AYASOFYA-ÇAMLICA CAMİLERİ BİLE YOLSUZLUKLARI KAPATAMADI

ABONE OL
23:01 - 20/06/2021 23:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

‘’Bir musibet, bin nasihatten iyidir!’’ Sözü sanki bugün ki Türkiye için söylenmiş.

Bir organize suç örgütü elemanı, namı diğer Sedat Peker kullanılıp, kirli bir mendil gibi atılmak istenince, elini masaya vurup:

‘’Dur bakalım, her kuşun eti yenmez!’’ Diyerek bir uyarı videosu göndermişti.

İlk videosunda, içişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘’Birkaç ay dışarı git, Nisan ayında tekrar döneceksin!’’ Sözüne güvenmiş, Nisan ayının geride kalmasına rağmen Soylu’dan ses çıkmadığında da uyarı ve tehdit karışımı bir görüntülü video göndermişti..

Birçok işbirlikçiler, hükümet yetkilileriyle birlikte yaptıkları yolsuzluklar nedeniyle sadece işbirlikçilerin yargılanması istenince: ‘’konuşursam, yer yerinden oynar!’’ Demelerine rağmen yargılandıklarında gıkları bile çıkmamasını bilen Soylu Sedat Peker’in uyarılarından etkilenmemişti.

Hele Damat Berat’ın bile, Soylu kadar kıymeti harbiyesi olmadığı yaşanmış Türkiye gerçeği vardı.

Soylu, özgün ağırlığını ölçmek ister gibi istifa blöfü yapmış, Bahçeli’nin resti karşısında, Şahsım Devleti, Soylu ’ya damadından esirgediği iadeyi makam ile Soylu ‘ya destek sağlamıştı.

Soylu, Kılıçdaroğlu’nun linç edilmesine izin vermesi bile kimsenin gıkı çıkmamışken Sedat Peker’e eyvallah edecek biri olmadığını anında gösterdi:

Sedat Peker’in Beykoz’daki eşinin ve çocuğunun yalnız kaldığı evine gece vakti Silahlı Özel Harekat Timleri ve arama köpeklerince baskın düzenleyerek, Sedat Peker’e bir gözdağı vermek istedi.

Gece baskını TRT ve Ulusal Kanal Süleyman Soyluya destek olmak, muhalefete gözdağı vermek için naklen yayınladı.

Bu çağdışı güç gösterisi Sedat Peker karşıtları tarafından bile kınandı.

Bu gece yarısı baskını nedeniyle Peker, geri çekilmek yerine sıraya koyduğu video serilerini milyonlarca insan tarafından izlenerek izlenme rekoru kırılması bir yana, AKP’nin Ezan, Cami açılışları ile kapatmak istedikleri yolsuzluklar, bu videolarla borusu patlayan lağım gibi ortaya saçılıyordu.

Soylu; TRT’de danışıklı, Haber Türk’te korunmalı programda Sedat Peker’e yanıt vermek yerine:

17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalın da adı geçen Egemen Bağış, Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar’ın suçlarını onaylayarak direkt Erdoğan’a:

‘’Sedat Peker kadar benim de bildiklerim var!’’ Diyerek, ‘dört bakan gibi kamuoyunu uyutmak için görevden almamasını istiyordu.

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet olayının gerçek olduğuna inandığı, dört bakanın Yüce Divanda yargılanmalarını istediği için ucu kendisine dokunacağını

bilen Erdoğan tarafından başbakanlıktan azledilmişti.

Bahçeli’nin , hemen devreye girerek, Soylu ’ya sahip çıkması aslında Erdoğan’ın işine yaramıştı.

Kutu açıldıkça, medyanın yüzde doksan beşinin bu çukurun içinde olduğu, ,Adalet dağıtacak HSK, Yargıtay, Danıştay, YSK AYM ve Cumhuriyetin savunmacısı Cumhuriyet Savcıları iktidarın sopası görevini üstlendikleri ülke Atatürk’ün bıraktığı Laik, özgürlükçü, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti olabilir mi?

