Kuzey Afrika’nın en küçük ülkelerinden biri olan Tunus’un başkentinde, Osmanlı paşalarına ev sahipliği yapmış görkemli bir sarayda yer alan Bardo Ulusal Müzesi, Türkiye’deki Zeugma Mozaik Müzesi’nden sonra dünyanın en büyük mozaik koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.
1888 yılında Fransız sömürge yönetimi döneminde kurulan ve zamanla Tunus’un kültürel simgelerinden biri haline gelen bu tarihi yapı, mozaiklerden heykellere, İslam yazmalarından seramiklere, stellerden mücevherlere ve tarihi silahlara kadar uzanan zengin koleksiyonuyla Akdeniz medeniyetlerinin çok katmanlı tarihini tek bir çatı altında buluşturuyor.
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan zenginlikleriyle bilinen Tunus’un kültürel belleğini yansıtan Bardo, uluslararası üne sahip birçok nadir arkeolojik eseri ve belgeyi barındırıyor. 2015 yılındaki terör saldırısıyla derin bir yara alan müze, 2021’de başlayan ve 2023’te tamamlanan kapsamlı bir restorasyon sürecinin ardından, yenilenmiş yüzüyle modern bir müzecilik anlayışıyla ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.
Osmanlı’dan günümüze bir sarayın dönüşümü
Müzenin hikâyesi, 19. yüzyılın başlarında, Tunus’un hâlâ Osmanlı idaresi altında olduğu döneme uzanıyor. 1574’te Osmanlı egemenliğine giren Tunus, 1881’deki Fransız işgaline kadar 307 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuzey Afrika’daki en önemli vilayetlerinden biri oldu. 1881’de imzalanan Bardo Antlaşması ile Tunus, resmen Fransa’ya bırakıldı. Osmanlı’nın son dönemlerinde Hüseyinoğulları Hanedanı’ndan Ali Paşa’nın yazlık sarayı olarak kullanılan yapı, 1888 yılında “Alaoui Müzesi” adıyla ziyarete açıldı; 1956’da ise Tunus’un bağımsızlığını kazanmasının ardından “Bardo Ulusal Müzesi” adını aldı.
Saray, Hafsiler tarafından inşa edilmiş, Osmanlılarca kullanılmış, Fransızlar tarafından müzeye dönüştürülmüş ve bugün Tunus’un çok katmanlı tarihine ışık tutan bir kültürel merkez haline gelmiştir. Müzenin çinili tavanları, kemerli geçitleri ve Osmanlı-Mağrip senteziyle şekillenen mimarisi, döneminin zarafetini yaşatıyor.
Zengin koleksiyonlar, sessiz tanıklar
Bardo Ulusal Müzesi, yaklaşık 130 bin parçadan oluşan koleksiyonunu kronolojik ve tematik salonlarda sergiliyor. Antik Roma, Kartaca, Yunan, Bizans ve İslam dönemlerine ait eserlerin yer aldığı bu salonlarda mitolojik sahnelerden gündelik yaşama, dini sembollerden sanatsal ifadelere kadar geniş bir yelpazeye yayılmış görseller yer alıyor. Açıklamalar Arapça, Fransızca ve İngilizce dillerinde sunuluyor.
UNESCO listesinde yer alan Kartaca ve Dougga gibi antik şehirlerden çıkarılan eserlerin yanı sıra El Jem, Sousse, Kairouan ve Utica gibi bölgelerden gelen objeler, Tunus’un dini ve kültürel tarihine dair çok sesli bir tablo sunuyor. Mozaikler, bronzlar, ahşap oymalar, yazıtlar, lahitler ve mücevherlerle dolu bu koleksiyon, sadece estetik değil, eğitici ve tarihsel bir zenginlik de taşıyor.
Mozaiklerle anlatılan yaşam
Afrika’nın Kahire’deki Mısır Müzesi’nden sonra en büyük ikinci müzesi olan Bardo, 4.700 metrekarelik alanda 1.500’den fazla mozaikle, Roma’nın geç döneminden Bizans’ın erken dönemine kadar uzanan bir zaman çizgisi sunuyor. Mozaiklerde tanrı ve tanrıçalardan günlük yaşama, av ve şölen sahnelerinden portrelere kadar çok sayıda tema işleniyor. Müze, mozaiklerle kaplı salonlarında Roma, paganizm, Hristiyanlık ve İslam kültürlerini birlikte sergiliyor.
