SIKARKEN ÖLDÜRECEKLER

ABONE OL
11:26 - 23/10/2020 11:26
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Hani hemen hepimizin bildiği bir fıkra vardır. Adamın biri, dere kenarından geçerken, kedisini dereye sokmaya çalışan bir çocuk görür. Teleşla, “Ne yapıyorsun oğlum, boğacaksın kediyi, çıkart onu sudan” der, çocuk, “Yıkayacağım amca, boğmam merak etme” der. Adam bu defa, “Oğlum kedi yıkanmaz, kediler kendilerini temizler, elinden kurtulup kaçarsa boğulup ölebilir de, çıkart onu sudan” der. Adamın gitmekte olduğu yer yakınlardadır, işi de kısa süreli, o nedenle kısa bir süre sonra geri döner. Dönerken de, yine çocuğa rastlar ama çocuk hıçkırarak ağlamakta, kedi de kollarında hareketsiz yatmaktadır. Ne olduğunu, neden ağladığını sorar adam. “Kedim öldü” diye yanıtlar çocuk. Adam, “Ben sana demedim mi kediler yıkanmaz, ölür diye…” Çocuk, “Yok amca, yıkarken değil, sıkarken öldü” der.

Bu hükümetin 65 yaş üstü insanlara yaptığı da, aynı çocuğun kediye yaptığı gibi. Akılları sıra korumaya çalışılıyor 65 yaş üstünü ama mâl oluşları, gerçekler, getiri ve götürüleri hiç hesaba katılmaksızın hareket ediliyor sürekli… Önce bir karar alınıyor, bakıyorlar ki olmuyor, 65 yaş üstünün şikayetleri, sorunları her geçen gün artıyor, bu defa biraz gevşetiyorlar yasakları ama yine hesapsız kitapsız ve de doğru dürüst bir çözüm olmaksızın… Hangi akla hürmeten olduğu ise belirsiz!..

Bir önceki yazımda da sözünü ettiğim gibi, 65 yaş üstüne, önce Pazar günleri saat 11.00-15.00 arası sokağa çıkma izni verildi ki hem günün en sıcak saatleriydi, hem de resmi dairelerde, bankalarda işi olanların, doktora, eczaneye gitmek zorunda olanların hiçbir işine yaramadı bu izin. Üstelik yakınları, her konuda yardımcıları, koruyanları da yok bazılarının. Yapayalnızlar, kimsesizler de var içlerinde, bir ekmek alıp getireni olmayanlar… Günümüzdeki komşuluklar da malum, ölseniz, bir yudum su veren yok bazı yerlerde…

Birkaç gün önceden haberdar ederek, gerekli tedariklerini yapmaya fırsat vermeksizin, akşam haberlerinde, yarından itibaren diyerek sokağa çıkmaları yasaklandı. Kimi beş parasız yakalandı, kimi bir lokma yiyeceksiz…  O insanları en olmayacak kimselere minnet ettirdiler, baş eğdirdiler, onurlarının zedelenmesine sebebiyet verdiler ricalarının her reddedilişinde…

Vefa Sosyal Destek Grubu mu? Bırakın Allah aşkına. Telefonları açılıyor mu ki ulaşasınız?! Günlerce arıyorsunuz, not alıyorlar, ancak birkaç hafta sonra dönüyorlar ve de, “Adınızı not almışız ama talebinizi not etmemişiz, ne istiyorsunuz” diyerek… Söylüyorsunuz: Çıkıp ATM’den para çekmem gerek, alışveriş yapmam gerek, izin istiyorum… “Size gıda paketi gönderelim” diyorlar. “Kardeşim, gıdayı ihtiyacı olana verin, hem ihtiyaç bir iki paket makarna, un ve bir şişe yağdan mı ibaret, benim ihtiyacım yok o yardıma, ben kendi paramla, kendim almak istiyorum, hem başkaca ihtiyaçlarım da var” diyorsunuz, “Tamam, not alalım, Valiliğe bildirelim, izin verildiğinde, size haber verip zabıta ya da polis gönderelim, alışverişinizi yapsın” diyorlar. Diyorlar ama kim bilir kaç hafta sonra gerçekleşecek bu talebiniz, tabii o da o güne kadar açlıktan ölmez, sağ kalırsanız. “Kardeşim, para da çekmem gerek, alışverişimi de kredi kartıyla yapacağım, çıkmalıyım” diyorsunuz, çıkarsanız ceza kesilir, çıkmak yasak” diyorlar bu defa, “E ne yapacağım bu durumda, evde bir lokma yiyeceğim de kalmadı, bir kuruş param da” diyorsunuz” “Gelen kişiye bankamatik ve kredi kartınızı verin, hem paranızı çeksin, hem de alışverişinizi yapsın ya da bir komşunuzdan rica edin” diyorlar sizin kafanız çalışmaz, komşudan ricayı akıl edemezmişsiniz gibi…

Şikâyetler artınca, bu defa her gün ama saat 10.00-20.00 saatleri arasına dönüştürüldü izin lakin bu da pek yararlı olmadı. Çünkü mevsim yaz, bazı yörelerde değil sokağa çıkmak, pencereden baş uzatılamayak düzeyde sıcak var. Saat 10.00’da evden çıksalar, işlerini görüp evlerine dönmeleri birkaç saat, hatta 5-6 saati bulacaklar var; yani yine günün en sıcak saatinde sokakta olacaklar ki bu kişilerin arasında, ciddi ve kronik rahatsızlıkları olanlar da var. Hava serinlesin, güneş biraz batmaya dönünce çıkayım da, hiç değilse alışverişimi yapayım ya da akşam güneşin feri sönüp yakıcılığı azalınca, çıkıp biraz yürüyeyim deseler, ancak saat 20.00 ye doğru çıkabilecekler ya da ancak 20.00’den sonra, yani yasağın başlamasına dakikalar kala veya yasak başladıktan sonra…

Bir de il dışına çıkma sorunu var. Bu hele hem saçmalığın daniskası, hem de fıkra kıvamında komik ve gülünesi… Hadi Cumhurbaşkanı da 65 yaş üzerinde olmasına rağmen, bir iki değil onlarca kişiyle gidiyor gideceği yerlere de, 65 yaş üstü vekiller, diğer siyasiler neden il dışına yanlarında bir iki refakatçıyla çıkmak ve gittikleri yerde bir ay kalmak ve de hem gittikleri yerde, hem de dönüşte, karantinada kalmak zorunda değiller, yoksa onların virusa karşı da mı dokunulmazlıkları var diye sormadan edemiyor insan doğrusu. Görevleri var, ülkeyi sahipsiz bırakamazlar, riskleri göze almak zorundalar ama 65 yaş üstünün de riskleri göze almak zorunda oldukları kendilerince sorunları, zorunlulukları, görevleri yok mu? Üstelik onlar gibi 65 yaş üstü vatandaşlar, bir ilden bir diğerine giderken, her niyeyse, hepsi elden ayaktan düşmüş gibi yanında bir iki refakatçı olmak durumunda. Üç yıl içinde organ ve kemik iliği nakli olanlar, immün yetmezliği olanlar ile böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giren hastalara izin verilmezken, diğer sağlık sorunu olmayan kişiler seyahat edebilmek için, gittikleri ilde, on dört gün kendilerini evde karantinaya almak ve en az bir ay kalmak koşuluyla ve sadece gidiş için, önce hes kodu almak durumunda. Hes kodu aldığında da, gittiği ilin valiliğine bilgi verilmekte ve bağlı olduğu sağlık ocağı doktorunca da takipleri yapılmakta. Bir ay veya daha uzun süre sonunda dönecekleri zaman da, bu işlemleri bu defa gitmiş oldukları ilde, tekrar yapmak durumunda…

Komik ve fıkra kıvamında olan ise, örneğin, ikâmet ettiğiniz ilin, hemen kapı komşusu bir ilçede yazlığınız var, arabanızla yarım saatte ulaşılacak mesafede, hafta sonlarını yazlığınızda geçirmek istiyorsunuz ya da birkaç ay yazlıkta kalacaksınız ama bu sürede, ikâmet etmekte olduğunuz ilde olan bazı işleriniz için, ara sıra gidip gelmek zorundasınız ya da işiniz gereği her gün… “E ne var bunda, gider gelirim” diyeceksiniz ama öyle elinizi kolunuzu sallayarak gidemezsiniz, çünkü yazlığınızın bulunduğu ilçe, başka bir ile bağlı. Dolayısıyla, her gerektiğinde değil, ancak ayda bir kez ve her defasında aynı işlemleri yaparak gidip gelebileceksiniz ama çok daha uzak mesafede olup da, ilinize bağlı olan bir ilçeye, rahatlıkla gidip gelebilirsiniz…

Daha pek çok konuda, pek çok iş kolu ve kişi için tutarsızlıklar, zorluklar ve de saçmalıklar var lakin tümünün de sadece devletin aldığı kararlarla düzeltilmesi mümkün değil. O nedenle, bazı konularda, yeterli olmasa da en azından, kendimizi ve başkalarını korumak konusunda gerekenleri yapmamız gerekiyor. Yani her şey düzelmiş gibi, hiçbir şey kalmamış gibi hareket etmememiz gerekiyor, kurallara titizlikle riayet etmemiz gerekiyor ki bu Covit 19 belasından bir an önce kurtulalım, kurtulalım ki sonrasında da, diğer sorunları, çözebilmekle uğraşabilelim ama bu da işin devlete düşen kısmı malumunuz…

Velhasılı yine olmadı, yine yanlışlarla, sakıncalarla dolu bir karar oldu. Yine pek çok mağduriyet oluşturuldu!..

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.