AKP’ içinde artan Soylu karşıtlığını; ‘’bazı koalisyonlar var, bunları gözetmek lazım’’ diye yatıştırmak istiyordu.

Sedat Peker’den sonra Sezgin Baran Korkmaz skandalı ortaya saçıldı.

Geceliği servet değerindeki Bodrum’daki lüksten öte muhteşem Otelde kalmanın ücreti, milyonlarca Lira iken bile, bir hakimin, yargıcın, yandaş gazetecilerin kaldığı otelin o dönemin sahibi Sezgin Baran Korkmaz’ın yakalandığı ABD’ ve Türkiye’de yargılanacağı duyuruldu.

Sezgin Baran Korkmaz, Türkiye’de yargılanırsa hangi hakim, savcı onu mahkum edebilir?

Kılıçdaroğlu’na suikast girişiminde bulunan PKK gerçeği bilinirken ona PKK’lı demek gibi

FETÖ’nün karanlık yüzünü açıkladığı için tutuklanan aylarca hapis yatan Ahmet Şık, Veyis Ateş’in Sezgin Baran Korkmaz ile konuşma kasetini yayınladığı için Veysi Ateş’in Ahmet Şık için: ‘’Paralel yapılanmanın parçası’’ Demesi bile Veysi Ateş’in karakterini açıklıyor.

Yani AKP’nin ve Erdoğan’ın düştüğü çıkmaz gösteriyor ki:

Ezan, Cami istismarını zır cahillerden başka kimse yemiyor.

Son umut, Afganistan’da Mehmetçiği kurban vererek

İktidarını sürdürmek…

Tutar mı?

Yıldız AKALIN

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (2)
    • Mert

      Takip ediyorum da, hergün Türkiye genelinde İl, İlçe gezen Sayın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hanımın önüne hep geçmiş dönemde AKP oy vermiş olanlar geçiyor, Ve ona KURTAR bizi bunlardan artık bıktık usandık bittik tükendik gibi sözler ediyorlar.
      Oysa ben AKP oy veren bu tipik AKP seçmeni kadar iki yüzlü münafık güvenirsiz bir başka toplum daha hayatımda tanımadım. Velevki bunlardan biride benim en yakınım bile olsalar.

      Bak AKP’ye oy veren kardeşim, gel birbirimizi kırmadan istersen sen yakınlarını bende yakınlarımı getireyim lanetleşelim. Bakalım kimmiş Müslüman yada Dindar ben senden daha dindar ve Müslüman olduğumdan eminim, ama AKP’li değilim.
      Bak hacı, hoca, dindar kardeşim. Şimdi biraz argo kelimeleri ekleyerek Dindarlık sınırını aşarak konuşmak isterim. Bundan 1400 yıl önce Hz. Muhammed’in kıçına kazıkmı battı? Bundan 1400 yıl önce neydi ki Hz. Muhammed’i Mekke’de rahatsız eden?
      Yokmuydu 10 Bin nüfuslu Mekke’de ondan başka ileri görüşlü bir başka biri tüm bu yanlışları görecek düzeltecek biri? Mekke’deki bu düzen düzen değil diye neden ikide bir kendisini dağlara kırlara tepelere atarak yükseklere çıkarak nefes almak için günlerce evinden uzaklaşıyordu?
      Neydi ona Mekke’de huzursuz eden?
      Neydi ona Mekke’de mutsuz eden?
      Oysa kendisine zengin bir karı bulmuş Hz. Hatice validemiz ile evlenmiş. Hz. Hatice validemiz bütün zenginliğini Hz. Peygamberimize devretmiş ve develer ile ticaret yapıyor kervanla ordan oraya geziyor. Ne işin var senin Mekke’nin düzenini değiştirmek sanamı kaldı, herkes gibi hayatını yaşa gitsin. Aç değilsin açıkta değilsin, birine hizmet eden köle biri değilsin. Sana ne Mekke’de ne olmuş bitmiş, Adaletsizlikler, zulümler, ve sömürü düzeni almış başını gitmiş olması bundan sana ne?

