0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

„Ya hükümdarlar filozof ya da filozoflar hükümdar olmalıdırlar. Öyle olmazsa devlet ve insanlık için mutluluk beklenemez.”

“Doğrusu yaşı ilerlemiş olan insanlarla sohbet etmektir. Çünkü onlar; bizim yürüyeceğimiz yolda epey ilerlemişlerdir. Bu yolun nasıl olduğunu onlardan öğrenmeliyiz.”

“Çok akıllı bir adam yoksullukla birlikte yaşlılık yükünü pek kolay taşıyamayacağı gibi, akıllı olmayan biri de, zenginleşse bile, gönlünde huzur bulamaz.”

“Yaşamlarını gözden geçirip birçok haksızlık ettiklerini gören kimseler, çocuklar gibi, sık sık uykularından uyanır, ürker, kötü bir bekleyiş içinde yaşarlar.”

“Doğruların borcu dostlarına iyilik etmektir. Kötülük etmek değil!”

“Doğruluk; paranın işe yaramadığı durumlarda yararlıdır.”

“Herhangi bir şeyin usta koruyucusu, bekçisi, aynı zamanda o şeyin usta bir hırsızıdır.

“Doğru adam paraya bekçilik etmeyi biliyorsa, çalmayı da bilir.”

“Dost; hem iyi görünen, hem iyi olan insandır. İyi görünen ve iyi olmayan insansa dost görünür, ama dost değildir.”

“Bilmeyene en yaraşan ceza; bilen birinden öğrenmektir. Akıllı insan bu cezayı kendine uygun gören insandır.”

“Doğruluk; güçlünün işine gelen şeydir. Başka bir şey değil!”

“Her yönetim yasalarını kendi işine geldiği gibi yapar. Demokrasi demokratlığa uygun yasaları, tiranlık tiranlığa uygun yasaları yapar. Diğerleri de tıpkı böyledirler. Kendi işlerine gelenden ayrılanları da ‘Yasalara ve hakka karşı geliyor!’ diye cezalandırırlar.”

“Doğru olan şey; yalnız güçlünün işine geleni yapmak değil, karşıtını da, güçlünün işine gelmeyeni de yapmaktır.”

“Sanat sahiplerinin hiçbiri yanılmaz. Yanılan bilgisi yetmeyince yanılır. Ama; o zaman da zaten sanat sahibi değildir.”

“Hekimlik; hekimliğin yararına olanı değil, bedenin yararına olanı gözetir.”

“Bilge yönetici; üstün olanın işine geleni değil, kendi yönetimi altında bulunan güçsüzlerin yararına olanı da gözetir.”

“Yöneten; yönetici olunca, yönetiminde kendi yararını gözetmez. Uğruna çalıştığı, yönetilenlerin yararını gözetir. Böyle bir yönetici; ne derse, ne yaparsa yönetilenin yararına olanı gözetir, der ve yapar.”

“Eğri insan, çok büyük zenginlikler edinen insandır.”

“Eğriliğin son aşaması tiranlıktır.”

“İşte bu nedenle; iyiler ne para için yönetmeye razı olurlar, ne de şeref için. Çünkü; yönetmelerine karşılık olarak bir ücret isteyecek olurlarsa, kendilerine ‘Ücret kölesi’! denilmesinden korkarlar. Yönetim gücünden yararlanarak gizlice para edinecek olurlarsa, ‘Hırsız!’ derler diye korkarlar.”

“Cezaların en büyüğü; kendimiz yönetmeyi istemiyorsak, çok kötü birileri tarafından yönetilmektir.”

“Salt iyi insanlar tarafından yönetilen bir devlet kurulabilseydi, insanlar yönetmek değil, yönetilmek isterlerdi.”

“Doğru adam; iyiye ve bilgeliğe, eğri adam; kötüye ve bilgisizliğe benzer.”

“Eğriliğin egemen olduğu bir devlette, onun etkisiyle devlet; önce iş göremez duruma düşer, sonra; kendine de, kendine karşıt olan her şeye ve doğrulara da düşman olur.”

“Kötünün yapacağı her şey kötü; iyininse tüm işleri iyidir.”

“Eğrilik; hiçbir zaman ve durumda doğruluktan daha elverişli olamaz!”

Eğer; bu yazdıklarımı okuduysanız, tüm sözlerin tırnak içinde olmasına şaşırmışsınızdır.

Tırnak işareti içindedirler, çünkü bu sözlerin hiçbiri bana ait değildir.

Bu sözleri Eflatun’un (Platon) Devlet adlı yapıtının 1. Bölümünden aldım.

Devlet’i okuyanların yabancı olmadıkları felsefî sözledir bunlar.

Her ne kadar, bizden 2 500 yıl önce yaşamış olsa da Eflatun, sözleri ve felsefesi son derece günceldir.

Sizce de öyle değil mi?