0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dün akşam kendimi ilginç bir tartışmanın ortasında buldum… ‘Kültür nedir?‘…

Tarifi kolay gibi gözükse de çok yönlü bir olgu olduğu bilinen bu konuda konuşmacı İTÜ mezunu Yük. Müh. Mimar dostumuz Hasan Çakır idi. Tartışmayı/toplantıyı Kemal İşbilir dostumuz yönetti. Çakır’ın konuya hakimiyeti, Frankfurt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü mezunu Kemal İşbilir’in (solda gözlüklü) de zaten eğitim alanı olması toplantıya ayrı bir değer kattığını söyleyebilirim…

Frankfurt’ta ‘Felsefe Toplantıları ‘adı altında her hafta düzenli olarak yapılan toplantılardan biriydi. Hausen semtinde Haziran Kültürevi Derneği’nin lokalinde yapıldı. Katılımcılar da sorularıyla, düşünceleriyle toplantıyı/tartışmayı epey zenginleştirdi. Remzi, Hasan, Mustafa, İbrahim beyler, Suzan, Ufuk hanımlar ve isimlerini bilemediğim çok sayıda katılımcı sağlı sollu adeta yaylım ateşi açtılar konu üzerinde…

Çeşitli mecralarda yazıları yayınlanan Hasan Çakır yıllar önce yazdığı ‚‘Paldır Küldür Kültür‘ yazısını okuyarak ‘Kültür’ün tanımını tartışmaya açtı. ‚‘Yirmibirinci yüzyılın başında, Avrupa’nın ortasında, kültür mültür derken şaşkına döndük. Evet, bir kültür sorunuyla karşı karşıyayız ‘diyordu yazısında… Hasan Çakır, dolayısıyla ‘Kültürden bahsediyorsak hangi kültür ‘sorusunu yöneltiyordu doğal olarak.

Latince ‘Cultura‘ dan gelen ‘Kültür‘ konusu sanırım çok derin. Çünkü merkezinde hem insan hem de toplum var. Ayrıca kültürü oluşturan etkenler de çok. Örneğin  inanç, gelenek görenek, davranış, yaşam biçimi, değer yargıları sosyal hayatı oluşturan eylem ve düşünceler… Kültürün sosyoloji ve sosyal antropolojinin önemli konularından biri olduğu söylenir. Toplantıdan erken ayrılmak durumundaydım. Ama sanırım Kemal İşbilir dostumuz da eğitim sahası olduğu için etraflı anlatmıştır.

Erken ayrıldığım için tartışmalara katılamadım. Kültür deyince akla gelen isimlerden birinin de Bronislaw Malinowski olduğu söylenir. Kültür teorisi geliştirmiş. Polonyalı asıllı İngiliz antropolog. 1944’te ‘A Scientific Theory of Culture‘ diye kitap yazmış. Kitap 1976‘da ‘Eine wissenschaftliche Theorie der Kultur‘ adıyla Almanca‘ya, 2016’da ‘Bilimsel Bir Kültür Teorisi adıyla Türkçe‘ye çevrilmiş. Merak edenler okuyabilir. Kültürü tanımlamanın zorluğuna  o da işaret etmekte ve kitapta kültürü tanımlamaktan çok tanıtmak gerektiğini yazıyor.

Evet dün akşam da ilginç bir tartışmaya/toplantıya katıldım. Sanırım bu konu önümüzdeki haftalarda bir şekilde devam edecek. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de kültür konusuna eğilmiş. 10. Yıl  nutkunda ‘Ulusal kültürümüzü muasır seviyenin üzerine çıkaracağız‘ diyor.

Akşam için Hasan Çakır ve Kemal İşbilir dostlara teşekkürler.