“DİYANET” KİTAP YASAKLIYOR: ALLAH AŞKINA BU NEDİR ŞİMDİ

ABONE OL
20:45 - 22/02/2023 20:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

-Susma! Sustukça sıra sana da gelecek- 

Duydum ki; İhsan Eliaçık’ın Meali yasaklanmak üzere mahkemeye verilmiş. Mahkeme de kitapların toplatılmasına karar vermiş. İstanbul birinci Sulh ceza mahkemesi (06.02.2023). Yasaklanan, Kitap, Yaşayan Kur’an Türkçe Meali. Hazırlayan Recep İhsan Eliaçık. İnşa Yayınlarından çıkmış. Mahkemeye veren de Diyanet İşleri Başkanlığı Hukuk Müşavirliği (26.01.2023).  Karar jet hızıyla verilmiş. Karara sebep olan gerekçe: “İslâm dininin temel nitelikleri açısından sakıncalı unsurlar içermek.”

 

Gerekçe gülünç. Belli ki bazı mihraklar İhsan Eliaçık’ın biletini kesmiş. Neyse o ‘sakıncalı unsurlar’ herhalde kararın detayında vardır. Belki birgün onları da okuma şerefine nail oluruz. Eliaçığın Mealinde yanlışlar da olabilir, ikna edilirse yanlış olarak görülen açıklamalar düzeltilebilir. Ama kitap yasaklamak nedir? Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?

Prof. Dr. Mehmet Azimli Müslümanların Engizisyonu adıyla bir kitap yayınlamıştı. Kendisiyle Frankfurt’ta karşılaştık (2022). O zaman Azimli’ye demiştim ki, hocam bu isim biraz ağır olmamış mı?

“Rüştü Hocam Müslümanlar kendileriyle yüzleşmelidirler. Bu yüzleşme gerçekleşmeden Müslümanlar yazdıklarına itibar edilen dünya çapında bir ilim adamı çıkaramazlar.  Bu kitap İslam Tarihinden bir kesittir. Farklı fikirlerinden dolayı katledilenlerden sadece bir kısmıdır benim yazdıklarım:

Bu kitapta; halifeye payanda olmadığı için hapiste işkence altında katledilen Ebu Hanife’yi,

Bağnaz Hanbelilerin baskısıyla şehirden şehire sürülürken, sığındığı bir köyde ölen İmam Buhari’yi,

Emevilerin kaderciliğine karşı çıktığı için dili, elleri ve ayakları kesilerek katledilen Gaylan ed-Dımeşki’yi,

Farklı fikirlerinden dolayı vahşice öldürülüp yakılan cesedinin külleri Dicle’ye savrulan Hallac-ı Mansur’u,

Sünni fikirlerinden dolayı diri diri derisi yüzülerek katledilen İbnu’n-Nablusi’yi, Zındıklık ithamından kurtulmak için tövbe ettiğini söylediği halde Ebussuud Efendi tarafından öldürtülen Şeyh Karamani’yi,

Bir doktorun (Huneyn b. İshak) mihnesini, İki uçak mühendisinin (İbn Firnas, Hezarfen) çilelerini,
Bir müzisyenin (Ziryab) sürgününü, Bir uzay bilimcinin (Takıyuddin) dramını, İki matematikçinin (İbn Heysem, Gelenbevi) çilelerini,

Siyasi öngörüsüzlükle idam edilen Dünyanın en önemli Coğrafyacısı Piri Reis’i, Sağlığında 28 bin maddelik eseri yok edilen İbn Sina’yı,

Dine Muğayir olmak suçundan cezalandırılan Şeyh Hamdullah’ı,

Dünyada ilk füze denemesi yaptığı için sürülen Lagari Hasan Çelebi’yi,

İlhad suçlamasıyla idam edilen Bektaşi Kıncı Baba’yı,

Fitne çıkardığı gerekçesiyle idam edilen Sudanlı Muhammet Taha’yı,… Veee daha nicelerini okuyacaksınız…”

Uzunca bir sohbet oldu. Bu sohbet Frankfurt’ta bir lokmacı dükkanında yapıldı. Azimli’ye dedim ki; Hocam haklısınız, bu durumda sizlere söyleyecek bir sözüm olamaz, haddimi de aşmak istemem. Anladığım kadarıyla yazılması geç kalınmış bir kitaptır yazdığın bu kitap (Müslümanların Engizisyonu). Allah seni engizisyonculardan korusun. Kitaplarınızı önce okuyayım sonra tekrar konuşuruz dedim ve ayrıldık.

Dün akşam Diyanet İşleri Başkanlığının merkez üssü Pazarcık/Kahramanmaraş olan  7.7. ve 7.6 depreminden sonra ihtiyaca binaen gündeme gelen evlat edinme ile ilgili fetvası hakkında bir araştırma yapıyordum. WattsApp’a bir haber düştü. Azimli Hoca göndermiş. İhsan Eliaçık’ın mealine yasak geldi. Mahkeme kararını okudum. Diyanet önce kendi eteğindeki taşları dökmeden başkalarıyla neden uğraşır ki diye düşündüm. Kendi meallerindeki yanlışlıkları düzeltmeden başkalarının meallerine yapılan bu saldırılar neyin nesidir.

Benzer bir olay da benim başıma gelmişti(1995) Avrupa Milli Görüş teşkilatlarında çalışırken(AMGT). Bir ilmihal yazmıştım. Ogünün Fetva komisyonu başkanı Sefer Ahmedoğlu toplanttırmıştı ilmihali. Kütüphanede bile bulunması caiz değildir demişti. Gerekçe Diyanet İşleri Başkanlıuğı’nın gerekçesinin aynısıydı. “İslâm dininin temel nitelikleri açısından sakıncalı unsurlar içermek.”

Bu tavır, yani kitap yasaklama tavrı, toplatılma ve de yakılma tavrı Hitler Almanya’sında görülen bir tavırdır. Almanya’da bundan tam 90 yıl önce Nazi rejiminin tasvip etmediği yazar ve düşünürlerin kitapları yakılmıştı. On binlerce kitap, meydanlarda ateşe verilmişti.

Yıl, 6 Nisan 1933. Nazi Alman Öğrenci Birliği, edebî anlamda ateşle temizlik ya da “arındırma” havası yaratmak üzere ulus çapında “Alman Olmayanlara karşı Eylem” deklare etti. Kaygı verici öneme sahip sembolik bir eylem olarak üniversite öğrencileri, 10 Mayıs 1933’te 25.000 ciltten fazla “Alman olmayan” yazarların kitabını yaktı. Nazi propaganda bakanı Joseph Goebbels’in her zaman söylediği gibi, Almanya’da toplumun iç ve dıştan temizlenmesi” gerekiyordu.

Berlin’in Opera Meydanı’ndaki merkezî tören, radyodan da naklen halka aktarılıyordu. Çok sayıda öğrenci, Nazi SA ya da SS üniforması giymişti. Sıra sıra gelen yeni kitapları ateşe atarken belirli ifadeler de kullanıyorlardı: “Ateşe, Sigmund Freud Okulu’nun yazılarını atıyorum… Alman tarihinin saptırılmasına, onun yüce önderlerinin aşağılanmasına karşı çıkıyor, tarihî geçmişimiz önünde saygıyla eğiliyor ve ateşe, Emil-Ludwig Cohn’un yazılarını atıyorum.”

Dünya şaşkınlık içindeydi. Amerikan Newsweek dergisi, Nazilerin kitap yakma törenini “Kitapların Soykırımı” diye nitelemişti. Kitapları yakılan Alman şair Heinrich Heine: “Bugün kitap yakanlar, yarın insanları da yakarlar” şeklinde tepkisini göstermişti. Ve öyle de oldu: Bu olaydan birkaç yıl sonra Yahudi Soykırımı başlatıldı, insanlar ırkları nedeniyle fırınlarda yakıldı. Çalışmaları yakılan yazarlar arasında Franz Werfel, Max Brod ve Stefan Zweig gibi Yahudi yazarlar da bulunmaktaydı.

