Ortadoğu’nun kadim halklarından biri olan Aleviler, tarih boyunca zulme, katliamlara ve baskılara maruz kaldı. Ancak bugün Suriye’de yaşananlar, insanlık vicdanını bir kez daha sorgulamamız gerektiğini gösteriyor. Küresel güçler ve sözde insan hakları savunucuları, göz göre göre yaşanan Alevi soykırımına sessiz kalıyor. Dünya, menfaatleri doğrultusunda hareket ederken, can verenlerin çığlığı duyulmaz oluyor.

…

Suriye’de Alevilere yönelik saldırılar sistematik bir şekilde sürerken, uluslararası toplumdan gelen sessizlik bu zulmü adeta meşrulaştırıyor. Oysa Alevilik, kökleri İslam’ın en derin değerlerine dayanan, bilimi, irfanı ve sevgiyi esas alan bir inanç sistemidir. “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” diyen bir öğretiye sahip bu toplum, her zaman barıştan, birlikten ve insan sevgisinden yana oldu. Ancak tarih boyunca olduğu gibi bugün de yok edilmek isteniyor.

…

Alevilik, kökleri İslam’ın en derin değerlerine dayanan, bilimi, irfanı ve sevgiyi esas alan bir inanç sistemidir. Bugün dünya genelinde yaklaşık 30-35 milyon Alevi yaşamaktadır. Türkiye’de 20-25 milyon, İran’da 3-5 milyon, Suriye’de 2-3 milyon, Irak’ta 1-2 milyon, Lübnan’da 100-200 bin, Avrupa’da 1-2 milyon, Azerbaycan’da 500 bin – 1 milyon, Balkanlar’da ise 100-300 bin arasında Alevi bulunmaktadır.

…

Türkiye’de ve dünyada milyonlarca Alevi yaşamasına rağmen, ne yazık ki Suriye’deki kardeşlerinin yaşadığı trajediye karşı güçlü bir tepki ortaya konulamıyor. Oysa zulme karşı sessiz kalmak, zalime ortak olmaktır. Avrupa’da yaşayan Aleviler, bu vahşete dikkat çekmek için Köln’de miting düzenleyerek dünyaya seslerini duyurmaya hazırlanıyor. Onlar, “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” diyerek birlik çağrısı yaparken, dünya hala üç maymunu oynamaya devam edecek mi?

…

Tarih, sessiz kalanları da zulme ortak olanları da unutmayacaktır. Aleviler her zaman olduğu gibi bugün de barıştan ve sevgiden yana olacak. Ancak unutulmamalıdır ki, “Kadıya mülk olsa, mazluma da bir gün hak doğar.”

…

Hacı Bektaş Veli’nin sözüyle bitirelim: “Hararet nardadır, sacda değildir; keramet baştadır, taçta değildir.”

Temel IŞIK / ha-ber.com