Bakanı Fatih Dönmez ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.

Ayrıca, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı da yaptırım listesine alındı.

Halk Bankası dosyası yeniden açılarak Erdoğan ailesi ve damadının yolsuzluk ve rüşvet dosyalarının açıklanacağı tehdidinin Trump tarafından Erdoğan’a iletilmesiyle ve Erdoğan hakkında savaş suçlusu kararı çıkarılacağı belirtilmişti (El Beşir gibi)

Trump, bu aşağılamalarına devam ederek

“Ben biraz kavga etmeleri gerekiyor dedim. Okul bahçesindeki iki çocuk gibi kavga etmelerine izin vereceksiniz, sonra da ayıracaksınız. Birkaç gün kavga ettiler ve oldukça şiddetliydi

Bütün bu aşağılamalara Erdoğan, ‘’aynı üslupta yanıt vermeme politik nezaketim manidir’’ Dedi.

Herkes biliyor ki Erdoğan’la hakaret ve küfür konusunda kimse yarışamaz.

Benim itirazım Erdoğan’ın tek başına aldığı yanlış kararların koruyuculuğuna soyunan, Kurtuluş Savaşının siyasi olgusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün Partisi CHP’nin yönetiminedir:

-Bu ülkenin kurucuları olan Mustafa Kemal Atatürk’e ve İsmet İnönü’ye; ‘’İki ayyaş’’ demişken

CHP’ye ‘’çöp-çukur’’ hakaretini etmişken

Millet İttifakına; Zillet İttifakı’’ aşağılamasını yapmışken

Rakiplerine; ‘’ağzından salyalar saçıyor, zürriyetsiz, ahlaksız’’ gibi hakaretleri makamına, konumuna bakmadan, benim bu satırlara yazmaya hicap duyacağım hakaretleri önüne gelene sarf etmişken

Türkiye’yi dipsiz bir kuyuya salmasına ramak kalmışken

Atatürk’ün partisi CHP Erdoğan’a siper olmaya soyunacak…

Kabul etmiyorum

Kınıyorum…

Aklınızı başınıza alın.

ABD’ye bırakmayın, yapılan yolsuzlukların, ihanetlerin korkmadan üzerine gidin.

Araştırın aydınlatın

Umut olun

Yoksa yarın, sizin için kesin ama, yurtseverler için, Laik Demokrat Türkiye için

Çok geç olabilir….

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.