ABD-Çin Gerginliğine İki Ülke Halkı Nasıl Bakıyor? 

ABD-Çin Gerginliğine İki Ülke Halkı Nasıl Bakıyor? 

ABONE OL
19:25 - 01/08/2020 19:25
ABD-Çin Gerginliğine İki Ülke Halkı Nasıl Bakıyor? 
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Çin’in Houston’daki, ABD’nin de Çengdu’daki konsolosluklarının kapatılması ile dünyanın en güçlü iki ülkesi arasında süregelen krizde yeni bir dönüm noktasına gelindiği yorumları yapılıyor.

Amerika ile Çin arasındaki gerilim, Pekin’in Corona virüsü pandemisindeki rolü, Hong Kong’daki baskıcı müdahaleleri, azınlık Uygur Müslümanları’na yönelik politikaları ve Tayvan’ın statüsüyle ilgili anlaşmazlık nedeniyle aylardır sürüyor. Bu gerilim, ikili ticari ilişkiler ve Kuzey Kore’nin nükleer programı gibi diğer konularla ilgili taahhütlere de gölge düşürüyor.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo geçen hafta yaptığı açıklamada, Amerika’nın Çin’le ilişkilerinin değişmesi için, Pekin’deki yönetimin bir dizi konuya yaklaşımının değişmesi gerektiğini söyledi ve Washington’un Çin’i “değişime ikna etmek için daha yaratıcı ve daha girişken yollara” başvurması gerektiğini savundu.

Pekin yanlısı Global Times gazetesi editörü Hu Xijin ise Çin’in ABD’yle ilişkilerde yükselen gerginliğe ve Amerika’nın tutumundaki değişikliğe dikkat etmesi ve gerekli adımı atması gerektiğini söylüyor.

Xijin, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, “ABD-Çin ilişkilerindeki kontrolsuz düşüşe bakın! Naif olmayın ve Washington’un Çin’le ilişkisinin ABD başkanık seçimlerinden sonra değişmesini beklemeyin. Acele edin ve bu Amerikalı delileri caydırmak için daha fazla nükleer füze üretin” ifadelerini kullandı.

“ABD’deki yönetim değişirse ikili ilişkiler de değişebilir”

Ancak sosyal medyadaki yorumlara bakıldığında, Amerikalılar’ın ve Çinliler’in mevcut duruma daha ılımlı baktığını ve bu iki ülkenin önümüzdeki yıllarda, Soğuk Savaşı andıran gerginliklerden kurtulacağını umut ettiklerini gözlemlemek mümkün.

Amerika’nın Sesi’nin (VOA) Pekin muhabiri Yibing Feng, halkların bu gerginliğe nasıl baktıklarını yakından gözlemleyen isimlerle görüştü.

Pekin’de yaşayan ABD vatandaşı Elliott Zaagman Çin’deki kurumsal kültürle ilgili yazılar yazıyor ve SupChina adlı podcast yayınını sunuyor. VOA Mandarin ekibinden Feng’e konuşan Zaagman, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun geçen hafta yaptığı Çin konuşmasıyla ilgili izlenimini paylaştı.

Pompeo’nun Çin politikasına kesinlikle katılmadığını söyleyen Zaagman, “Ancak Pompeo’nun konuşmasındaki temel vurgu ilişkilerin eskisi gibi devam etmesinin işe yaramadığı yönünde. Bence konuşmanın özünde bu vardı ve gelecek yıl Beyaz Saray’da her kim görev alırsa temel ilke de bu olacak” şeklinde konuştu.

Çin’in Xi Jinping’in liderliğinde daha da otoriter bir yapıya dönüştüğünü savunan Zaagman, iktidarda olan yönetimin “her yerde düşman kazandığını” söylüyor ve artık kendi adına Çin içerisinden seyahat etmekten çekindiğini belirtiyor.

