Elnare Abdullayeva, Azeri bir şarkıcı… Dinlediğinizde içinizi titreten, hayallerinizi derinleştiren, ruhunuza farklılıklar katan, göğsünüze bin bir düğüm atan, günlük yaşamın tüm uğraşlarından sizi koparıp ezginin ve insan sesinin büyülü atmosferinde eriten bir sanatçı.
Azerbaycan’da sanat eğitimi oldukça önemli. Elnare Hanım’ın da diğer Azeri sanatçılar gibi sıkı bir müzik eğitiminden geçtiği anlaşılmakta. Türküleri yalnızca söylemiyor, yaşıyor, yaşatıyor.
Elnare Abdullayeva, çağımızın üç Karacaoğlan’ından biri diyebileceğimiz Neşet Ertaş’tan (Diğerleri Âşık Veysel ve Âşık Mahsuni’dir bana göre.) üç parça seslendirdi (Belki daha da vardır…): Gönül Dağı, Cahildim Dünyanın Rengine Kandım ve Yunus’tan bir ilahi, Ah Yalan Dünya… Üç parçayı da okurken nerdeyse Neşet Ertaş’ın duygularına yakın bir tinsel düzeyi yakalamakta. İnsanın ciğerini söküp alan bir ses, bir yorum…
Abdullayeva’nın işini çok ciddiye aldığı her deviniminden, tavrından belli. İşine saygı duyduğu çok açık. Sevgiyle söylüyor türkülerini. Söylediği parçaların sözlerini içselleştirmiş. İçselleştirmese bu kadar gönülden söyleyemez ve dinleyenleri de alıp götüremez ezginin, sözlerin büyülü dünyasına.
Saz kurulu Abdulleyeva kadar ciddi… Hepsi türküleri yaşayarak çalmakta. Her türlü sazı çalanın yüzünde işine odaklanmanın olağanüstü belirtilerini görmek çok kolay. Yalnızca türküyü okuyan değil, sazları çalanlar da ezginin ve sözün duygusallığını yaşmakta.
Dinleyicilere gelince… Neşet Ertaş parçalarında ikisi “Saray Konseri”nde söylenmiş. Herkesin gözü sahnede. Hapşıran, öksüren, kuruyemişle zaman geçiren, kulaktan kulağa fısıldaşan, uyuklayan, esneyen, saatine bakan, sağı solu inceleyen biri yok! Dinleyicilerden çoğu, gözyaşlarına engel olamamakta. Giyim kuşamda özen var.
Solistiyle, saz kuruluyla, dinleyicisiyle bütünleşen bir salon… Yüzlerce kişi, bir duygu çevresinde bir olmuş. Sanatın büyüleyiciliği, herkesi içine almış.
Sanat ve kültür toplumları birleştiren en önemli öğe. Ne yazık ki liberalizmin egemen olduğu toplumuzda sanat ve kültür popülizme teslim olmuş durumda. Cumhuriyet’in bin bir emekle yarattığı sanatımız, emperyalizmin dayattığı yozluğa yenildi.
Birçok toplumsal sorunu sanatla çözebiliriz. Kötülüklerin yaygınlaşmasının karşısındaki en büyük güç kültür ve sanattır. Sanatın birleştirici gücünden yararlanarak toplumsal ayrışmaları ortadan kaldırma olanağımız var. Tarihin en eski dönemlerinde bile tinsel sayrılıklar müzikle otanırdı. Yaşamımızı sarmalayan şiddete karşı savaşmanın bir yolu neden sanat değil? Gerçek sanatçıları, insanlarımıza örnek olarak neden sunmuyoruz da birtakım asalaklar, sahte kahramanlar olarak boy gösteriyor ekranlarda?
Not: Elnare Abdullayeva’nın sözünü ettiği türkülerden üçü aşağıdadır.
Elnare Abdullayeva-Cahildim dünyanın rənginə “Neşet Ertaş” (Muqam-Meqami… https://youtu.be/YuJV-kcRQP8 @YouTube aracılığıyla
Elnare Abdullayeva-Gonul dağı (Saray Konsert) https://youtu.be/6z86H7lVAlQ @YouTube aracılığıyla
Elnarə Abdullayeva Ah Yalan Dünya (Neşet Ertaş) Antrakt Verlişi https://youtu.be/zZdosgWwal0 @YouTube aracılığıyla
Adil Hacıömeroğlu
ALMANYA
1 saat önceALMANYA
3 saat önceALMANYA
3 saat önceALMANYA
3 saat önceALMANYA
7 saat önceGÜNCEL
8 saat önceGÜNCEL
8 saat önce