0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Nasıl mı?

Türkiye ile örnek verelim. Sadece şehir hastanelerini hesaplarsak yaklaşık 15 bin yatak kapasitesi oluyor. Hastayı 10 ilde karantinaya alacağız. Gelen hastanın ortalamada %30 kadarı yoğun bakım desteğine ihtiyaç duyuyor. Demek ki %70 i 4 günden sonra evine gönderilip ev ortamında karantina altına alınabilir.

Evine giden hastaları aile hekimlerine paylaştırıp, kontrollerini ve ilaç takiplerini yaptırabiliriz. Gerekirse bu hastaların ilk 15 gün ihtiyaçları devlet tarafından giderilip, paket halinde evine teslim yapabiliriz. Tüm sistemi durdurmaktansa, bu işlere ayrılan para çok küçük kalacaktır. Karantinayı evinde kabul edene her türlü maddi destek verilmesi, uygulamanın toplumsal destek bulması açısından önemlidir.

Son rakamlara göre (anlık değiştiği için yaklaşık yazıyorum), hasta sayımız yazı yayına girdiğinde 2000 kişi desek, %2 ortalama kayıp hesaplarsak 40 kişiyi kaybettiğimizi hesaplamalıyız. Bu durumda 80 milyonluk bir ülkeyi karantina altına alıp ekonomiyi felç etmektense, şehir hastanelerini kapatıp her şüpheliyi götürmemiz daha mantıklı geliyor bana.

Kronik hastalığı olmayan, genç ve dayanıklı olanları evlerinde karantinaya alırsak aile hekimleri sorumluluğunda ve 65 yaş üstünü ve sistemde kayıtlı hastalığı olanları evinden çıkartmaz isek, ülke bu karantina durumundan bir an evvel kurtulur.

Mart sonu itibarı ile bu kapatılan iş yerleri ve çalışma hayatı tekrar canlanır. Nisan ayına iş yerleri kapalı girersek, korkuyu toplumdan silemezsek bu işin sonunda ekonomik olarak ayakta kalamayız. Zaten her vatandaş yeterince önlem alması gerektiğinin ciddiyetine vardı. Sokaklarda insan yok. Bilgilendirme ve nasıl önlem alınacağını anlatmaya devam ederiz bu zaman içinde.

Biz ekonomik olarak sistemi durdurup, işsiz ordusu ile ayakta kalacak durumda değiliz. Maalesef ki bu durumu kaldıracak gücümüz yok. Devlet her bireye aylık 2000 TL ödese ve iş yerlerini 6 ay kapatsak mesele kalmaz fakat ben bütçe olmadığı için bir an önce ekonomiyi yoğun bakımdan kurtarmanın yollarını arıyorum. Fikri beğenmeyen ya da daha iyisini bulana da saygım var.

Bu durumda devam eder isek, işsizlik oranının yüksek olduğu, asgari ücretin para biriktiremeyecek kadar düşük olduğu bir ülkede sistem ayakta kalamaz. Virüs belki biraz daha fazla yayılabilir, fakat yoksulluk virüsü daha hızlı yayılacaktır.

Yoksulluk, dostluğu, aile yapısını ve tüm dayanışma kültürümüzü öldürür. Borçlarını ödeyemeyen iş yerleri tekrar açılacak gücü bulamaz. Mülkler değer kaybeder ve çekilen kredilere ek teminat veremeyenlerin elinden gider birikimleri.

Yoksulluk sadece 65 yaş üstünü değil, genç nesli bitirir. Ülke olarak teslim oluruz borç veren devletlere. Ahlak biter ülkede. Açlık her şeyi yaptırır insana!

Bir an önce hastalara karantina ortamı ve ekonomiye aşı geliştirilmeli. Asıl derdimiz, ekonomi canlanmazsa ortaya çıkacaktır. Lütfen bu fikrimi de değerlendirin!