Kadınlarda Yaşlanma

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Hey, erkekler, sonsuza kadar mı yaşamak istiyorsunuz? Evet!

Elias Canetti 1973
Yaşlanma süresinde biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörler içiçe etkili oluyor. Yaşlanma kısa bir süre önecesine kadar tabu tema idi, ama yaşlanmanın artık bir geleceği var.
Yapılan araştırmalar kadınların erkeklerden daha yoğun ve erken yaşadığını gösteriyor. Vücutta hormonların ritmi daha değişiktir. Erkekler yaşlanmayı daha başka yaşıyorlar ve ömürleri kısa sürüyor.
Her konuda olduğu gibi burada da hangi açıdan baktığımız önemli oluyor. Edebiyat, sanat, tiyatro ve opera gibi uğraşılar, ilgiler olaya pozitif yaklaşmada rol oynayabilir. Kendimizle barışık olursak olumlu yönlerini görürüz.
Bir öğrencim: “Öğretmenim sıkılıyor musunuz, emekli olarak vaktiniz var, onun için mi yazıyorsunuz?” diye sormuştu. “Hayır yaşadıklarımı, bildiklerimi paylaşmak, deneyimlerimi vermek, gelecek nesillere faydalı olmak istiyorum,” diye cevap verdim.
Bilhassa endüstri ülkelerinde ömür uzuyor, toplum bundan faydalanmalıdır. Almanya örnek bir sosyal devlet olarak gönüllü çalışanları ödüllendiriyor. Emekli insanları topluma yararlı olmaları için teşvik ediyor.
Bu nedenle Türkiye’de topluma hizmet etmek, ülkesinin geleceğine katkı sağlamak için kafa yoran, bir şeyler yapmıya çalışan eemekli insanların gözaltında ölmeleri, hasta olmaları veya intihara itilmeleri çok acı bir durum. Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu unutmamalıyız, yoksa ümidimizi kaybederiz.
Almanya’da erkekler ortalama 74, kadınlar 80 yaşına kadar yaşıyacakları kabul edilirse, 40 sene içinde ortalama yaş 50 yaş olacak. Doğum sayısı çok az, o halde bugün 82 milyon nüfüs sayısı 40 sene içinde ancak 60 milyon kalacak. Öyleyse göçmen politikası doğru yapılmalıdır.
Bu konferansın verildiği binayı herkes tanıyor. Türkevi’nin bulunduğu binanın yanındaki Urania. Burası en eski kuruluşlardan birisi. Yanılmıyorsam geçen ilkbaharda 100. yılıdönümünü kutladı. Aynı yüksek halk okulu gibi, konferanslar, film, sergiler düzenleniyor. Konferanslar her çeşit konuyu içeriyor. Sağlık, psikoloji, politik ve din, yani aklımıza gelebilecek her konu var. Üye olmayanlar da elbette etkinliklere katılabilirler.
Konferansın konusu, kadınlar erkeklerden daha değişik yaşlanıyor. Konferansı veren başhekim, psikiyatri ve psikoterapi doktoru Prof.Dr. Hans Stoffels [1]. Hans Stoffels’in psikatri konusunda kitapları vardır.
iltergk-11-05-a.jpg
 
Kendisini tedavi eden eski bir hastası onu şöyle anlatıyor:
“Bu doktora geldiğimde iş yerimde mobing vardı, sorunlarım çoktu. Sanki karanlık bir kuyuda gibiydim ve uykusuzluk çekiyordum. Onun terapi seansları sayesinde karanlık kuyudan aydınlığa çıkabildim.
O çıkarmadı, çıkmama yardımcı oldu.”
Kadın ile erkek arasında yaşlanma farkını şu hikâyesi ile vurguladı. Arap masal ve efsanesinde anlatılan hikâye şöyle:
Erkek çocuğu etrafında bir sürü şeytan olarak dünyaya geliyor. Kız çocuğu etrafında bir sürü melekle doğuyor. Zamanla bunlar her sene biri olmak üzere yer değişiyorlar. Melekler ile şeytanlar hepsi yer değiştiğinde yaşlanmış olan erkek etrafı meleklerle çevrildiği için huzurlu ve iç dengesini bulmuş oluyor.
Kadın tam aksine etrafı şeytanlarla çevrili olduğundan devamlı iç dengesinde değişmelerle huysuz ve çekilmez oluyorlar. Anlaşılması güç kaynanası olanlara kolaylıklar dilerken, olumlu meşguliyetin önemini kavramış oluyoruz.
Bilhassa ataerkil toplumlarda kadın ömrü boyunca çile toplarken, erkeklerin rahat yaşaması sağlanır. O halde rahatlığı güzelliği tüm yaşam boyunca eşit paylaşmak gerekir.
Psikolojik durum çok değişik olduğuna göre bu konuda derinleşip, daha çok öğrenip birlikte olumlu yaşamayı bütünleştirmeliyiz.
Genç kalma arzusu insanlık tarihi kadar eskidir. Sanatçılar ölümden önce yaşlanma korkusuna karşı fantazilerini tiyatroda veya resimlerle anlatmışlardır.
Max Frisch satire olarak dile getirmiş. “Batı Toplumunda Genç Kalma Derneği” kitabında bu derneğe üye olma, üye seçilme ve genç kalma sınavları komik bir şekilde hikâye etmiştir.
Lucas Cranach, yaşlı olan (1472-1553) 1546’da yaptığı resim, Gençlik Çeşmesi üç bölümde incelenir. Bu resmi gösteremeyince güzelliğini anlatmak zor.
Birinci bölümde yaşlı ve hasta kadınlar arabalarla, binek hayvanlarıyla veya taşınarak getiriliyor. İkinci bölümde çeşme ve havuza bu kadınların girdiği kısım. Üçüncü bölümde gençleşmiş olarak çıkan genç ve güzel kadınları gösteriyor. Arkadaki manzarada çirkinden güzele üç bölümde gelişiyor. Erkekler kadınları getirirken rol alıyorlar. Yoksa gençlik çeşmesi kadınlar için düşünülüp, resim çizilmiştir.
Kadınların hep genç kalma, yaşlanmama rüya ve arzularının toplumla direk ilgisi var. Yaşlı erkekler hep genç kadınlarla evlenir, ama bunun tersi çok azdır. Kadının vücudu daha erken yaşlanıyor. Kadın 50 yaşında yaşlılığa giderken, erkek 54’de yaşlanma dönemine giriyor. Erkekler yaşlandıkça daha ilginç olduğu, gri saçların daha yakıştığı rolünü belkide toplum çiziyor.
Genç bir kadının maskarası olma hikâyesini Thomas Mann’ın Professor Unrat romanında çok detaylı anlatıyor.
Picasso’nun ömrünün son zamanlarında cinsellik üzerine resimler yapması tesadüf değildir. Ulaşamadığı kadını resimlerde aşağılamaya yönelmiş olabilir.
Psikolojik yönden bakarsak kadınlar daha çok depresyon gibi ruh hastası oluyorlar. Belkide erkekler kadınları hasta ediyor, ama kendisi doktora gitmediğinden bu sayılar yanıltıyor diyebiliriz.
 
