KANÇILARYA’DA İFTAR SOFRASI KURULDU 2024

KANÇILARYA’DA İFTAR SOFRASI KURULDU 2024

ABONE OL
16:25 - 18/03/2024 16:25
KANÇILARYA’DA İFTAR SOFRASI KURULDU 2024
2

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

“Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş olduğuna inandığımız Ramazan-ı Şerif’imizi içtenlikle tebrik ediyorum. Mübarek Ramazan ayının ülkemize, milletimize, İslam alemine ve tüm dünyamıza barış, bereket, huzur getirmesini içtenlikle diliyorum.”

Peygamberimizin bu müjde dolu hadisiyle başladı konuşmasına Büyükelçi Ahmet Başar Şen. Kançılaryada yaptı bu konuşmayı. Kamusal alanda, büyükelçilik binasında. Ne kadar da anlamlı bir başlangıç cümlesi. Kurtuluşa giden yolu açıyor. Gün boyu susuzluktan yanan yürekleri serinletiyor. Konuklar da hep birlikte âmin diyor. Ben de âmin diyenlerdenim. Hani Mevla’mız diyor ya, “Ramazan ayı bin aydan daha hayırlıdır.” Diye. Evet bu ayetin bizzat canlı şahitleri oluyoruz. Ve bu şehadetimizi âmin sözcüğüyle tasdikliyoruz.

Âmin sözcüğü, içinde isyanı da barındırıyor. Zulme isyanı, haksızlığa isyanı. Bu mübarek Ramazan ayında; Filistin’de, İsrail’de, Gazze’de, Ukrayna’da, Myanmar’da, Suriye ve Afganistan’da, dünyanın her yerinde hangi dinden, inançtan, mezhepten olursa olsun, sivillerin, çocukların hedef alınmasına, öldürülmesine, eziyet görmesine, aç-susuz bırakılmasına isyan ediyor o kocaman salon dolusu insan. Medeni(!) dünyanın gözü önünde işlenen insanlık suçunadır bu isyan. Bir daha âmin…

Kur’an tilavetiyle başlayan iftar programı, ezanın okunmasıyla devam etti. Sonra da iftar duasıyla kaşıkların çorba tasına kaldırılmasının müsaadesi verildi. Bir anda salon sessizliğe büründü. Sadece kaşık sesleriydi havada çınlıyan.

Sayın Şen’in o mükemmel konuşmasını, önemine binaen aynen sizlerin istifadelerine sunuyorum:

Değerli basın mensupları,
Muhterem Hanımefendiler, Beyefendiler,
Sevgili Vatandaşlarım,

Büyükelçiliğimizin artık geleneksel hale gelen Ramazan iftar sofrasında sizleri yanımızda görmekten duyduğum sevinç ve kıvancı da ifadeyle, hepinizi saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçiliğine Hoş geldiniz, sefa getirdiniz.

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş olduğuna inandığımız Ramazan-ı Şerif’imizi içtenlikle tebrik ediyorum. Mübarek Ramazan ayının ülkemize, milletimize, İslam alemine ve tüm dünyamıza barış, bereket, huzur getirmesini içtenlikle diliyorum.

Kıymetli Misafirler,
Türkiye ile Almanya arasındaki çok boyutlu ilişkilerin en önemli boyutunu, şüphesiz Almanya’da yaşayan, sayıları üç buçuk milyona ulaşan insanımız teşkil etmektedir.
60 yıldan uzun bir süredir Almanya’nın ekonomik kalkınmasına ve çok kültürlülüğüne katkıda bulunan Türkler, bugün Almanya’da ekonomiden sanata, spordan bilime, akademiden siyasete kadar akla gelebilecek her alanda büyük katma değer sağlar hale gelmiştir.

Almanya’daki vatandaşlarımızın, eski vatandaşlarımızın ve Türkiye’den gelerek Almanya’da yaşayan herkesin kendilerini on yıllardır her alanda katkıda bulundukları bu ülkede evlerinde hissetmeleri, Almanya’da barış esenlik ve huzur içinde, müreffeh bir hayat yaşamaları Büyükelçiliğimizin ve Almanya’daki bağlı 14 Başkonsolosluğumuzun başlıca hedeflerindendir.
Dolayısıyla, Türk toplumunun Avrupa ülkelerinde ve Almanya’da karşılaştığı ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve günlük ayrımcılıkla mücadelesini kararlılıkla destekliyoruz, destekleyeceğiz.

