. EN DEMOKRAT OLANLAR, EN YAKINLARDA OLANLAR, EN OKUMUŞLAR, EN BÜYÜK DİPLOMALILAR, EN ÇOK BİLENLER DE DAHİL…
. AYDINLAR, ve de ENTELEKTÜELLER, ve DİĞER BİR YERLERDE “ADI SANI GEÇENLER” GENİŞ “KİTLELER”… ÜNLÜ KİŞİLER….
. RESMEN KAYITLI “SİYASİ PARTİLERDE” YER ALANLAR, ON BİNLERCE DERNEKTE, VAKIFLARDA ve de SENDİKALARDA ÜYE OLUP, “önemli kişiler” olmanın verdiği mutlulukla toplumda “kendilerini gösterip” sevinebilenler…
. Bir de çok dikkat çeken bir kitle var ki onlar çok iyi eğleniyorlar, en yeni kuşak müzikli meyhanelere gidiyorlar, en güzel giysiler içindeler, güzel yaşamları olduğuna inanıyorlar, çok da mutlular.
. Herkes yalnızca “kendi rahatına” keyfine bakmakta…
. Kendini “beğenenlere” yaklaşmakta…
. Gününü “gün etmeler” peşinde…
. Kimse kimseyi “umursamamakta”…
. İlkeli davrananları, okuryazarları, yurt-millet diyenleri görmezlikten gelmekteler.
. Çok büyük şirketler, para ile büyük işler çeviren yapılanmalar, gelen-giden paraları aklayıp depolayanlar, bir yerlere yatıranlar… her zaman olduğu gibi “yaslandıkları güçler” ve “iş birlikçileri” ile refah ve mutluluk içinde var olabilmekteler.
. Yıllardır bir yerlerde “planlananlar çerçevesinde” sınırlardan rahatça geçip ülkeye yerleşen, işlerini, mahallelerini kuranlar “nedeni ile” ülkenin başına çok büyük, geri dönülemeyecek sosyo-kültürel-ekonomik “dertlerin” açılacağını hiç umursamayanlar da çok…
. Ülkenin toplumsal ve ekonomik çöküşü hiç birinin “umurunda” değil!
. Enflasyon, paranın değerinin yitişi, geçim derdi, milyonlarca ailenin beslenme ve barınma sorunu çekmesi hiç umurlarında değil; bundan haberleri bile yok.
. Tüm dünyada olduğu gibi ama bizde çok daha etkili “geniş ve derinlemesine” uygulanan algı-zihin etkileme programlarının tutsağı olmuş milyonlarca insan “tüm zamanını” ve enerjisini, zihnini “magazin haberlerine, giyime, dış görünüşüne, sosyal medyaya, dizilere, yarışma programlarına, paralı profesyonel sporların maçlarına…” harcamakta…
. Erdemli ve ilkeli olmak, dürüstlük, bilgiye ve bilime inanmak, üreten insan saygı ve destek, takdir etmek… kalmamış; bunları bilen ve uygulayan yok.
. Üretene, okuryazara önem vermeyen, tepeden bakan ve de her şeyi en iyi bilen çok geniş bir kitle ortalığa yayılmış seni, beni hiç “umursamaz” olmuş.
. Ama lafa gelince “ülkenin hali” ve demokrasi”, “kalkınma”, “dayanışma” üzerine bulundukları yerde konuşabiliyorlar.
. Her şeyden önce “burnu büyüklükten” ve “kompleksli tutum ve davranışlardan” kurtulabilenler ancak kendi aralarında bir dayanışma ve birleşmeye gidebilir.
. Kendi ülkesini, kendi toplumunu, kendi “özgürlük ve bağımsızlığını” koruyamayacak olan “yeni tür” algı yönetimlerinin tutsağı olmuş insanlarımızla eski “birlik ve beraberliğe”, “kurtuluşa” erişemeyeceğimizi, ortak bir “savunma ve mücadele” veremeyeceğimizi anlamaya, kavramaya başlıyoruz.
. Belki de bazı yurtseverler, ülkesinin bağımsızlığına ve egemenliğine önem verenler, bilgi ve bilinç içinde olanlar ömürlerinin kalan yıllarını bu “inanç, ülkü ve idealler” için araştırma, inceleme ve üretmek, yazmak için çalışacaktır.
. Bizim en büyük çıkarımız “kendimizi geliştirmemiz“, “yetiştirmemiz” ve başka bir şey beklemeden “insanlığa, halkımıza yararlı “olmaktır.
. Ortak idealleri ve duyguları olan ülkesi ve milleti için düşünceler taşıyan duyarlı ve bilinçli bireylerin ise birbirlerini bulmaları, onurlandırmaları, desteklemeleri ve dayanışma içerisinde olup güçlendirmeleri gereklidir.
. Üzerimizdeki yararsız, boş ve saçma zihinsel kotlamalardan, yüklerden temizlenip, ülkenin “temel sorunları” ve “kurtuluş yolları” üzerine eleştirel düşünmek, fikir üretmek gerekecektir.
. Bu değerleri “iyi insan, iyi yurttaş” olmadan hiçbir şey olamayacağımızı bilenler anlayabilecektir.
. Bu da ancak “bu türün içinde olanlarca” anlaşılıp, kavranabilir; diğerlerinden bir şey ne beklenir, ne de aranır.
. Öte yandan yalnız olup, “hiçbir sürü etkisine kapılmadan, özgür ve bağımsız olarak “öz aklımızı ve zihnimizi” kullanıp bu yolda “üretebilmek” en değerli varlıklarımızı, öz bilincimizi oluşturur.
. Yapay gündemlerden, boş ve şişirilmiş, anlamsız tartışmalardan kesinlikle uzak durmak zorundayız.
. Eğer, üzerinde düşünüp, sorgulamak istediğimiz bir konuda birisinden yardım isteyecek duruma gelirsek ilk ve tek bakacağımız yol gösterici, önder kişi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olacaktır.
. “O” yıllar öncesinden bugünleri bilip, anlayıp, bize yol göstermiştir; gençliğe seslenmek adına tüm halka kısa ve öz olarak açıklamıştır, bizlere “görev” vermiştir.
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 23.06.2024, Pazar.
ALMANYA
9 saat önceALMANYA
11 saat önceALMANYA
11 saat önceALMANYA
11 saat önceALMANYA
15 saat önceGÜNCEL
17 saat önceGÜNCEL
17 saat önce