      Bak kendisini dindar sanan en azından kendisini öyle biri olduğunu gören hacı hoca dindar kardeşim. İşte Hz. Muhammed (s.a.v.) günümüzde türkiyede AKP’nin kurduğu düzeni o dönemde Ebu Cehil, Ebu Sufyan, ve amcası Ebu Leheb’in kurduğu o bozuk düzeni baş kaldırmıştı. Anladınmı, anlamadıysan bunu kafana koy bilmiyorsan öğren. Konu siz Allah’ı inanıyorsunuz inanmıyorsunuz değildi. O dönemde herkes Allah’a inanıyor. O döneme kadar bu aleme çok sayıda Peygamberler geldiğinden hepsi haberdar. Hepsi Allah’ı biliyor. Camilerde hocaların telaffuz ettikleri şu cümleleri dikkat ediniz. Hocalar sürekli 1400 yıl öncesine cahiliye dönemi diye adlandırarak anlattıkları sözler yanlış anlaşılmaktadır. Hele birde hayatınızda elinize hiç bir kitap almamış okumamış biriyseniz vay halinize.
      Camide hutbe dinleyenler, sanki o zamanı insanların yabani vahşi bir hayatın içinde olduklarını zihinlerinde canlandırırlar. Oysa 1400 yıl öncesine kadar Zebur, Tevrat, İncil gibi Allah kendisinden haberdar ettiği kitapların var olduğunu cami cemaati unutuyor. Dolayısıyla o tarihte asıl konu Allah’ı inanıyorsunuz inanmıyorsunuz değil, her yerde adaletsizlik almış başını gitmiş ve tekrar Adaletin sağlanması için, Kul hakkının yendiği bir zamanın son bulacağını, Zalimin zulümünün son olacağı bir dönem yaşanmıştır.

      Yani senin o çok sevdiğin, ismini sürekli ağzından düşürmediğin sakız gibi gevelediğin, bir lokma bir hırka dediğin Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekke’nin o bozuk düzeninden rahatszıdı.
      Peki ya sen AKP’nin bozuk düzenine katkı sağlayarak her seçimde oy vermedinmi?
      Peki şimdi adama sormazlarmı, Hz. Muhammed nerde sen nerdesin?

      Yanıtla
      +0
      -0
    • Mert

      Cehaletin içinde inim inim inleyen Nemrut ve Firavun, Muaviye ve Yezid zihniyeti yönetiminde debelenen Müslümanlar değilmidir Hz. Hüseyin’i şehit edenler?
      Oysa Allah; Akletmeyenlerin düşünmeyenlerin kendilerine verilen O Akıl nimetini kullanmayanların üzerine pislik kılarım, der alemlerin Rabbi (Yunus 100)

      Allah böyle bir zalime makam mevkii verecek Devlet idareciliğine getirecek. Daha sonrada yarattığı biz kullarından Adaletli olmamızı isteyecek, Makam mevkii verdiği böyle zalimlerden bize Adaleti bekler hale getirecek?
      Bu durum bizzat Yaradanın kendi Adaletsizliği değilde nedir?
      Bir kul olmanın gereği bunu sorgulamak da, kimdir bu Rab benden Adaletli olmamı isteyecek, bana bunları emrederken de kendisinin ne yaptığını bilmek akıllı bir Kul olmanın gereğidir.
      Kur’an’da niçin bana Nemrut ve Firavun’dan bahsedersin?
      Onların azgınlıklarını bize anlatan Rab, günümüzdeki Firavunlara karşı ne gibi hesabı kitabı vardır bunu bize açık seçik göstersinde bizde bilelim.

      Yanıtla
      +0
      -0


    HIZLI YORUM YAP