İstatistikler erkeklerde ani ölümleri sayı olarak fazla gösteriyor. Zira erkekler kontrole gitmiyorlar. Ancak çok hasta olunca zorunlu olarak doktora gidiyorlar.
Kadınlar başlarına gelen felâketlerde, sevdiklerini kaybettiklerinde daha dayanıklılar. Çünkü duygularını ifade etmeyi, teselli olmayı öğrenmişlerdir.
Kız çocuğu ile erkek çocukların farklı eğitimleri söz konusu, erkek ağlamaz, erkek sağlam ve kuvvetli olmak zorundadır.
Siegmund Freud’un tavsiyesini hatırlıyalım. Kırk yaşından yaşlı olanları terapi yapılmamalıdır. Kendisi yaşlanmaktan korkan ruh doktoru, başkalarını tedavi edemez.
En iyisi Freud’u inceleyip başka bir yazımda yazarken derin psikolojiye gireyim. Baba oğlunu ne zaman kıskanır?
Gelin kaynana sorununun derinliklerinde kaybedilen gençlik, gençleri kıskanmayı getirmiyebilir. Ancak imrenme kıskançlığa dönüşmezse.
Aynayı eline alıpta kendisine, değişime tahammül edemiyen intihara karar verenlerin çoğunluğu 65 yaşının üstünde olanlar oluyor.
Simone de Beauvoir ayna elinde: “Ben bu olamam, gözlerinin altı şiş, kocaman bir yüz, ağız etrafında üzüntü işareti çizgiler. Kendimden nefret ediyorum,” deyip, genç ve güzel hizmetçiyi kıskandığında bu yaşlarda olmalı.
Yaşlı erkeklerin gençleri kıskanması durumunda savaşı icat edip, genç erkekleri askere gönderiyor, diye düşünmek bile korkunç.
Stoffels Bey’in bize gösterdiği üç resim çok ilginçti. Ressam Juan Miro’nun kendi portresi üç portre ayrı yaşlarda yapılmış. Giyimi, kendine güveni, yaşlanma süreci çok güzel anlatılmış. Gençlik, ortayaş ve yaşlılık dönemi çok açık seçtiği çizgi ve renklerle şahane anlatılmış.
Sonuç olarak kadın ve erkeğin yaşlanması değişik olduğu gibi her kadın, her erkek aynı şekilde yaşlanır diyemeyiz. Psikolojik, biyolojik, sosyal ve bireysel etkenler sürece etki ediyor. Burada da iyimser olanlar kazanıyor. O halde mademki bu konu artık tabu değil, öğrenebiliriz.
Edebiyatta genç ve yaşlı karşıt kavram olarak sabah, akşam, bahar, sonbahar ve kış gibi anlatılıyor. Aslında Anadolu edebiyatına yakın gördüğüm, kötümser olan, acı çekenleri anlatan Friedrich Hölderlin bile sonunda yaşlılığıyla Akşam Fantazi’si şiirinde barışmış:
çok saygın,
kalp aslında çok genç,
Ateş gibisin ya,
Sen huzursuz, hayalci
Barış ve neşe içinde o zaman yaşlılık ! …
Bence büyük felâketler olmadığı müddetçe ihtiyarlamaktan korkmalıdır, yaşlanmaktan değil.
Yaşlanmak tıpkı dağa tırmanmak gibidir. Yükseldikçe kuvvet azalıyor, ama herşey daha iyi görülüyor.
Ingmar Bergmann, Rejisör
Yaşlanmak değil, ona katlanmak bir sanattır.
Johann Wolfgang von Goethe
Hoşça kalın!
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen
 
 
Kaynak:
[1] Geschlechtsspezifische Unterschiede in der Bewältigung des
    Alterns, Prof. Dr. Hans Stoffels, Schlossparkklinik, Psychiatrische Abteilung, Berlin
    www.schlosspark-klinik.de
   

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.