İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ‘heybedeki turpun’ ismini, yaşanan hukuksuzluklarla ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında açıkladı kamuoyuna.
Bilirkişinin adı; SATILMIŞ BÜYÜKCANAYAKIN
Türkiye’de yargının siyasallaşmasını eleştirdi. Satılmış Büyükcanayakın adlı bilirkişinin yaptığı hukuksuzlukları sıraladı.
“Heybedeki turpun adı Satılmış Büyükcanayakın!” dedi ve belgeleri açıkladı.
Başkanın iletişim ekibi dün yaptığı açıklamada, Başkanı’nın “Yaşanan hukuksuzluklara ilişkin kamuoyunun ilk kez duyacağı önemli ve çarpıcı bilgileri paylaşacağını duyurmuştu.
Toplantıda CHP’li İstanbul’un CHP’li belediye başkanları da yer aldılar.
Başkanın sanık olarak yargılandığı Beylikdüzü Belediyesi davası, İBB şirketleri İETT ve İSFALT ile Esenyurt ve Beşiktaş Belediyesi soruşturmalarında aynı bilirkişinin görevlendirildiğini, ayrıca; Esenyurt ve Beşiktaş Belediyesi operasyonlarının altından da Satılmış Büyükcanayakın adının çıktığını öğrendik.
Hükumet; iş sorumluluk almaya geldiğinde ortadan kayboluyor.
Siyasi parti genel başkanlarının tutuklanmaları sıradanlaştı.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan‘a görsel ve yazılı basından hakaret edenleri, suçlu ilan edenleri ve yine bildik oyunlarla sorumluluklardan kaçma girişimlerini izliyor tüm ülke.
Bolu / Kartalkaya’da yaşanan yangın faciasının acılarını yaşarken siyasallaştırılmış yargı eliyle tüm Türkiye siyasetine biçim verme çabası gün gibi ortada.
Selahattin Demirtaş; 7 yılı aşkın bir süredir cezaevinde tutuluyor.
Zafer Parti Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklandı.
Ülkeye; sanki, bir darbe dönemi yaşatılıyor.
AKP Genel Başkanı ve cumhura başkan Recep Tayyip Erdoğan; turpun büyüğünün heybede olduğunu söylemişti birkaç gün önce.
Ona göre Türkiye’de yargı bağımsız!
Heybedeki büyük turp ortaya çıktı.
Bu turp; yargısız bir infazcı, hukuksuzlukların perdecisi, olmayan raporların avcılık savına girmesini sağlayan, imzasız raporla insanları suçlayan, tutuklanmalarına neden olan kişidir ve o kişinin adını bugün bütün Türkiye öğrendi.
Bu bilirkişinin arkasında çok güvendiği kişilerin olduğunu, olmayan rapordan söz edecek kadar gözü karalığını., bu bilirkişiye yeni sorumluluklar verildiğini, verilen görevlerin arasına İsfilt dosyasının alındığını da…
Bu kişiye verilen tüm görevleri CHP’li Belediye Başkanlarıyla ilgili olduklarını da…
İstanbul’da 8806 bilirkişi olduğunu, buna karşın CHP’yi ilgilendiren tüm konuların bu kişiye verildiğini, de…
Gel de; „Yok artık! “ deme…
Bu bilirkişi Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’ndan emekli biriymiş.
Kooperatif davalarına bakıyormuş.
İstanbul’un çok ünlü bilirkişisi Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde sahte bilirkişi yazmak suçlamasıyla yargılanmış.
Bu bilirkişinin adı Beşiktaş ve Esenyurt soruşturmalarına karışmış.’
Çok ve her yönde kullanışlı bir bilirkişi!…
Bilirkişiliğin bir de kuralı olduğunu öğrendik bu toplantı sırasında
Kurala; „Bilirkişilerin bir araya gelerek toplantı yapmayı ve bilirkişi raporunu birlikte hazırlamaları gerekmektedir. Kurul halinde yapılan bu görüşmeler sonrası muhalif düşüncesini dile getiren bilirkişi ayrı rapor hazırlayabilir.’ diyor.
