İlhan Baba/BERLİN

 Almanya Bakanlar Kurulu, göreve gelişinin 49. gününde 2025 federal bütçesinin ikinci taslağını, 2026-2029 mali çerçevesini ve “Altyapı ile iklim nötrlüğü” özel fonunu onayladı. Yeni bütçeyle birlikte Almanya, 2025 yılında 81,8 milyar avroluk rekor bir borçlanma planlıyor. Savunma harcamalarının ise 2029 yılına kadar toplamda 152,8 milyar avroya ulaşması bekleniyor.

İsmail Akpınar, Almanya Maliye Bakanı Lars Klingbeil’in, bütçede yer alan yüksek borçlanmanın büyük kısmının savunma yatırımlarına ayrılacağını açıklaması ve Almanya’nın NATO’nun savunma harcamaları için belirlediği yüzde 3,5’lik hedefe ulaşmasını mümkün kılmasının beklendiğini açıklaması üzerine Akpınar, Almanya’nın artan savunma bütçesinin sadece askeri değil, siyasi ve ekonomik yansımaları olduğunu belirtti. Akpınar, “Bu artış, Almanya’nın NATO içinde daha güçlü bir aktör olmasını sağlayabilir. Ancak borç freni uygulamasına getirilen istisnalar, kamu maliyesi açısından dikkatle izlenmeli” dedi.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in Lahey’de bugün başlayan NATO Zirvesi’ne, yeni bütçeyle birlikte mali ve stratejik açıdan daha güçlü bir pozisyonda katıldığını belirten Akpınar, borçlanmanın yüksek olmasının tek başına bir sorun oluşturmayacağını belirterek, “Önemli olan, bu kaynakların ne için kullanıldığıdır. Altyapı, enerji dönüşümü ve dijitalleşme yatırımları uzun vadede büyümeye katkı sağlar. Ancak savunma ağırlıklı harcamaların ekonomik geri dönüşü sınırlı kalır” diye konuştu.

Almanya’da muhalefet partileri ve bazı uzman çevreler, bütçede kaynak dağılımı ve harcama önceliklerine yönelik eleştirilerde bulunuyor. Akpınar da bu eleştirileri kısmen haklı bulduğunu belirterek, “Savunma yatırımları güvenlik gerekçesiyle anlaşılabilir, ancak eğitim, ulaşım ve sosyal hizmetler gibi alanlar geri planda kalmamalı. Sosyal eşitlik ve ekonomik dayanıklılık olmadan askeri güvenlik tek başına yeterli değildir” ifadelerini kullandı.

Almanya’nın uzun süredir kamu altyapısına yeterli yatırım yapmadığını vurgulayan Akpınar, “Yalnızca harcama yapmak yetmez; bu kaynakların hızlı ve etkin kullanılması gerekir. Almanya’da bürokratik engeller ve yavaş uygulama süreçleri hâlâ ciddi bir sorun” dedi. Akpınar’a göre, savunma harcamalarının orantısız artışı, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerde kaynak baskısına neden olabilir.

Borç, geçmişe değil geleceğe yatırım olmalı Almanya’nın mali politikada “dengeli bütçe” anlayışından uzaklaşarak yatırım odaklı bir döneme girdiğini kaydeden Akpınar, bu dönüşümün ancak yapısal reformlarla desteklenirse başarılı olabileceğini söyledi. “Vergi reformu, iş gücü piyasasında esneklik ve bürokrasinin azaltılması gibi adımlar atılmazsa, bu borçlanma Almanya’yı orta vadede yeni bir bütçe krizine sürükleyebilir” uyarısında bulundu.