ÖDÜN VERMENİN BEDELİ

ABONE OL
22:10 - 03/04/2021 22:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Dinler dogmatiktir, öğretisinde mutlak değerler kabul eder, tartışmaya, araştırmaya ihtiyaç duymaz, gizemlidir, tanrıya tapınma olgusunu içerir; kurallarının tanrıdan geldiği inancını savlar. İçinden doğduğu toplumun karakteristik yapısına göre şekillenir. Türkiye halkının büyük çoğunluğu müslüman olduğu için, İslami kurallar geçerlidir. İslam dini Muhammed tarafından ,,devlet’’ olarak doğdu, yayılmacılığı da ümmetçi toplum olarak vuku bulmaya başladı.

Ve İslamiyet doğduğundan beri hükmettiği ırksal kimliklerin bir çoğunu ümmetleştirmeyi başardı. Daha da acı olanı ümmetleştirdiği yine bir çok etnik toplumları Araplaştırdı.

Ortadoğu’da iki önemli ırkı Araplaştıramadı: Türkleri ve Persleri. Irksal anlamda Araplaştıramadı ama İran’ı mollalar şeriatla yönetiyor, Türkiye’de siyasal İslam hızla şeriatlaşıyor.

Osmanlı’nın gittikçe aklını kaybetmesi sonunu getirdi; dine dayanan her siyasal olgu mutlaka yıkılır. Mustafa Kemal’in ortaya çıkışı bir tesadüf değildir.

Türkiye’de aydınlanma devrimlerinin eğitimde laik Köy Enstitüleri, ekonomide devletleşme, siyasalda demokratikleşme ve  ulusal kimlik gibi kısa sürede devrimlerin pratiği de yaşandı; bu çok önemli bir olgu ve tecrübe kazandırdı. Toplumda ,, Ümmeti Muhammed’’ söylemi unutulmaya başlanmıştı.

Mustafa Kemal aynı zamanda çok güçlü öngörüye sahipti;

Kurtuluş sırasında mandacılıktan yana olan Halide Edip siyasete de girer çıkar (DP’den Meclise girer) ve yıllar sonra; ,,Hepimiz bir çıkar yol arıyorduk ve herkes mandacıydı. Amerika uzaktır belki bir gün kurtuluruz diye düşünüyorduk. Sonra Mustafa Kemal, hayır dövüşeceğiz dedi, kalktık Ankara’ya gittik dövüştük. Ben Mustafa Kemal miydim ki bu kadar uzağı göreyim?’’ der.

Ya sonra?

Sonrasında Ödün vererek bugünkü duruma geldik.

Siyasetin öngörüsüzleri cesaretten de yoksundu. Eğitim de Köy Enstitülerin kaldırılması, toprak reformunun gerçekleşememesi verilen ödünlerdi ve yol açıldıÖdünlerle birlikte demokrat-sol kesimin sürekli ezilmesi siyasal islamı iktidara taşıdı.

Siyasal İslam sokaklarda ,,Türbana Özgürlük’’ adı altında ödün koparırken sözde söz veriyorlardı: ,,Türbanın  sadece Üniversitede serbest kalmasını istiyoruz’’ diyerek.

Türban anaokullarına indi.

Bugün verdikleri bu sözü kime anlatabilirsiniz, kim dinler? Halka anlatabilmenin yolunu bulabilecek muhalefet var mıdır?

Eğitimdeki 4+4+4 sistemi medrese eğitiminin önünü açtı ve kız çocuklarının eğitiminin yarıda kesilmesi sağlandı.

Erbakan’ın temel eğitimi imam-hatipleştirme projesi gerçekleşti ve bugün bu isme övgüler yağdıran bir muhalefet var  (Buna da ödün verme değilde gaflet ve ihanet demek daha doğrusu olur.). İmam hatiplerden yetişenler her yerde bulunuyorlarsa, tarikata biat eden General’e niye şaşılıyor ki?

Bütün bunlar engellenemedi.

Yetmedi!

İBB seçimlerinde aynı zarfta bulunan 4 oy pusulasının birinin seçimini (Başkanlık seçimi), kendi adayı kazanamadığı için yeniletebilen, mecliste reddedilen bir kanun teklifini tekrar oylanması için karar alan bir AKP despot iktidarıyla karşı karşıyayız.

AKP 2015 yılından beri seçim kaybediyor, ama iktidarını sürdürüyor ve bunu gelenekselleştiriyor, asıl tehlike de burada.“

AKP’nin ucube sistemine rağmen mevcut anayasa yetmiyor, yenisi mutlaka gerekiyor. İktidarı eleştirenler herseye rağmen kırıntılıda olsa mevcut anayasayı referans gösterebiliyor, bu bile RTE’ye ağır geliyor. Yeni anayasa ile tamamen  tek adamlığı ve sürekli seçilmeyi sağlamayı amaçlıyor.

Türkiye Cumhuriyeti halkının AKP’ye tahammülü kalmamıştır.

Mücadele daima sınıfsal temele dayalı yürür, ödün veren kaybeder. Emeğin, eşitliğin, adaletin, barışın güvencesini sağlayan laiklikten ve demokrasiden ödün verilemez.

Zekeriye Uçar

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.