Değerli Misafirler,
Sadece Türk ve Müslüman oldukları için Almanya’daki insanlarımızın, evlerinin, işyerlerinin, camilerinin günümüzde dahi saldırılara uğruyor olması, Almanya’da ırkçılıkla mücadelenin her boyutuyla, kararlılıkla yürütülmesi gerektiğini göstermektedir. 11 Mart, Almanya’da Terör kurbanlarını anma günüydü. Almanya İçişleri Bakanı’nın böyle bir anma günü tertip etme inisiyatifini çok değerli buluyoruz. Yarın ise, Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrinde 15 Mart 2019 tarihinde meydana gelen menfur terör saldırısı sebebiyle, ülkemizin İslam karşıtlığı ve hoşgörüsüzlükle mücadele çabaları sonucunda BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen “15 Mart İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü”nü idrak edeceğiz.

Son 50 senede (1974’ten beri), Almanya’da yaklaşık -bazı saldırılar maalesef tam olarak açıklığa kavuşturulamadığı için yaklaşık diyoruz- 75 civarında vatandaşımızın aşırı sağcı, ırkçı ve İslam düşmanlığından kaynaklanan saldırılarda hayatını kaybettiğine büyük üzüntülerle şahit olduk. Bu vesileyle, ırkçılık ve İslam düşmanlığı saikli terör saldırılarında hayatını kaybeden tüm insanları saygı ve rahmetle anıyorum, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.
Yaşanan faciaların tekrarlanmamak üzere unutturulmaması ve ırkçılık tehlikesine, bunun siyasi tezahürleri de dahil olmak üzere, Almanya’da yaşayan çoğunluk ya da azınlık her kesimin güçlü bir direnç kültürüyle karşı durması vazgeçilmezdir. Alman güvenlik ve kolluk makamlarının bu saldırıların her yönleriyle açıklığa kavuşturulması ve bütün suçluların, azmettiricilerin ve destekçilerinin adalet önünde hesap vermelerini ve mümkün olan en ağır cezalara çarptırılmalarını, kendi içlerindeki hata ve eksiklikleri gidermelerini de kuvvetle talep ediyoruz.
Nefret, ırkçılık ve ayrımcılığın her türüyle, Antisemitizm, İslamofobi ve İslam karşıtlığıyla tüm imkânlar kullanılarak topyekûn mücadele edilmesi haklı bir beklentidir. Bu konuda Alman makamlarıyla işbirliğine değer veriyor, olumlu çabalarını destekliyor ve ilave adımların da atılmasını elzem görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin temsilcileri olan bizlerin Almanya’da bu konuda ciddi çalışma yapan her kurum ve kesimle her türlü işbirliğine açık olduğumuzu buradan bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Özellikle, İslam’ın ve 60 yıldan uzun bir süredir bu ülkeye çok değerli katkılarda bulunmuş olan, gelecekte de bulunmaya devam edecek olan Müslümanların Almanya’nın ve Almanya toplumunun değerli bir parçası olduğu sözünü Almanya’daki bütün demokratik liderlerden, kurumlardan ve siyasi partilerden tekrar tekrar duymak istiyoruz.

Değerli Konuklar,
Dine karşı nefretin artmakta olduğu bu hassas dönemde, karşılıklı saygı ve barış içinde bir arada yaşama anlayışının güçlendirilmesinde uluslararası topluma da özel bir görev düşmektedir.
Bu anlayışla, BM, AGİT ve İİT başta olmak üzere uluslararası ve bölgesel platformlarda İslam düşmanlığı ile mücadeleye dair girişimleri desteklemeye kararlılıkla devam edeceğiz.

Kıymetli Misafirler,
Almanya Türk Toplumunu ilgilendiren bir diğer konu da çifte vatandaşlık meselesidir. Alman vatandaşlık yasasının reformu yönünde Federal Meclis ve Federal Konsey’de onaylanan yeni yasanın yürürlüğe girmesi bekleniyor. Yeni yasanın, insanlarımıza çifte vatandaşlık dahil birtakım yeni hak ve imkanlar sunması öngörülüyor.

Federal Hükümet’in bu yöndeki çabalarını takdir ediyor, yeni yasanın oluşturulup yürürlüğe girmesinde emeği geçenlere huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Almanya’daki insanımızın ikamet hakları ve vatandaşlık durumlarıyla ilgili herhangi bir baskı ve strese kapılmadan, bugüne kadar hak ettikleri bütün haklardan faydalanmaları temel önceliğimiz olmaya devam edecektir.

Kıymetli misafirler,
Bu mübarek ayda, ülkemizde geçen yıl meydana gelen deprem felaketlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyoruz. Depremzedelerimiz için bugüne kadar gösterdiğimiz yoğun çabaları, yaralar tamamen sarılana ve tüm depremzedeler yeniden normal hayatlarına dönebilene kadar sürdürmemiz büyük önem taşıyor. Onların güvenli yuvalarına, güzel şehirlerine bir an evvel kavuşmaları için Devletimiz tüm gücüyle çalışıyor. Sizlerin de Ramazan vesilesiyle yardım ve katkılarınızı depremzedelerimize yönlendirmeye devam etmenizi takdirle karşılıyoruz. Depremden etkilenen tüm insanlarımız için Allah’tan sabır ve metanet dileklerimi bu vesileyle yineliyorum.
Bugün ayrıca, kalbimiz ve düşüncelerimiz, yoğun saldırı altındaki, Gazze’deki Filistinli kardeşlerimizle beraberdir. Şu anda dahi yüz binlercesi gıda, temiz su, sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlarını, güvenli bir ortamda karşılayabilmekten çok uzaklar.
Bu acıların bir an önce son bulması, hiç değilse kutsal Ramazan ayı vesilesiyle Gazze’de ateşkes sağlanması ümidimizi koruyor, bölgede barışın hakim olması için çabalarımızı sürdürüyoruz.
Bölgesinde ve ötesinde bir istikrar adası, kaynağı ve sağlayıcısı olan Türkiye, Filistin’de, İsrail’de, Ukrayna’da, Myanmar’da, Suriye ve Afganistan’da, dünyanın neresinde olursa olsun, hangi dinden, inançtan, mezhepten olursa olsun, sivillerin, çocukların hedef alınmasına, öldürülmesine, eziyet görmesine, aç-susuz bırakılmasına tarihinde ve bugün, her zaman karşı çıkmıştır, kuvvetle karşı çıkmaya da devam edecektir.

Saygıdeğer Misafirler,
Büyükelçiliğimiz ve Başkonsolosluklarımız olarak insanlarımızı Almanya’daki yaşamlarının her boyutunda desteklemeye, sıkıntılarını gidermeye ve dertlerine çare aramaya, Almanya makamları ve Türk ve Alman sivil toplum temsilcileriyle beraber devam edeceğiz.
Her Ramazan ayında olduğu gibi bu Ramazan ayında da toplumumuzun her kesimiyle bir araya gelmeye, ekmeğimizi bölüşmeye, barış ve huzur için beraberce dua ve ibadet etmeye devam edeceğiz.

Sözlerime son verirken, huzurla, sağlıkla bir araya geldiğimiz iftar sofralarımızın daim, mübarek Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ramazan Bayramı’na, daha nice Ramazan aylarına ve bayramlara sağlık, esenlik ve huzur içinde erişmemizi temenni ediyorum.
Aramıza katılan ve bizlerle iftarlarını bölüşen değerli Büyükelçi meslektaşlarımı, davetimize icabet eden Federal Meclis mensuplarını ve Alman Devlet Kurumları Temsilcilerini huzurlarınızda bir kez daha içtenlikle selamlıyorum.
Ve sizlere, bütün STK temsilcilerine ve tüm misafirlerimize burada bulunduğunuz ve ekmeğimizi bölüştüğünüz için içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Allah tuttuğunuz oruçları ve ibadetlerinizi kabul eylesin.”

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.