ARABADAN İNMEYEN SİYASETÇİ VE BÜROKRAT

ARABADAN İNMEYEN SİYASETÇİ VE BÜROKRAT

ABONE OL
00:21 - 23/04/2024 00:21
ARABADAN İNMEYEN SİYASETÇİ VE BÜROKRAT
2

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Herkesin bildiği gibi ülkemizde bir araba saltanatı var. Hem siyasetçiler hem de bürokratlar arabadan inmiyor, halkın arasında yürümüyorlar. Halkın içine girmeyen siyasetçi ve bürokrat, giderek ondan kopuyor. Halktan kopan birinin, yurttaşın sorunlarını bilmesi olanaksız. Bir yetkilinin bilmediği sorunları, çözmesini beklemek ise saflık olur.

Devletin en küçük birim müdürünün altında resmi araba var. Doğaldır ki bu arabanın bir de sürücüsü… Araba, sabahleyin müdürü evinden alıp akşamleyin geri götürür evine. Gün içinde müdür, eşinin ya da çocuklarının hizmetindedir bu taşıt. Çocuklar okula götürülüp getirilir. Eşler, çarşı pazar alışverişi için arabayı kullanır. Hısım akraba, konu komşu, eş dost ziyaretlerini resmi taşıtlarla yapanlar da var. Nasıl olsa yakıt devletten…

Siyasetçiler de bürokratlar gibi… Onlar da ayaklarını yere basmıyor. Her yere araba ve korumalarla gitmekteler. Kimden korkuyorsunuz, halktan mı? Bir siyasetçi, içinden çıktığı halktan niye korkar? Halka karşı ne suç işledin de ondan uzak durmayı yeğlemektesin ve onunla randa duvarlar örmektesin?

Sırça köşklerde yaşayan siyasetçi ve siyasete bağımlı bürokrat, her geçen gün insanlardan uzaklaşır. İnsandan uzaklaşan, onun sorunlarından da uzak kalır. Halkın nasıl yaşadığını, ne yiyip içtiğini, hangi dertlerle savaştığını bilmez. Bilmediği için de herkesi kendisi gibi sanır bir eli yağda bir eli balda.

Halkın içinden çıkan siyasetçi ve bürokrat, zamanla halka yabancılaşır. Kişisel kurtuluş peşinde koştuğundan gözü, halkı görmez. Onunla dertlenmez. Duygudaşlığını yitirir yurttaşla. Halkın birçok sorununu görse de görmezden gelir. En iyi bildiği de bu.

Siyasetçi ve bürokrat, bindiği resmi araçla trafik sıkışıklığı olduğunda geçiş üstünlüğü kazanır. Halkın çilesini çekmez. Bu çileyi çekmeyen, halkla nasıl duygudaş olsun? Çünkü onun için böyle bir sorun yok! Yaşamadığı bir sorun için de çözüm bulması düşünülemez.

Dünyanın başlıca taşıt üreticileri olan Almanya ve Japonya’da ülkemizde olduğu kadar resmi araba yok! Üstelik siyasetçi ve bürokratların kullandıkları resmi araçların çoğu son model ve pahalı. Bu araçların giderleri pahalı ve çok fazla akaryakıt yakmakta bunlar. Araba saltanatı sona ermeli. Yoksul halkın sırtından savurganlıkla saltanat sürmek çok ayıp.

Halk, bir deniz… Siyasetçi de denizin içinde yaşayan balık… Balık sudan çıkınca yaşayabilir mi? Doğal olarak yaşayamaz. Siyasetçi de yaşayamıyor halk denizinden çıkınca. Bunun içindir ki yurttaşla konuşurken, tokalaşırken, onu dinlerken ölü balık gözleriyle bakmakta. Olumlu ya da olumsuz bir tepki gösteremiyor dinleyip gördüklerine. Çünkü sorunu yaşamıyor. Bu nedenle içselleştiremiyor onu. Böyle olunca nasıl çözüm üretsin?

Yaşayan bilir. Yaşayan çözüm üretir. Yaşamayan ise sırça köşkten ölü balık gözleriyle yalnızca izler.

Adil Hacıömeroğlu

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.