0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

TARSİD Yönetim Kurulu Başkanı Argun Şahin, Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin en temel varlığı olan vatan ve vatan toprakları üzerindeki tarımsal üretimi planlamak, geliştirmek ve halkın refahına sunmanın tarım sektörünün iş insanları olarak en önemli görev ve ödevleri olduğunu belirtti.

Tarımın, ülkemiz ve dünya için stratejik öneme sahip bir sektör olduğunu ifade eden Şahin, temel tarımsal ürünlerde kendimize yeter üretimi yapabiliyorken bugün birçok tarım ürününü ithal etmeye başlanıldığını anımsattı.

Türkiye’nin üretebilecek olanakları ve işgücünün var olduğunu dile getiren Argun Şahin şunları kaydetti.

”Bu üretimi yapmamızı engelleyen unsurlardan önde geleni tarımsal iş sektöründe bir bütün olarak yapılanma olmaması ve üretim planlamasının yapılamamasıdır. Hiçbir sektörde işler her zaman sorunsuz, engelsiz devam etmez. Sonuç almanın en etkili yolu birlikte ve ortak akılla hareket etmektir.”

Tarım sektörünün ve ülkenin gelişmesine, ilerlemesine katkı yapabilecek bir platform oluşturmak istediklerini anlatan Şahin, şöyle devam etti

”Bizler tarımın tarafıyız. Yerel seçimleri de geride bıraktık. Artık asıl gündeme odaklanıp, tarım ve gıda sektörünün kronik sorunlarına yoğunlaşma zamanıdır. Geçici adımlarla kısa vadeli çözüme kavuşturulmaya çalışılan sorunlar artık sadece kırsaldaki üreticinin problemi olmaktan çıktı. Hepimizin mutfağına dayandı. Mutfak, adeta yanıyor. Şimdilik üretiyoruz, ürettiğimizi tüketiyoruz. Peki üretmek yetiyor mu? Tarımın bir bütün olarak ele alınması, “yapısal reform” vurgusu, tarım ve gıda sektörü açısından da hiç olmadığı kadar önemli hale geldi. Türkiye’de tarıma bakış açısı kökten değişmeli.”

TARIMDA YENİ YOL HARİTASI

Tarım sektörünün tüm kesimlerini kapsayacak yeni yol haritası oluşturulması gerektiğine dikkat çeken TARSİD Başkanı Argun, şöyle devam etti.

”Tarım sektörünün tamamını kucaklayacak yol haritasına ihtiyaç var. Tarımda yeni şeyler söylemenin tam zamanı. Tarım Yol haritasının yeniden ve objektif şekilde çizilmeye ihtiyacı var. Sektörün tamamını kapsayan, kucaklayan ve ortak paydada buluşturacak bir yol haritasından bahsediyoruz. Sektörün sadece belirli kesimlerini değil tamamını kapsayan bir yol haritasından bahsediyoruz.”

GIDA FİYATLARININ ARTMASININ NEDENİ

Üretimden pazarlamaya kadar tarım politikalarına bütüncül yaklaşılması gerektiğini dile getiren Şahin, şunları kaydetti.

” Türkiye’de gıda fiyatlarındaki artış küresel tablodan farklı bir yön izliyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün her ay yayımladığı küresel gıda fiyatları endeksi neredeyse 10 yıldır yatay bir seyir izliyor. Türkiye’de ise özellikle 2017’den bu yana gıda fiyatlarında hızlı bir yükseliş var. Gıda enflasyonu sekiz aydır yüzde 20’nin altına inmiyor. Son iki buçuk yılda ise gıda fiyatları ayda ortalama yüzde 16 artıyor. Gıda fiyatlarındaki artışın sorumlusu kim? Bu tablonun en önemli nedenlerinden birisi çiftçinin girdi maliyetlerinin, yani mazot, yem, gübre gibi girdilerin ithalata dayalı olması olarak gösteriliyor. Bu da girdi maliyetlerinin TL’deki değer kaybına karşı duyarlı hale gelmesine, TL’nin değer kaybetmesiyle birlikte tarımsal ürün üretiminin de daha pahalı hale gelmesine yol açıyor.”

HAL YASASI

Devletin, kooperatifleşme konusunda da iyileştirmeler yapması halinde gündeme gelecek olan yeni hal yasasının çok daha etkili olacağını ifade eden Argun Şahin, ”Gıda fiyatlarındaki artıştan sorumlu tutulan bir diğer grubun p ise bu ürünlerin tarlalardan marketlere yolculuğuna aracılık yapanlar. Hükümet yetkilileri, bu aracıları aldıkları komisyonların ürünlerin perakende fiyatlarını artırmak ve haksız kazanç elde etmekle suçluyor. Ancak bahçeden çatala gelinceye kadar yüzde 50’lere varan kayıplar ile önemli bir ürün ve gelir kaybı ile karşılaşılmaktadır” dedi.

TARIM ÜRÜNLERİ İTHALATI ARTACAK

İç ve dış pazarda önemli bir kalite ve değer kaybı ile birlikte yüksek girdi fiyatları sonucu üretimde maliyete olumsuz etki yaptığını anımsatan Şahin, sözlerini şöyle tamamladı.

”Şimdilerde ve yakın gelecekte tarımsal ürün ithalatında ciddi artışlar beklenmektedir. Bu nedenle; üretim maliyetleri, bahçeden mutfağa kesintisiz soğuk zincir uygulamaları, yetkin pazarlama sistemleri ülkemizde meyve/sebze üretim ve tüketimde önemli gelişmelere neden olacaktır. Türk tarımının sürdürülebilir olması için elimizi taşın altına koyacağız. Tarım politikalarının oluşturulmasında aktif rol alacağız.”

ha-ber.com/Fikri Cinokur/Antalya