0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 Otuz yıla yaklaşan yurtdışındaki vatandaşlarımıza hizmet süremi geçtiğimiz Eylül ayında noktaladım. Bu süre içinde toplam 17 yıl Almanya’da, Münih, Nürnberg, Hamburg ve Berlin’deki Türk temsilciliklerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi ve Müşaviri olarak görev yaptım.

Coşkulu olduğu kadar gerilimi de fazla olan görev yıllarımın sonunda Almanya’daki Türklerin sorunlarını, başarılarını, sevinçlerini, üzüntülerini, duygularını, düşüncelerini sadece yakından tanımakla kalmadım. Kendimi hep onların bir parçası ve devletin verdiği görev doğrultusunda bir hizmetkârı olarak düşündüm. Şimdi uzun meslek yaşamımda Almanya’daki Türklerle bu denli yakın olunca emekliliğimde de onlarla ilgili çalışmalar yapmamak, bilimsel araştırmalarla uğraşmamak ve onları ilgilendiren konularda görüşlerimi açıklamamak olmazdı diye düşündüm. İşte bu nedenle karşınızdayım.

Bu sütunda her hafta belli bir konudaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmaktan sevinç duyacağım. Umarım, içinde bulunulan güncel ortamda Almanya Türkleri ile ilgili tartışmalara olumlu katkılarım olur.

Özellikle artık kabak tadı veren ve bazı basmakalıp sözlerin yinelenmesinden öteye geçmeyen entegrasyon tartışmaları, dozajı arttıkça suskunlukla karşılanan yabancı düşmanlığı ve onun doğal sonucu ırkçı şiddet, gençlerimizi ilgilendiren genel ve mesleki eğitim, Almanya’daki Türklerle ilgili Türkiye’nin ve Almanya’nın tüm politikaları, ilişkileri, siyasi tavırlar, tutumlar, fırsatlar, kayıplar, sınır aşırı alanlar, ekonomik olanaklar…

Bu konulardaki düşüncelerimi her hafta sizlere aktarmaya çalışacağım.

Bu ilk yazımı bitirirken şunları söylemeden geçmeyelim: Türkiye’den Almanya’ya işgücü göçüyle başlayan süreç, bazılarınca ne kadar “sorun” olarak anlaşılsa da aslında göç olgusuna taraf olan iki ülkenin de bilmesi gereken bence göçün herkes için olumlu sonuçlar taşımakta olduğu.

Mesele, bu olguyu olumlu gözlerle görmek ve ortaya çıkardığı fırsatlardan yararlanmayı bilmek. Yakınmak, hayıflanmak ve “insanı sorun olarak görmenin” bugüne kadar hiç bir getirisi olmadı, bundan sonra da olmayacak.

Bu konuyu gelecek yazımda daha derinlemesine irdelemek üzere şimdilik hoşça kalın.

Dr. O. Can Ünver