14:15 / En Popüler Destinasyon Alanya
News
News
Çok şükür şu 70 yıllık ömrü hayatımızda pek çok şeyi gördük.
Geriye dönüp baktığımızda merak edecek bir şey kalmadığını fark ettim.
Yaşamın son evresi her halde Uzaylıların gelmesi olacak. Onu da görürsem gözüm açık gitmeyeceğim.
Dünya’da o kadar çok “garip” olay oluyor ki, artık alıştım.
İnsanın insan olmaktan çıktığı, kendinden başkasını düşünmediği, ölüm yokmuş gibi yaşadığı, kendini kurtarmak adına başkalarını batırdığı, çıkar ve hırs uğruna yok ettiği günleri gördük.
Dünya savaşlarında ölen binlerce insandan ders almayanlar, yeni dünya savaşlarına hazırlanıyorlar.
Bir yanda açlıktan çocuklar ölürken, silah sanayiinin baronları milyarlar kazanacak yeni icatlar peşindeler.
Din adına iş görenlerin dinsizlikleri, yöneticilerin densizlikleri birbirine karışıyor.
İnsanlığı yok olmaktan kurtaracak bir Corona aşısında bile ayar tutturamayan dünya insanları, yardımlaşmaktan ziyade paranın peşine düşmüşler.
Siyasetçiler ise oy peşinde…
Bu arada sorasım geliyor. Tanrı ne yapıyor diye?
Ya her dinin tanrısı ayrı olduğu için kendi aralarında anlaşamıyorlar, ya da insanların aymazlığından bıktıkları için Dünya’yı terk etmişler. Eğer onlarda yoksa işimiz iyicene kötü.
Gün geçmiyor bir dostun, bir sevdiğimizin ölüm haberi ile sarsılmayalım. Maske, mesafe, hijyen diye yırtınanların kendileri kurallara uymuyor.
İbret alacak çok şey var. Daha bu dünyada bitirilmemiş yapılacak ta çok işimiz var.
İnsanlar arasındaki barışı, sevgiyi, saygıyı, işbirliğini, dayanışmayı sağlayamadık. Böylesine bir hercümerç içinde ölmek, hele-hele bir çay kaşığı virüsün esir aldığı bir dünya düzeninde ölmek insana zül geliyor.
Kaderci olmak yerine mücadeleci olmayı, kabulcü olmak yerine araştırmacı olmayı, halimize şükretmek yerine daha çok kazanım elde etmeyi, bağırıp çağırmak yerine dinleyip anlamayı, Kavga yerine sevgiyi, anlayışı, savaş yerine barışı çağırmayı, esirgemek yerine verici olmayı tercih ettiğimiz gün her şey değişecek.
Çünkü sonuçta her şeyi bırakıp gitmek zorunda kalacağımız bir gün gelecektir.
Ne dersiniz?
Bu kadar olayın üzerine bir de uzaylılar gelir mi?
ASYA
2 saat önceEKONOMİ
3 saat önceDÜNYA
4 saat önceGÜNCEL
5 saat önceGÜNCEL
5 saat önceGÜNCEL
6 saat önceGÜNCEL
6 saat önce
Ta sin mim
Bunlar apaçık kitabın ayetleridir.
İman eden bir topluluk için Musa ile Firavun’un haberlerinden bir kısmını gerçek olarak sana anlatacağız. Kuşkusuz Firavun ülkesinde ululuk taslamış,( ayrımcılık yaparak) halkını guruplara ayırmıştı. Onlardan bir kısmının (İsrailoğulları) erkek çocuklarını öldürüyor, kadınlarını ise sağ bırakarak güçsüz düşürmek istiyordu. Hiç şüphesiz o bozgunculardandı. Biz de istiyorduk ki güçsüz düşürülenlere lütfedelim, onları önderler yapalım; ve onları (Firavun’un mülküne) varisler kılmak istiyorduk. Onları yeryüzünde yerleştirmek, Firavun’a, Haman’a ve askerlerine sakındıkları şeyi onların eliyle başlarına getirmek (istiyorduk). (Kasas suresi, 1-6)
Sadece Allah’a kul ol. Adil, ahlaklı, vicdanlı, iyi insan ol. Çalma, iftira atma, yardımsever ol insanlığa hayrın dokunan işler yap Allah’ın beklediği en iyi mümin olabilirsin.
Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder. (G. Orwell)
Din anlattığını sanan hoca takımının ekseriyeti, mide ve cüzdan doldurma kaygısından aklı kullanma aşamasına henüz erişmiş değil.
Din anlattığını zannedenler önce kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyen ve inanmayanlara karşı saygılı olmayı öğrenmeli. Din anlatılsın ama dayatılmasın, hakikat tekelciliği yapmasın.
Geleneksel Anadolu folklorik dindarlığı, ideal din sanılıyor oysa bu, bol bol halkı afyonlama malzemesi içerir türbe, yatır, menkıbe, efsane, hurafe, ermiş, şeyh dindarlığıdır, v.s. bunlar hangi dinin telakkileri?
Ebu Zer Muaviye’nin lüks ve şatafatlı yaşantısı üzerine görülmemiş adetler ortaya çıktı. Bunlar önceden yoktu diye isyan etmişti adeta bu isyan gibi her gün yeni bir hüsran birkaç ballı maaş alanlar pudracı ve hırsız resimleri emeksiz zenginlikler hak edilmemiş kadrolar vs nereye?
Hz.Peygamber din anlatmaya ibadetten başlamadı. Zaten namaz hariç tüm ibadetler Medine’de farz kılındı namaz da yine burada nihai formunu aldı.
O önce ahlakı tevhidi adaleti vicdanı insan olmayı yardımlaşmayı aklı düşünmeyi hesabın kaçınılmazlığını v.s. v.s.
Dini konularda uyutmaya yönelik vaaz nasihat türü konuşma beklentisi çok baskın. Peki önce insan olun adil, ahlaklı, tutarlı olun aleyhinize de olsa hakikati gizlemeyin öfkeniz size adaletsizlik yaptırmasın çalmayın, haram yemeyin demek bu eksikleri hatırlatmak eleştirmek nedir.
Türklerde İslamı öğrenemedi. Sırtına cübbeyi geçiren her sakallı imam Allah’ın dinini bildiğini sandı, en azından öyle inandı. Vaaz verenler sürekli hurafeler anlattı. Gerçek İslamı anlatmaya, Hz. Muhammed’in getirdiği İslam dinini anlatmaya hiç kimse cesaret gösterip anlatamadı. Hz. Muhammed mekke’de ebu cehil, ebu sufyan, ebu leheb gibi zalimlere nasıl baş kaldırdığını anlatamadılar.
İslam dinini emeviler tarafından muaviyenin İslama sokuşturduğu hurafelerle karıştırdılar. İslam dini Hz. Muhammed ile doğdu, 70 yıl sonra Kerbela’da torunu Hz. Hüseyini yezid tarafından katledilerek şehit edilmesiyle İslam dinini orada çölde gömdüler.
İnsanlar, umarsız kaldıklarında birilerini beklerler. Bu zamana ve toplumlara göre değişir. Kimileri Mehdi bekler, kimileri Godo’yu. Bizler de Uzaylı’ları bekler hale geldik.
Aslında beklemek yerine bir paragrafta anlattıklarını gerçekleştirmek bile herşeyin çözümüdür.
“Kaderci olmak yerine mücadeleci olmayı, kabulcü olmak yerine araştırmacı olmayı, halimize şükretmek yerine daha çok kazanım elde etmeyi, bağırıp çağırmak yerine dinleyip anlamayı, Kavga yerine sevgiyi, anlayışı, savaş yerine barışı çağırmayı, esirgemek yerine verici olmayı tercih ettiğimiz gün her şey değişecek.”
İşte olması ve yapılması gerekenler. Eline, kalemine, yüreğine sağlık.