HALKIN UMRUNDA DEĞİLSİNİZ…

HALKIN UMRUNDA DEĞİLSİNİZ…

ABONE OL
19:35 - 23/03/2024 19:35
HALKIN UMRUNDA DEĞİLSİNİZ…
3

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bir haftadır tüm illeri, ilçeleri, kasabaları, beldeleri, köyleri ile yeni yöneticilerini belirlemeye hazırlanan ülkemizin başkenti, kurtuluşumuzun, kuruluşumuzun simgesi, merkez yönetimin kalbinin attığı Ankara’dayım…

Partiler arası giderek artan, o gürültülü seçim atmosferi, partilerin ya da halktan oy isteyen adayların, kendi çevrelerini ağırladığı alanların, sosyal medyanın ve televizyon ekranlarının dışında göze pek çarpmıyor…

Sokakta, pazarda, iş yerlerinde, seçim havası yok. Yani seçimin doğrudan etkilediği “HALK” seçime yönelik heyecanı ya da seçim rüzgarını ve kimin gelip, kimin gideceğini sanki, çok da umursamıyor.

Halkın derdi seçimin gerçekten çok daha üstünde…

Halk; yaşamın nasıl süreceğinden öte bir şey düşünemiyor. Bir şeylerin değişeceğine inanmıyor. Partilere ve adaylarına ,ayrım yapmaksızın güvenmiyor.
Görünen, gerçek, halk siyasetten umudunu ve ilgisini acıdır ki, çoktan KESMİŞ…

Bunu fark etmek, çok düşündürücü …

Yanlışımız birazda bildiğimizi sanmak ve cehaletimizin farkına varsak da, bunu kabullenmekte direnmemizde… Çünkü, “Bilim, bilgi ve cehaletin sınırında ilerler.
Bilmediklerimizi itiraf etmekten korkup, utanmaya gerek yok aslında.

Utanılacak tek şey, tüm soruların yanıtlarını biliyormuş gibi davranmamızdır.”

Demem o ki, bilmediğini itiraf etmek ve çalışmakla başlıyor her şey.

Batı 16. yüzyıl başlarında bu itirafı yapmış ve beş yüz yıldır, bilim ve teknoloji alanındaki üstünlüğünü kimseye bırakmıyor… Bırakacağa da benzemiyor.

Nanoteknoloji, genetik mühendisliği, yapay zekâ ve bilişim alanlarında çığır açan gelişmeler birbirini takip ederken, 21. yüzyıl Batı dünyası, bilimin şemsiyesi altında ilerlerken daha ötesi Siber savaşların zirve yaptığı günümüz dünyasında biz, bizi saran tehlikenin içinde, birilerinin bizi aldığı kıskaçta nefes aldığımıza şükretmeyi öğreniyoruz.

Soyut tartışmalar ile bizler, birbirimizi yerken, gündem olmadık şeylerle meşgul edilirken birileri çalışıyor, öteki birileri bakınıyor.

Akıl ve bilimin hâkim olduğu, bilginin merkezi olan bir Türkiye, hepimizin hayali bile olmaktan, artık çok uzakta…

Sloganların içerisini doldurup sandıklarda meyvelerini toplayabileceğimiz, ileri görüşlü, zamanı yakalayan bir siyaset özlemi var, hepimizde.

Umarım yakalarız.

İtiraf, gürül gürül okuma, çok çalışma bu işin formülü.

İçi boş sloganlar, boş adamlar, boş vaadler ile ancak kendimizi avutuyoruz… Tüm uyaranlar ve medyanın devasa desteğinde oynanan oyunların seyredenleri olmaktan öte geçemiyoruz.

Tek acı gerçeğimiz, sahip olduğumuz her şeyin, tek, tek elimizden kaydığı ve bizden, çok kolayca alındığı…

Her biri, bir diğerinin karşı oyununa direniyormuş gibi yapmaktan öte, bir siyaset yok ülkemde …

Hülya YAZICI

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.