TÜRKLER VE ALMANYA SİYASETİ

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Berlin sokaklarında gezerken 27 Eylül parlamento seçimleri öncesinde Türk adayların propaganda resimlerine de rastladım. Türkiye’den Almanya’ya işgücü göçünün 48. yılı dolarken bu ülkedeki insanlarımızın geldiği nokta açısından sevinçli bir durum hiç kuşkusuz. Türklerin ve diğer yabancı grupların içinde yaşadıkları ülkenin siyasetine katılmasının sayısız yararları var. Bu olanağı tanıyan Alman demokrasisinin ülkede yaşayan yabancı kökenli yurttaşların siyasete katılmasıyla daha da güçlendiğini düşünüyorum. Keşke bu olanak Alman vatandaşı olmayanlara ve hiç değilse yerel seçimlerde en azından seçme hakkı verilmesiyle genişletilmiş olsaydı. Vaktiyle Hamburg’un Klose’nin başında olduğu SPD’li eyalet yönetiminin verdiği bu hak CDU’nun Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı itirazın kabulüyle hayata geçirilememişti. Bilemeyiz, topraklarında çok sayıda yabancı barındıran Almanya belki de günün birinde bu doğrultuda da siyasetini yeniden gözden geçirmeye karar verir ve realite ile bu realitenin genellikle gerisinden gelen Almanya politikaları uyumlu hale getirilir.

Son seçim arefesinde dikkat çeken bir gelişme de bazı Türklerin kendi siyasi partilerini kurmaları oldu. Okuyucularımız hatırlayacaktır, doksanlı yıllarda alevlenen entegrasyon tartışmalarında Türklerin kendi futbol takımlarını kurup Alman takımlarına girmemesi eleştiri konusu yapılmıştı. Bu eleştirilere karşı da vatandaşlarımız, kendilerinin Alman takımlarında istenmediğini ileri sürerler ve zorunlu olarak Türk futbol klüplerinin kurulduğunu söylerlerdi. Bilemiyorum, Türk takımları bu nedenden mi yoksa bilinen “göçmen psikolojisinden” mi dolayı kuruluyordu, fakat ben her iki nedenin de geçerli olduğunu düşünüyorum. Yani, Türk futbol takımlarının kurulması geride kalan göç sürecinin doğal bir sonucu olarak değerlendirilebilir düşüncesindeyim.

Gelelim etnik siyasi parti kurulmasına. Bu türden partiler başka ülkelerde de var. Bulgaristan’da ağırlığını Türklerin oluşturduğu Haklar ve Özgürlükler Hareketi uzunca zamandır ülkenin üçüncü siyasi gücü ve koalisyonlarda yer alıyor. Ancak o ülkenin koşulları ile Almanya’nınkileri birbirine karıştırmamak gerekir. Her ülkenin özgün koşullarından kaynaklanan sonuçlara bakıp bu deneyimlerin olduğu gibi başka bir ortamda uygulanır olduğunu sanmak çok yanıltıcıdır. Dolayısıyla Türklerin Almanya’da kendi siyasi partilerini kurup onlar aracılığıyla ülke siyasetinde ağırlık kazanmaları mümkün değil, Almanya’nın ne böyle bir geleneği ne de bu türden bir deneyime tahammülü var. Bu hususu unutmamak gerekiyor. Geçmişte de böyle bir deneyim yaşanmıştı hatırlarsınız ve sonu gelmedi.

Almanya’daki Türklerin toplumla bütünleşmesi ve toplumun kaderinde söz sahibi olması ancak bu ülkenin kurumlarında aktif olmakla mümkün olacaktır. Bir yabancı grubun kendisini toplumdan soyutlamayla güç kazanabileceğine inanmıyorum. Siyaset yapılacaksa, işte ülkenin siyaset kurumları. Gider üye olursunuz, siyaseti orada yaparsınız. Aksi halde marjinal olmaya kendi kendinizi mahkum edersiniz. Bunun da kimseye yararı olmaz.

İyi bir hafta dileğiyle.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.