ABD başkanlık seçimlerinden sonra durumun düzelmesi için umut olduğunu da söyleyen Zaagman, “ABD’de yeni bir yönetim göreve gelirse, bence barış müzakerelerinin de yeniden başlatılması mümkün olur. Ancak Çin tarafında da dış politikada değişiklik olması lazım. Çin Komünist Partisi’nin yapısında bazı değişiklikler olursa, bu iki tarafın barış içinde var olmasını sağlayabilir” diyor.

Çin Komünist Partisi’nin yapısının karmaşık olduğunu ancak esneklik payının az da olsa bulunduğunu söyleyen Zaagman, partideki mevcut yönetimden ziyade diğer parti üyelerine daha fazla güven duyduğunu da dile getirdi.

“ABD Xi Jinping’e karşı daha katı olmalı”

Liu Xiaohul Çin’in Henan eyaletinden eski bir işadamı. Henan’daki yerel yetkililer ve polis ekiplerinin yolsuzluklarını ihbar etmesinin ardından, güvenlik endişeleriyle Amerika’ya göç etmiş.

Xiaohul’a göre ABD’nin Çin lideri Xi Jinping’e ve hükümetine karşı şu an olduğundan daha da katı olması gerekiyor. VOA’e konuşan Xiaohul, “Bence, Amerika, halka hizmet etmeyen Çin hükümetini cezalandırmalı. Bence daha katı önlemler almamız gerekiyor” dedi.

Pompeo’nun, Çin halkıyla Çin Komünist Partisi’nin ayrı tutulması gerektiği yorumuna değinen Xiaohul, parti içindeki yolsuzluğa bulaşmış üyelerle diğer üyeler arasında da fark gözetilmesi gerektiğini savunuyor.

“Dünya Çin’in yükselişini durduramaz”

Mr. Y olarak adlandırılmak isteyen bir Pekin sakini kentte bir dişçi kliniği işletiyor; oğlu da şu an Amerika’da tahsil görüyor.

İki ülkenin barış içinde olmalarını umut ettiğini söyleyen Mr. Y, “Dünya Çin’in yükselişini durduramaz ve Çin de dünyanın, özellikle de ABD’nin yardımı olmadan yükselemez. Ben ülkemi seviyorum ve ABD’nin Çin’e İkinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki ekonomik reformlarda sunduğu desteği takdir ediyorum” diyor.

“Trump ve Pompeo Çin’e düşman gibi davranıyor”

Şanghay’da yaşayan ABD-Çin ilişkileri uzmanı Shen Dingli’ye göre ise Pompeo’nun konuşması, Pekin’in uluslararası sorumlulukları ve kilit vaatlerini yerine getirme konusunda Amerika’nın yaşadığı hayal kırıklığını yansıtıyor.

ABD Dışişleri Bakanı’nın neden böylesi bir konuşma yaptığını anlayabildiğini söyleyen Dingli’ye göre Pompeo’nun kullandığı ton agresifti.

“Pekin ve Washington ortaklar, düşman değiller. Trump ve Pompeo Çin’e Amerika’nın düşmanı gibi davranıyor. Bence bu akıllıca değil; ancak anlaşılabilir. Çünkü ABD, Çin’in tüm sözlerini tutmasını umut edemeyeceğinin farkına vardı” diyen Shen, Çin’in uluslararası alanda sergilediği tutumu ABD’nin yakından takip etmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

“Pompeo kendisi söyledi; konu Amerika’nın Çin’le işbirliği kurmak istememesi değil. Konu Çin’in, ortak meselelerde Amerika’nın kurallarına değil, uluslararası normlara uyması gerekliliği” şeklinde konuşan Shen ayrıca, kısa süre önce iki ülkenin konsolosluklarını kapatmalarını eleştirerek böylesi bir tavrın yapıcı olmadığını ve savaş riskini arttırdığını savunuyor.

 

VOA tarafından geçilen tüm haberlerde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Haberler web sayfamızda otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.