ÖLÜM VE AYRILIK

ÖLÜM VE AYRILIK

ABONE OL
21:43 - 04/07/2025 21:43
ÖLÜM VE AYRILIK
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İnsanın doğumu doğa üstü nitelikte bir olaydır. Sırlarla dolu olan ölüm bütün insanları kaplıyor. Ölen, yaşayan canını yitiriyor. Doğum ile ölüm arasında geçen zaman ömürdür.

Ömür kısa veya uzun olabilir. Genç yaşta ölen biri de geride eser bırakmışsa ölümsüzdür. Fizikî olarak yoktur, ama manen sevdiklerinin gönlünde yaşamaya devam eder.

Ölüm haberlerinde bilhassa sosyal medyada övgüler diziliyor. Hiç tanımayanlar da geride kalanlara teselli edecek sözler yazıyorlar.

Ailede ve yakın çevrede olan veya toplumda sosyal, kültürel ve siyasal hizmet eden insanları ölümünden önce tanımaya çalışmalı. Hak ettiği saygı ve sevgiyi o insana sağlığında göstermeli.

Öleceğini bilen tek canlı insandır, hiç ölmeyecek gibi yaşar.

                                                       N. Fazıl Kısakürek

Yaşamın sonu olduğu bilinci geliştirilmeli. Yakınını kaybedenin acısı zamanla azalır, ama bıraktığı boşluk daima hissedilir. Ölüm bilinci, bu duyguyla hayatın devam etmesi, kabullenmek anlamına gelir.

Sevdiğini kaybedenin yas süresi şahıstan şahsa, ölene yakınlığına göre değişir. Ölenle ölünmeyince geride, kalanlara kabullenmekten başka çare kalmıyor. Geride kalanın kendine ve diğer aile fertlerine karşı sorumluluğu vardır. Hasta olmamak için, yas süresinde duyguları baskı altına almadan yaşanmalı.

Yas tutan insana gösterilecek davranış da bireyden bireye fark gösterir. İcabında hiçbir şey söylemeden yanında olmak, yardıma hazır olduğunu göstermek yeterlidir.

Ayrılık sonunda da aynı şekilde desteklemek, üzülen insana güç ve enerji verir. Bilhassa evli çiftlerin boşanmasıyla ortaya çıkan ayrılığı kabullenmek oldukça zordur.

Makaleme bu başlığı ve konuyu Derya Çolaker’in verdiği bir seminerden aldım. Derya Hanım’ın ilk seminerine 2019 yılında Tiyatrom’da katılmıştım. Kendisine semineri Yüksek Halk Okulu’nda vermesini tavsiye etmiştim. Alman toplumunda katılım için hâlâ önemli olduğunu düşünüyorum.

Azimle seminerlerine devam etti. Anlaşılır düzgün bir Türkçe ile dilimize verdiği emeği, hizmeti çok büyük.

Konunun detaylarını özetle şema şeklinde, video gösterileriyle görsel yapıyor. Bu nedenle hafızada kalması sağlanıyor.

Katıldığım bu seminerde katılanların soruları daha fazla boşanma neticesinde gelen ayrılıktı. Bilhassa ayrılan çiftin çocukları varsa, sorun oluyor. Çoğu kez çocuklar annenin yanında kalıyor. Baba ile ilişkisinin devam edebilmesi de ayrılık bilincini edinmekle mümkün olabilir.

Seminerde söz alınca söylediğim gibi, Derya Hanım’ın uyguladığı seminerleri genç erkekler takip etse, katılsa ayrılma bilinci gelişir. Kadınlara yapılan cinayetler son bulur.

Ölüm ve ayrılık bilinci okulda öğrencilere ders olarak okutulmalıdır. Türkiye’de kadın dernekleri Derya Hanım’ı davet etmeli.

Köy toplumunda ruhsal hastalıklar yoktu. Çünkü köy halkı birbirini iyi tanır, ölüm ve ayrılık olaylarında acı çeken, üzülen insan yalnız bırakılmaz. Her ikisinde de belli bir yas süresi vardır. Bu süreyi sağlıklı yaşamak şahsa güç ve enerji verir.

Şehir hayatında yas süresinde alınacak önlemler, yası olanı iyileştirir. Sanatın bütün dalları iyi gelir. Müzik dinlemek, şiir roman hikâye okumak, resim yapmak, günlük yazmak gibi etkinlikler yapılabilir. Şahıs kendine uygun olanı seçebilmeli, yakın çevre ve akrabalar baskı uygulayıp zorlamamalıdır.

Biz bu dünyadan gider olduk, kalanlara selâm olsun. 

                                                Yunus Emre

Ölümde ayrılık ebedidir. Artık geri dönüş yoktur. İyi insanın bıraktığı miras anılarla yaşatılacaktır. Giden insanın hikâyesi kalır. Bir insanın hikâyesi yaşamaya ve yaşatılmaya değerse, geride kalan aile fertleri ve sevdikleri için en büyük zenginliktir, paha biçilmez hazinedir.

Ölüm ve ayrılık bilinci olan insan daha kolay kabullenir.

Öyle bir felâket gelmeden hazırlığını yapar, ki geride kalanlar cenaze ve mezar konusunda, miras paylaşımında akıllı, insanî kararlar alabilsinler. Ayrılık durumunda bilhassa çocukların geleceğine daha sağlıklı yol gösterirler. Ayrılan anne babadır, çocuklar değil.

Kin, nefret ve öfke gibi negatif duygulardan arınmış insanın her ölüm ve ayrılıktan sonra kendi ve çevresindeki yakınları için çıkaracağı ders vardır. Alınan bu değerli dersler geleceğe yol gösterir.

Seminerlere ve diğer etkinliklerde ev sahipliği yapan Türk-Alman İşverenler Birliği’ne (TDU) uzun ömür diliyorum.

Sevgili okuyucularım, Derya Hanım’ın biz katılımcılara verdiği ev ödevi sorusunu iletmiş olayım:

Ölümsüz olsaydınız, nasıl yaşardınız?

Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey           

eMail: [email protected]

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP