0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dünyanın çarkı bozulmuş arkadaş. Dönerken yalpalıyor zaman zaman. Aslında dünya olduğu yerde duruyor. Dünyanın bu işte suçu günahı da yok. Biz insanlar dünyanın bilmem neresine parmak attık. Altını üstüne çevirdik ve yaşanılmaz hale getiyoruz. Şavaşlar, gözyaşı, insan kanı üzerinden hesaplar yapılıyor. Açıkcası bu devirde kimin kimle dans ettiği belli olmuyor. Çünkü insanoğlu çiğ süt emmiştir.

Hiç olmayacak şeylere “olabilir” derim. Lakin herşey öyle bir hale geldiki artık insanın neye inanacağı, neyin doğru neyin yanlış olduğuna anlam vermesi zorlaşıyor. Öyle ki dün “siyah” diye bildiğimiz değerler, mevzular bugün “beyaz” olarak karşımıza çıkıyor. Eskiden anlaşılması zor çelimlerde at izi ile it izinin karıştığına dair örnekleme verilirdi. Bugün bence insan ile şeytan izi karışmış vaziyette. Yakayı ele vermemek, yakalanmamak için birçoğu ve hele şu politikacılar, zavallı şeytanın ayak izlerini taklit edip, iz bırakarak suçu ona yüklemeye gayretindeler.

Şu siyasete bakıp olup bitenleri analiz edince insanın politikaya nefretle bakası geliyor. Çıkarlar, entrikalar, sahtekârlıklar, sürekli dönüp durmalar. Nedir bu olup bitenler. Ne gereği var böyle sahtekârca davranışlara, dalkavukluklara. Kimse fakiri fukarayı, emekçiyi düşünmüyor. Bunların derdi, tasası nedir! Ne yerler, ne içerler. Çocuğunu okutabiliyor mu? Demezler.

Kesin şuna inanıyorum. Dün anlatıp, savunduğunu bugün yalanlayan politikacıların ruh halleri berbat kötüdür. Yastığa başını koyduklarında rahat uyuyabiliyorlar mı? Ya da kendini tanıyabiliyorlar mı? “Yahu ben kimim” Yanındaki eşine”pardon tanışıyormuyuz” diye mutlaka ara sıra mırıdanıyorlardır. Muhtemelen ciddi bir karışıklık yaşıyordur.

Siyasetin de bir edebi, ahlakı olur. Dünkü düşman bugün dost olabiliyor. Tam tersi de tabiki. Düşmanın düşman kalması kesinlikle doğru değil. Barış olsun, kardeşlik olsun. Ancak bu kadar katı siyaset yapıp 180 derece dönmeler şaşırtıyor. Aslında şu durmadan dönüp şekil ve fikir değiştirenleri birileri oynatıyor. Onun için bunlar böyle sürekli rol değiştirip duruyorlar. Çünkü piyon bunlar. Kullanıldıkları ve eskidikleri zaman paçavra misali bir yerlere atılıyorlar, atılacaklardır.

Bunun örneklerini Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da ve daha birçok arap ülkesinde görmedik mi! Belki çok klasik olacak ama dünyada eskiden olduğu gibi şimdi de bir yöneten ve bir de yönetilenler var. Yönetenler zenginler ve yönetilenler de orta gelirli ve fakir insanlar oluyor. Dünyada hemen hemen her ülkede zenginler özel korumaya alınmışlardır. Sözde demokrasi, insan hakları, özgürlük, adalet ve aklınıza gelen güzel şeyler onlar için vardır.

Fakirler ve işçiler çalışarak, çabalayarak bir taraftan geçinme gayreti sarfederken, diğer taraftan da zenginin daha zengin ve daha çok eğlenmesi için çalışırlar. Dün olduğu gibi bugün de insanları çok rahat bir şekilde din ve ırkçılık ekseninde kullanıp, çok rahat bir şekilde idare ediyorlar. Bu vahşi kapitalist sistemi idare edenlerin piyonları da şeflerinden aldıkları emirleri yerine getirmek için insanlara beyaz ayranın siyah olduğunu inandırmaya çalışırlar. Kendini inandırmaya çalışmış bu kadar kalabalık varken, neden zorluk çeksinler ki!