“Asi Bir Kalemin Ardından Nihat Genç’e Veda”

“Asi Bir Kalemin Ardından Nihat Genç’e Veda”

ABONE OL
00:41 - 05/07/2025 00:41
“Asi Bir Kalemin Ardından Nihat Genç’e Veda”
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Nihat Genç artık aramızda değil. O, yalnızca bir yazar, gazeteci, televizyoncu ya da siyasi bir yorumcu değildi. O, çağın küstahlığına karşı kalemini çekmiş, haykırışlarıyla memleketin uykuda kalan vicdanını dürtmekten asla vazgeçmemiş bir isyancıydı. Dilinde kılıç vardı, ama bu kılıç halk için kuşanılmış bir kılıçtı. Eğilmedi, susmadı, yaltaklanmadı. Bu ülke ne zaman aklını yitirse, Nihat Genç bir köşeden çıkar, sesiyle, yazısıyla, o kendine has öfkeli anlatımıyla “Durun bakalım, nereye gidiyoruz?” diye sorardı.

Nihat Genç’in ardından yazı yazmak, onun kalemini bilenler için zordur. Çünkü onun cümleleri gibi cümle kurmak da kolay değildir. Dilinde süs yoktu ama samimiyet vardı. Sözlerinde akademik jargondan eser yoktu, ama halkın yüreğinde yankı bulan hakikat vardı. Çünkü o, “aydın” olmanın batılı tanımlarından uzak, Anadolu irfanından süzülmüş bir halk entelektüeliydi.

1966 yılında Trabzon’da doğmuştu. Karadeniz’in hırçın sularından, dağlarından aldığı inat ve mücadele ruhuyla büyüdü. O yüzden hiçbir zaman tornadan çıkmış bir gazeteci olmadı. Öyle kolay okunur yazılar yazmadı; okuyanı rahatsız eden, düşündüren, kendisiyle yüzleştiren metinler yazdı. Bu yüzden seveni çoktu, nefret edeni de çoktu. Ama asla görmezden gelinemezdi. Çünkü Nihat Genç, Türkiye’nin vicdan haritasında koyu bir renkti. Onu yok saymak mümkün değildi.

Sistemle, düzene, yolsuzluğa, yandaşlığa, hainliğe karşı öfkesini her defasında cesurca ortaya koydu. Liberallerin ihanetini ilk o dile getirdi. Solculuk maskesiyle emperyalizme hizmet edenleri ilk o teşhir etti. “Yetmez ama evet” diyen aydın takımının, Türkiye’nin altını oyan zihniyet olduğunu haykırdı. Ve çoğu zaman bu yüzden yalnız kaldı. Ama yılmadı. Çünkü onun için önemli olan halktı. Sıradan vatandaşın adaleti, yoksulun ekmeği, gencin umudu, memleketin bekasıydı.

Fenerbahçeli’ydi. Ama futbol onun için bir taraftarlık meselesinden öte, dostlukla, sadakatle, aidiyetle açıklanabilecek bir duyguydu. “Ben Fenerbahçe’nin olmadığı bir ülkede yaşamayı bilmiyorum, yaşamak da istemiyorum” demesi boşuna değildi. Bu, sadece futbol kulübüne bir sevda değil; aynı zamanda bir dünya görüşüydü onun için. Dostlukların, inatların, hatıraların içinde yoğrulmuş bir tutkuydu bu.

Birçok kişi onu “Veryansın TV” ile tanıdı son yıllarda. Medyanın sustuğu, muhaliflerin hizaya getirildiği, gazeteciliğin reklam ajanslarına dönüştüğü bir dönemde kendi mecrasını kurdu. Düşüncelerinden dolayı işsiz kalan genç gazetecileri topladı etrafına. Yani sadece konuşmadı, eylem de koydu ortaya. Cesur çocuklar yetiştirdi. O, son nefesine kadar üretmeye, yazmaya, konuşmaya devam etti.

Bazen bir köşe yazısıyla sarsardı ülkeyi. Bazen bir videodaki çıkışı günlerce konuşulurdu. Ama onun gerçek kıymeti, Türkiye’nin zor zamanlarında ortaya çıkardı. Çünkü Nihat Genç, memleket zor durumdayken sahneye çıkan adamlardandı. Gün normalleştiğinde arka plana çekilirdi. Kırgındı, ama küsmezdi. Yorulurdu, ama bırakmazdı.

Sık sık dile getirirdi: “Ben bu ülkeyi çok seviyorum.” Bu sevgi, hamasi değil, yakıcı bir sevgiydi. Çünkü gerçekten seven acıyı da çeker. Gerçekten seven eleştirir, karşı çıkar, itiraz eder. O yüzden onun sevgisi kuru bir milliyetçilik değil, derin bir memleket bilinciydi.

O, öfkeyle yazan bir adamdı. Ama bu öfkenin kaynağı kin değil, sevgi ve sorumluluktu. Yozlaşan dilden, yalan söyleyen siyasetçiden, sahte entelektüelden tiksinirdi. Ama halkın içinden gelen samimiyete her zaman saygı duyardı. Çünkü kendisi de o halkın bir evladıydı.

Bugün Türkiye bir “yalnız kurt”unu kaybetti. Onun gibi korkusuzca konuşan, yeri geldiğinde herkese kafa tutabilen bir ismi daha kolay kolay çıkaramaz bu topraklar. Ama mirası yaşıyor. Kaleme aldığı yazılar, kurduğu mecra, söyledikleri hâlâ aramızda.

Nihat Genç artık aramızda değil. Ama sesi kulaklarımızda çınlamaya devam edecek:
“Bu ülke sahipsiz değil! Halk uyanacak, bu karanlık geçecek!”

Senin için kolay olmayacak bu satırlar sevgili Nihat. Sen aramızdan ayrıldın, ama bu topraklarda yankın sürüyor.
Sen sustun belki ama seni okuyan, anlayan ve yoluna devam edecek binlerce insan artık daha bilinçli, daha dirençli.

Mekânın cennet olsun yiğit adam.
Türkiye seni unutmayacak.
Sevenlerine sabır, memlekete başsağlığı diliyoruz.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP