0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin tarımsal ticareti de önemli ölçüde etkileyeceği, tarımda dönüşüme hazır olmayan ülkelerin ise üretimde sorunlar yaşayacağı belirtilirken, AB’nin Türk ürünlerini satın almayabileceğine dikkat çekildi.

Dönem Başkanlığını Antalya Ticaret Borsası’nın yürüttüğü Antalya Tarım Konseyi tarafından, “Antalya Tarımında İklim Değişikliği ve Tarımsal Ticarete Etkileri” konulu Tarım Sohbeti düzenledi. Gazeteci Galip Umut Özdil’in moderatörlüğünü yaptığı toplantıda, iklim değişikliği ele alındı.

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Ekonomi ve Yatırım Danışmanı Doç. Dr. Barış Karapınar, salgın hastalıkların çoğunun kaynağının hayvanlar olduğunu, doğa tahribatının önlenmemesi durumunda daha tehlikeli bulaşıcı hastalıklarla karşı karşıya bulunulduğunu söyledi.

COVID’in temel nedenlerinden birinin insan- doğa ilişkisi olduğuna dikkat çeken Karapınar, ‘’1940’lardan 2004’lere kadar 335 yeni hastalık ortaya çıktı. Bunun yüzde 60’dan fazlası hayvandan insana bulaşan hastalık. Doğayı tahrip ettikçe daha büyük hastalık ve felaketlerle karşı karşıyayız’’ dedi.

100 milyon insan gıda krizi yaşıyor

COVID nedeniyle 100 milyondan fazla insanın gıda krizi yaşadığını vurgulayan Karapınar, şunları kaydetti.

“Gıda krizinin nedeni işsizlik, yoksulluk ve gıda fiyatlarının artmasından kaynaklı erişimdeki sıkıntı. Tarım sektörünün iklim değişikliği ve COVID sonrasında ciddi bir dönüşüme ihtiyacı var. AB, krizin çözümü için yeşil kalkınma paketine 1.8 trilyon Euro bütçe ayırdı. Bu krizden çıkışın yolunu yeşile, sürdürülebilirliğe yatırım olarak ele alıp, buna yönelik yatırım paketlerini açıklayan ülkeler var. Ülke olarak iklim değişikliğiyle mücadele etmeliyiz.”

Türk tarımı dönüşüme hazır olmalı

Yenilenebilir enerjiden, sulamaya, ürün deseninden, dönemsel olarak üretilecek ürünlere, gübre stratejisinden ilaçlamaya kadar pek alanda önlem alınması gerektiğine dikkat çeken Barış Karapınar, şöyle konuştu.

‘’Uyum sağlayan çiftçi yüzde 20-25 verim artışı yaşayacak. Çiftçiyi uzun vadede talebi artacak ve ekolojik koşullara en uygun ürünler için yatırıma yönlendirilmeliyiz. Toprağı doğru kullanarak iklim değişikliğiyle mücadele edebiliriz. Tarım ve gıdayla ilgili sektörler en kritik ve stratejik sektörler olacak. Bu krizden sonra tarım dönüşümün olacağı bir sektör oldu. Dönüşüme hazır olmalıyız. Ürünün üreticiden tüketiciye ulaştırıldığı zincirler oluşturulmalı. Zincirlerin kısalması üretici ve tüketiciyi korur. Tüketim alışkanlıklarını da değiştirilmeliyiz.’’

AB’ye ihracat engellenebilir

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet Levent Kurnaz da dünyanın küresel ısınma sorunuyla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Türkiye’yi ciddi bir kuraklığın beklediğini anlatan Kurnaz, “Antalya’nın kuzey batı kesiminde hafif kuraklık yaşanması söz konusu. Antalya’da yağış miktarında çok büyük farklılık söz konusu olmayacak ama normal yağış yerine sağanak yağış gelmeye başlayacak. Ürünlere, altyapıya, insana zarar verecek sel baskınlarına hazırlıklı olmalıyız” dedi.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin tarımsal ticareti de önemli ölçüde etkileyeceğini anlatan Prof. Dr. Kurnaz, önlem alınmadığı takdirde AB’nin Türk ürünlerini kabul etmeyebileceği uyarısında bulundu. Prof. Dr. Kurnaz, şunları kaydetti.

‘’AB artık (Ya benim değim gibi üretirsin ya da bu ürünü AB’ye sokamayız) diyecek. Hem ürünümüze test yapacak hem de (nasıl yetiştirdiğin önemli) diyecek. Sadece son ürüne değil, üretimde kullanılan bütün ilaçlara, gübrelere, ne kadar karbondioksit saldığına bakarak ürünü talep edecek. Bu yıl olmazsa gelecek yıl bunu uygulayacak. Türkiye, tarımsal ürün ihracatının yüzde 50’sini AB ülkelerine gerçekleştiriyor.  Antalya’dan ihracat daha fazla yapılıyor. AB bizden ürün almayacak ya da sattığımız zaman o derece büyük bir gümrük vergisi vermeye zorlanacağız. Uluslararası ticaretimizin devam etmesi için geç kalmadan önlem almak zorundayız.’’