Bunlar arasında ünlü Alman yazarların kitapları da bulunuyordu. Heinrich Mann, Erich Maria Remarque, Joachim Ringelnatz.

Opera Meydanı’nda o kitapların yanıp tutuşmasıyla adeta bir ateş denizi oluşmuştu. Henüz 23 yaşındaki Herbert Gutjahr, ateşe kitapları atan ilk öğrenci oldu. Bu kitaplar nasyonal sosyalist ideolojinin benimsetildiği yüksek okul öğrencilerinin görüşlerine uygun değildi, onlara göre bu kitaplar Almanya’yı yansıtmıyordu.

Öğrenciler herhangi bir direnişle karşılaşmayı beklemiyordu, zira kütüphane görevlileri ile çok sayıda profesör, -onları desteklemese bile- öğrencilerin bu kitapları kütüphanelerden çalmalarına göz yumuyorlardı.”

Tarih boyunca hem ülkemizde hem de dünyada yüzlerce kitap kimi değerlere aykırı olduğu gerekçesiyle yasaklandı. Siyasi ve ahlaki değerlere uygun düşmediği gerekçesiyle yasaklanan bu kitapların satışı yasaklandı, eserlerin çoğaltılmasına izin verilmedi, hatta kimi eserler sadece yazarını değil, okuyucusunu bile mahkûm etti.

Şunu unutmamak lazımdır, bir gün sıra, bugün Eliaçık’ın başına gelenlere sessiz kalanlara da gelecektir. Hatırlatmak isterim. Protestan Papaz Martin Niemöller. Şöyle demişti:

“Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim.

Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim.

Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim.

Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim.

Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”

Recep İhsan Eliaçık’ın kitabı yasaklanırken eli kalem tutan ilim adamları, yazarlar, çizerler bu yasağa itiraz etmelidirler.  Koro halinde itiraz etmelidirler. Sağcısıyla- solcusuyla, milliyetçisiyle, Müslümanıyla- Gayrimüslimiyle, akademisyenleriyle, herkes itiraz etmelidir. Yasağa sessiz kalanlar bilmelidirler ki; Protestan Papaz Martin Niemöller’in pişmanlığı sizlerin de pişmanlığı olmasın.  O zaman iş işten geçmiş olacaktır.

Bugün bu haksızlıklara ses çıkarmayanlar bir gün mutlaka, “Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı” diyeceklerden olacaktır.

Rüştü Kam

………………………..

Geniş bilgi için bakınız:

(Deutsche Welle Türkçe. Marc Lüpke-Schwarz / Marie Todeskino / Çelik Akpınar) (https://encyclopedia.ushmm.org/content/tr/article/book-burning)

(https://www.agos.com.tr/tr/yazi/4997/nazi-almanyasinda-ilk-trajedi-1933-kitap-yakma-olayi)

(https://www.avlaremoz.com/2020/06/27/opera-meydaninda-yakilan-kitaplarinin-izinde/)

(https://yenihayat.de/2018/05/09/oence-kitaplar-yakildi/)

(http://www.sabitfikir.com/dosyalar/naziler-tarafindan-yakilan-kitaplar)

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Yunus Uslu

      Sukru Bey, bu habere cok sasirdim. Once, haberi verdiginiz gibi, gerekce gostermeden kitabin yasaklanip toplatilmasina, sonrada, sizin bu kadar siddetli tepki gostermenize. Bu eserin yazarini ve yazdiklarini biliyor musunuz? Bu kitab konusunda, basilmadan once kime bilgi verilmis? Din konusunda boyle bir kitabin basilmasindan once takib edilen resmi veya kurumsal bir gelenek varmi dir? Academia kendi konularini tartisir. Din Kurumlarinda boyle takib edilen bir yol/gelenek varmi dir veya olmali midir?
      Selamlarimla,

      Yanıtla
      +0
      -0