“Balkan hakkında hazırlanan bilirkişi raporunda, üç bilirkişiden ikisinin imzası olmadığı da çıktı ortaya.
„Yok artık! “
Ekrem İmamoğlu AKP genel Başkanı ve cumhura başkan Recep Tayyip Erdoğan’a;
„Sayın Cumhurbaşkanı, turpun büyüğü senin heybenden çıktı. Şu an ülkede çok önemli bir yargı konusu var. Ben buna odaklanmayı doğru buluyorum, diğer konular hakkında konuşmayı şu an için doğru bulmuyorum. Hakkımda bir soruşturma var. Bu hafta bir çağrı bekliyoruz ya da ona göre bir ortam olacak diye düşünüyoruz. Bugün bize haksızlık hukuksuzluk yapanların ihtiyaç duyduğu bağımsız yargı düzeni kuracağız. Bunu sizin çocuklarınız için yapacağız. Yargıyı bağımsızlaştıracak, bu ülkenin yargı mensuplarının hak ettikleri bir mesleği yürüteceği bir ortamı tesis edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum! ‘diyen kişi. Eğer yargıya dair bir uyarı varsa Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ı uyarmış olabilir. Ben üstüme alınmadım.
Daha önce Yüksek Kurul’a başvurusu var avukatlarımızın. Hangi aşamada, ne gerekiyorsa, birçok müdahale olacaktır ve başvuruyu hukukçularımız devrede olacak ve gerekli başvuruyu yapacaktır. Heybe iddiası kendisine ait ama; ben heybede bulduğum ne varsa milletime açıklıyorum zaten. Çıktıkça da açıklarım. Ülkede yargıya duyulan güvenin azaldığı noktada bir meseleyi ifade ettiniz. Sektördeki bir konuyu Gezi’ye götürüp oradan da İmamoğlu’na bağlamak… Olmaz diyemiyorum artık.
İlk kez 10-11 siyasi partinin ve Meclis’te grubu olanların da imzasıyla bir mutabakat var.
15 Temmuz’da ortaya çıkan detayın kaldırılmasını talep ettik. TBMM tarihinde yok böyle bir şey. Buna benzer faaliyet ve çalışmalarımız devam edecek. Adalet mücadelesi veriyoruz ki vermeye de devam edeceğiz.
Ben; karnımdan konuşmam. Bunu yargı mensupları konuşuyor. Konuşmayan yok. Ankara’daki duymayacak ve ben de duyduğumu söylemeyeceğim…
‘Kimsenin lafı geçmez!’ deniyor. Bu kadar aleni konuşulan cümleleri bile duyup işlem yapması gerek Adalet Bakanı’nın. Ben onun bile hakkını savunuyorum şu an.
Yanındayız, hakkını yedirmeyeceğiz cümlelerini o kadar duyuyorum ki!
Ben kendi inancımı ve cesaretimi ortaya koyuyorum.
Bu milletin sesi.
Bunun içinde sanatçı da vardır, iş insanı da vardır.
Elbette daha güçlü çıkmalı.
Niye; 600-700 terörist dendi de hiç çıkmadı? Niye kimse bedel ödemiyor? Bu kadar ahmakça bir iş olamaz ya!
Millet vicdanında kararını vermiş.
Adaleti sağlamadıktan sonra enflasyon da düzelmez, düzeltemiyorsunuz.
Para da bulamasınız, boşuna geziyorsun Maliye Bakanı. diyor.
Haksız mı?
ALMANYA
5 saat önceGÜNCEL
8 saat önceALMANYA
8 saat önceALMANYA
9 saat önceALMANYA
10 saat önceALMANYA
11 saat önceALMANYA
11 saat önce