İbrahim Kaypakkaya Haklıydı: Bu Kavga Zenginle Yoksulun Kavgası

İbrahim Kaypakkaya Haklıydı: Bu Kavga Zenginle Yoksulun Kavgası

ABONE OL
13:40 - 26/06/2025 13:40
İbrahim Kaypakkaya Haklıydı: Bu Kavga Zenginle Yoksulun Kavgası
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Mezhep, etnik köken ya da kimlik farkları değil; sofradaki boş tabaklar ortak. Türkiye’nin derinleşen ekonomik eşitsizlikleri, Kaypakkaya’nın yarım asır önce yaptığı sınıf temelli uyarıyı yeniden gündeme taşıdı.

Türkiye’de artan hayat pahalılığı, işsizlik ve gelir adaletsizliğiyle birlikte, 1970’li yıllarda söyledikleri nedeniyle hedef haline gelen devrimci önder İbrahim Kaypakkaya’nın sözleri yeniden sosyal medyada dolaşıma girdi. Özellikle şu cümlesi, paylaşım rekorları kırıyor:

“Sünnilik, Alevilik, Kürtlük, Türklük diye ayrım yapmak yanlıştır. Bu kavga yoksul-zengin kavgasıdır. Kimden olursa olsun bütün yoksulların birleşmesi şarttır.”

Türkiye’nin içinde bulunduğu derin ekonomik ve sosyal kriz, mezhep ve kimlik temelli ayrıştırmaların yoğunlaştığı bir ortamda Kaypakkaya’nın sınıf merkezli yaklaşımını yeniden güncellemiş durumda. Onun düşüncelerine 1970’lerde kulak tıkayan çevreler bile artık, toplumdaki bölünmüşlüğün temelinde ekonomik eşitsizliklerin yattığını kabul etmeye başlıyor.

Yoksul Bir Köyde Başlayan Yolculuk

İbrahim Kaypakkaya, 1949 yılında Çorum’un Karakaya köyünde doğdu. Babası yoksul bir demirciydi. Köy yaşamı, onun sınıf bilincini çok erken yaşta edinmesine neden oldu. Başarılı bir öğrenci olarak İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne girdi. Ancak üniversite yılları, onun için yalnızca akademik değil, politik bir uyanışın da başlangıcıydı.

Türkiye İşçi Partisi ile tanıştı, ardından Dev-Genç saflarında mücadele verdi. Ancak çok geçmeden Türkiye solundaki genel eğilimlerden farklı düşünen bir çizgiye yöneldi. Marksist-Leninist-Maoist görüşleri benimsedi ve 1972’de Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist (TKP/ML)’yi kurdu.

Resmi İdeolojiye Karşı Net Tavır

Kaypakkaya’nın düşüncelerini dönemin diğer sol figürlerinden ayıran temel fark, Kemalizm’e yönelik net ve sistematik eleştirisiydi. Cumhuriyet’in kuruluş sürecindeki baskıcı politikaları, Kürt isyanlarının bastırılması, Dersim Tertelesi ve tek dil, tek millet anlayışı Kaypakkaya tarafından açıkça eleştirildi. Bu tutum, o dönemde bile tabu olan konuları cesurca dile getirmesiyle dikkat çekti.

Özellikle Kürt meselesine yaklaşımı, onu diğer sol önderlerden ayıran bir başka başlıktı. Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını savunan Kaypakkaya, bunu bir etnik değil, sınıfsal özgürlük mücadelesi olarak görüyordu. Ona göre; Kürtler devlet tarafından hem kültürel hem ekonomik olarak ezilmekteydi ve bu baskı, yalnızca sınıf mücadelesiyle aşılabilirdi.

“Din, Mezhep, Kimlik Değil; Sofradaki Ekmek Ortaklığı”

Kaypakkaya’nın en çok tekrar edilen sözlerinden biri olan “Bu kavga yoksul-zengin kavgasıdır” ifadesi, mezhep ve kimlik siyasetiyle parçalanan Türkiye toplumunda hâlâ geçerliliğini koruyor. Sünni ya da Alevi, Kürt ya da Türk olmanın, sofrasında ekmek olmayan insanlar için hiçbir ayrıcalık ifade etmediğini savunuyordu.

Onun bakış açısına göre, egemen sınıflar halkı din, mezhep ve etnik köken üzerinden kutuplaştırarak kendi iktidarlarını sürdürüyor; işçi sınıfını ise bölerek etkisiz hale getiriyordu. Bu yüzden tüm yoksulların birleşmesi gerektiğini savunuyordu. Bugün bile, bu yaklaşım özellikle genç kuşak solcular tarafından “gerçekçi ve radikal” olarak görülüyor.

Katledilişi ve Ardında Bıraktığı Sessizlik

1973 yılında, Tunceli’deki bir operasyonda ağır yaralı olarak yakalanan Kaypakkaya, Diyarbakır Cezaevi’ne götürüldü. Burada 4 ay boyunca ağır işkencelere maruz kaldı. 18 Mayıs 1973’te henüz 24 yaşındayken hayatını kaybetti. Devlet “çatışmada öldü” açıklaması yapsa da, insan hakları örgütleri onun işkenceyle öldürüldüğünü belgeledi.

Cenazesi ailesine bile verilmedi. Mezarı yıllarca gizli tutuldu. Adı, sol kamuoyunda bir sembole dönüştü. Hakkında kitaplar, belgeseller ve makaleler yayımlandı. Ancak resmi tarih ve medya, uzun yıllar boyunca onun adını anmaktan kaçındı.

Bugünün Türkiye’sinde Neden Hâlâ Gündemde?

İbrahim Kaypakkaya’nın adı, günümüzde yalnızca radikal sol gruplar arasında değil, geniş halk kesimlerinde de konuşulmaya başlandı. Özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiği sosyal medya platformlarında, onun sözleri sıkça paylaşılır hale geldi. Bunun en önemli nedeni ise halkın giderek yoksullaşması ve kimlik siyasetinden bıkmış olması.

İktidarın yıllardır sürdürdüğü mezhep ve kimlik merkezli siyaset, halkın temel sorunlarına çözüm üretemiyor. İşsizlik, enflasyon ve barınma krizleri büyürken, insanlar ortak sorunlara karşı ortak çözüm arayışında birleşmeye başlıyor. Bu noktada Kaypakkaya’nın işaret ettiği “sınıf birliği” fikri, yeniden güncellik kazanıyor.

Anmalar, Yürüyüşler ve Yeni Kuşak

Her yıl 18 Mayıs’ta düzenlenen anma törenlerine katılım artıyor. 2024 yılında İstanbul, Dersim, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok şehirde gençlerin kitlesel yürüyüşleri dikkat çekti. Bu etkinliklerde yalnızca Kaypakkaya’nın hayatı değil, fikirleri de tartışılıyor. Özellikle “kimlik değil, sınıf temelli birlik” fikri üzerine paneller, forumlar ve sokak söyleşileri düzenleniyor.

Bu yıl İstanbul’daki bir anmada konuşan genç bir katılımcı şu ifadeleri kullandı:

“Aleviyim, ama fırında çalışıyorum. Yanımdaki işçi Sünni. Diğeri Kürt. Ama hepimizin aldığı maaş aynı: Asgari. Bizi ayrıştırmaya çalışıyorlar. Ama biz Kaypakkaya’yı okuduk, aynı safta mücadele ediyoruz.”

Kaypakkaya’nın Sözü, Halkın Gerçeği

İbrahim Kaypakkaya’nın ölümünden 52 yıl geçti. Ancak onun dile getirdiği gerçekler hâlâ Türkiye’nin en temel sorunlarının merkezinde duruyor. Kimlikler üzerinden bölünmüş halk kitleleri, her geçen gün daha fazla yoksullaşıyor. Aynı sofrada aç kalan insanlar, aynı safta birleşmeye zorluyor hayat.

Bugün Türkiye’de insanlar mezhep ya da etnik kökenlerinden önce marketteki fiyatlara, kira zamlarına, düşmeyen faturalarına bakıyor. Ve her geçen gün daha fazla insan, Kaypakkaya’nın yıllar önce söylediği o sözle yüzleşiyor:

“Bu kavga zenginle yoksulun kavgasıdır. Bütün yoksulların birleşmesi şarttır.”

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP