0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye’nin siyaset sahnesinde oynanan oyun AKP’nin, AKP Genel Başkanının, Cumhura Başkanın kaybedeceğini gösteriyor.

Görünen köy bu!

Soru da şu:

Erdoğan kaybederse ne yapacak?

Yanıtı da şu sorunun:

Yönetilmez bir ülke bırakacak.

Plan bu!

Devletin tüm kurumlarının kimyasını o denli bozdu, bozdular ki; devlet kurumlarının tümü yönetilemez duruma düştüler bu kifayetsiz muktedir (ler)in ellerinde.

Sahnedeki siyaset oyunu şu tema üstüne kurulu:

Seçimi kaybedersek de yönetilemez bir ülke bırakalım. Benden, bizden sonra ülkeyi yönetenler için bu nedenle erken seçim kaçınılmaz olsun.

Muhalefet genişletilemiyor.

Millet İttifakı ulusal bir muhalefet ittifakı kimliğinden fersah fersah uzak.

Millet İttifakı partileri; ittifak konusunu toplumla birlikte değil, kapalı kapılar ardında, her kafadan bir ses çıkararak, açık artırma pazarlıkları biçiminde kurma çabasındalar.

Pazarlıkta anlaşılamazsa, ortada ittifak mittifak kalmayacak gibi.

İttifak toplumun gereksinim ve istemlerine yaslanmıyor ne yazık ki!

Riskli bir durum…

Konu kimin aday olması konusu değil, konu; bu ittifakın niçin geniş tutulması ve ulusal muhalefet ittifakı olmasını tartışmak ve bu tartışmayı da seçmenin gözü önünde, onun anlayacağı, onaylayacağı biçimde tartışmak.

Seçimlerde oyların çoğunu almanın, alabilmenin en başta gelen koşulu seçmeni inandırmak ve güvenini kazanmaktır.

Bu tartışmalar seçmeni inandırır ve ona güven verirse kazanılır seçim.

Ancak o zaman; doğru yanıtlar alınacağı için, HDP ile ilgili tüm soru işaretleri kalkarlar ortadan.

HDP’nin Ulusal Muhalefet İttifakı’nda yer alması ya da almaması gibi bir durum kalmaz ortada.

Halk, seçmen, güçlendirilmiş parlamenter sistem‘i güçler ayrılığı olarak algılar ve anlarsa anlam kazanır o söylem.

Ancak o durumda muhalefet iktidar olur.

İktidar olan muhalefetin zorunlu olan anayasa değişikliklerini sorunsuz olarak gerçekleştirebileceği sayıda milletvekili çıkarması güçlendirilmiş parlamenter sistem’i yeniden getirebilmenin olmazsa olmazıdır.

O gücü yakalayamazsa Millet İttifakı, sistemi değiştirebilme olanağı da olmaz.

O sayıya ulaşabilmek için de toplumu inandırması ve onun güvenini kazanması zorunludur.

Anayasayı değiştirecek sayıda milletvekili sayısına ulaşılamazsa, başbakan ve bakanlar milletvekilleri arasından olsalar da; bugünkü ucube tablonun değişeceğini beklemek safdillik olur.

Millet İttifakı ya da Ulusal Muhalefet İttifakı; adı ne olursa olsun, seçim işbirliği içinde olan partilerin bu gerçeği bildiklerini var sayalım.

Cumhur İttifakı, seçim yasasını değiştirip yeniden düzenleyerek küçük partileri oyunun dışına atma hesabını yapıyor.

Bu gerçekleşirse Millet İttifakı seçimleri kazanır belki ama; küçük ittifak ortakları seçim barajına takılarak milletvekili çıkaramazlarsa meclis aritmetiği ülkeyi yöneten şimdiki ittifakın istediği sonucu verir.

Ülke yönetilemez duruma düşer.

Bu da yeniden seçimi kaçınılmaz kılar.

Sonuç; topal ördek…

Dön, dön, dönecek, hacı babam gelecek…

Yani; seçim sonuçları, öyle, çantada keklik falan değil!

Şeytan azapta gerek…

Daha çooook işimiz var…

Çok!