Şair Virgil’den denizler tanrısı Poseidon’a
Müzenin en dikkat çekici eserleri arasında Sousse ve El Jem salonlarında yer alan dev mozaikler bulunuyor. Neptün, Venüs ve Baccus gibi mitolojik figürlerin işlendiği bu sahneler teknik ustalıklarıyla öne çıkıyor. Roma’nın ilk resmi şairi Virgil’i tasvir eden nadir bir mozaik, müzenin incisi olarak kabul ediliyor. Poseidon’un alayı, Odysseus’un Sirenlerle karşılaşması, Apollon ile Marsias’ın müzik düellosu ve Perseus’un Andromeda’yı kurtarışı gibi sahneler, antik anlatı geleneğini bugüne taşıyor.
Kartaca’dan günümüze Hannibal’in izleri
Kartaca’ya ayrılan salonda, Pön ve Fenike dönemlerine ait mermer heykeller, mozaikler, cam muskalar, cilalı maskeler, seramik kaplar, takılar ve mezar stelleri yer alıyor. Bu eserler, dönemin hem gündelik yaşamına hem de dini sembolizmine dair zengin bilgiler sunuyor. Prehistorik salonda ise El Guettar gibi bölgelerden çıkarılmış 40 bin yıllık taş aletler, figürinler ve süs eşyaları sergileniyor.
Dinlerin, dönemlerin ve kimliklerin kesişim noktası
Müzenin İslam sanatları bölümünde Rakkada ve Sabra kentlerinden getirilen fildişi oymalar, cam eserler, el yazmaları ve Fatımi dönemi objeler dikkat çekiyor. Kuran sayfaları, hat sanatı örnekleri ve Osmanlı dönemine ait nadir parçalar da bu bölümde yer alıyor. Müze, aynı mekânda paganizmden Hristiyan ikonografiye, Bizans’tan İslam’a uzanan inanç tarihini birlikte sunma özelliği taşıyor. Halk kültürünü yansıtan geleneksel kıyafetler, müzik aletleri ve gündelik eşyalar da ziyaretçilere sıcak ve samimi bir Tunus portresi çiziyor.
Terör saldırısı: Bardo’nun yaralı hafızası
Bardo Müzesi, 18 Mart 2015’te, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerle doluyken IŞİD tarafından gerçekleştirilen bir terör saldırısına sahne oldu. 21’i yabancı olmak üzere 22 kişinin yaşamını yitirdiği bu saldırı, sadece Tunus’un değil, dünya kültürel mirasının kalbine de bir darbe olarak kayda geçti. O günden sonra “Ben Bardo’yum” (#JeSuisBardo) etiketiyle uluslararası bir dayanışma başlatıldı. Bugün müzenin girişinde, hayatını kaybedenlerin isimlerini taşıyan bir anı plaket yer alıyor.
Restorasyonla gelen yeniden doğuş
Müze, 2021 yılında başlatılan iki yıllık kapsamlı bir restorasyon sürecinden geçerek 15 Eylül 2023’te yeniden kapılarını açtı. Bu süreçte mozaikler ve tarihi eserler titizlikle onarıldı; dijital rehber sistemleri, eğitim atölyeleri ve genişletilmiş sergi alanları ile Bardo, yalnızca mekânsal olarak değil, fonksiyonel anlamda da yeniden doğdu.
Miras, travma ve umudun kesişim noktası
Tunus’un kültürel belleğini taşıyan ve Akdeniz’in tarihini yansıtan Bardo, bir zamanlar Osmanlı paşalarının sarayıydı; bugünse bir direniş ve yeniden inşa sembolü. Arap Baharı sonrası dönemde kültürel kurumların toplumsal bellekteki rolü daha da artarken, Bardo Ulusal Müzesi hem eğitim hem de kültürel turizm açısından Tunus için stratejik bir merkez olmayı sürdürüyor.
Ziyaret saatleri: pazartesi hariç her gün, 09.00–17.00.
Fulya Omaç / Bardo – Tunus
AFRİKA
Az önceGÜNCEL
Az önceALMANYA
10 saat önceALMANYA
11 saat önceALMANYA
11 saat önceGÜNCEL
11 saat önceALMANYA
14 saat önce