Türkiye, bir zamanlar bölgesel güç olarak anılan, üretimiyle, diplomatik ağırlığıyla, insan kaynağıyla geleceğe umutla bakan bir ülkeydi. Ancak uzun süredir ülkeyi yöneten siyasi iktidarın neredeyse her alanda çuvalladığı, halkın artık nefes almakta bile zorlandığı bir dönemden geçiyoruz. Sorulması gereken soru şudur: Hangi alanda başarılı oldular?

Yangın Söndürmede Başarılı mı?

Hayır. Orman yangınlarının sıklaştığı yıllarda, uçakların hangarda çürümeye terk edildiği bir gerçek olarak hafızalara kazındı. Türk Hava Kurumu’nun içinin boşaltılması, yangınlara zamanında ve etkili müdahale edilememesi, binlerce hektar ormanın yanmasına, canlıların kavrulmasına neden oldu. O günlerde halkın kendi imkanlarıyla oluşturduğu zincirler, devletin yokluğunu örtmeye çalıştı.

Deprem Tedbirlerinde Başarılı mı?

Hayır. 1999’dan bu yana toplanan milyarlarca liralık deprem vergisi ne yazık ki bambaşka yerlere aktarıldı. 2023 Kahramanmaraş depremleri, hazırlıksızlığın ve sorumsuzluğun faturasını binlerce insanın hayatıyla ödediğimiz bir faciaya dönüştü. “Kader planı” gibi söylemlerle sorumluluktan kaçan siyasetçiler, gerçek anlamda hiçbir tedbir almadıklarını itiraf etmiş oldular.

Deprem Sonrası Arama-Kurtarma?

Bir gün geçmeden organize olamayan AFAD, enkaz altındaki insanlara saatlerce ulaşamadı. Arama-kurtarma ekipleri ya yetersizdi ya da koordinasyonsuzdu. Enkaz başında insanlar, yetkililer yerine kepçe sahiplerine, gönüllülere bel bağladı. Acıyı yaşayan halk, devletin değil, halkın kendisinin varlığını gördü.

Emniyetli Madencilikte Başarılı mı?

Kesinlikle hayır. Soma’dan Amasra’ya kadar maden faciaları artık olağan hale geldi. “Kader” denilip geçiştirilen facialarda gerekli önlemlerin alınmadığı raporlarla ortaya konuldu. Ölen madencilerin ailelerine verilen sus payı niteliğindeki ödenekler, yıkılan hayatları telafi etmeye yetmedi.

Ekonomide Başarılı mı?

Hayır. Enflasyon canavarı yeniden hortladı. Halkın alım gücü eridi, orta sınıf yok oldu. Zamlar yağmur gibi yağarken, yandaşlara ballı ihaleler dağıtılmaya devam edildi. Saray ekonomisi ile halk ekonomisi arasında uçurum oluştu. Emekli aç, genç işsiz, esnaf borç batağında. 20000 TL maaş alan vekil, geçinemeyen emekliye “tasarruf edin” dedi.

Tarımda Başarılı mı?

Hayır. Tarım ülkesi olan Türkiye, mercimeği Kanada’dan, buğdayı Rusya’dan alır hale geldi. Çiftçi toprağını terk etti, tarım bitti. Gübre, mazot, tohum fiyatları altında ezilen köylü, üretimden vazgeçti. Market raflarındaki zamlar bunun kaçınılmaz sonucuydu.

Eğitimde Başarılı mı?

Hayır. Eğitim sistemi yap-boz tahtasına döndü. LGS, YKS, TEOG derken öğrenciler deneme tahtasına çevrildi. Bilimden uzak, gerici müfredatlar dayatıldı. Tarikat ve cemaatlerin okullarda etkin olması, laik ve çağdaş eğitimin sonunu getirdi. Öğrenciler robotlaştı, öğretmenler değersizleştirildi.

Sağlıkta Başarılı mı?

Hayır. “Şehir hastaneleri” projeleri kamu zararı yaratan rant çarklarına dönüştü. Aile hekiminden randevu almak zor, uzman doktora ulaşmak imkânsız hale geldi. İlaçlar bulunamıyor, ameliyatlar erteleniyor. Sağlık çalışanları şiddet görüyor, doktorlar yurtdışına kaçıyor.

Yargı Bağımsızlığında Başarılı mı?

Hayır. HSK ve Anayasa Mahkemesi gibi kurumlar, yürütmenin gölgesinde. İktidara muhalif olan herkes bir davanın tarafı yapılabiliyor. Tutuklamalar siyasi, cezalar keyfi. Yargı, hukukun değil, sarayın sopası gibi kullanılıyor. Adalet, sadece güçlü olanın yanında.

Yerine Getirdiği Sözü Var mı?

Hayır. 3Y (Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar) ile mücadele edeceğini vaat eden iktidar, tam tersini yaptı. Yolsuzluk yayıldı, yoksulluk derinleşti, özgürlükler yok edildi. Medya susturuldu, internet yasaklandı, gazeteciler hedef haline getirildi.

Uluslararası İlişkilerde Başarılı mı?

Hayır. Türkiye pasaportunun değeri düşmüş durumda. Vize almak imkânsız hale geldi. Komşularla sıfır sorun hayaliyle yola çıkıldı, sorun yaşanmayan ülke kalmadı. NATO’dan AB’ye, Arap dünyasından Türk cumhuriyetlerine kadar güven kaybı yaşandı. Mavi vatan söylemleriyle başlayan maceralar, sular durulunca geri adımlarla sonuçlandı.

Peki Hangi Konuda Başarılılar?

Yolsuzlukta Çok Başarılılar

Devlet ihalelerinin %90’ı kapalı kapılar ardında yandaş şirketlere veriliyor. Denetim yok. Sayıştay raporları görmezden geliniyor. 5’li çete denilen şirketler, Türkiye’nin ekonomisine musallat olmuş durumda. Lüks içinde yaşayan bürokratlar, 3-5 yerden maaş alıyor.

Cumhuriyete ve Atatürk’e Düşmanlıkta Çok Başarılılar

Atatürk’ün adını silmek için her yolu denediler. Cumhuriyet bayramları küçümsendi, laiklik düşmanlığı aleni hale geldi. Osmanlı nostaljisiyle, halkın tarihsel belleği silinmeye çalışıldı. Tarikatlar devletleştirildi, hilafet çağrıları meşrulaştırıldı. Laiklik hedef tahtasına kondu.

Bu iktidarın Türkiye’ye kazandırdığı hiçbir şey yok. Kazandırdığı yıkım, yoksulluk ve yozlaşmadır. Kaybedilen yıllar, harcanan nesiller, yitirilen umutlar hep bu yönetimin eseridir. Bugün sorulması gereken soru şu.Daha ne kadar tahammül edeceğiz?