0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bir iki gün önce yolum Paris’e düştü. Fransa, Almanya’dan sonra Avrupa’da en çok Türkün yaşadığı ülke. Bugün yaklaşık 450 bin insanımız Fransa’da yaşıyor. Fransa’daki Türk toplumu da aslında yıllardır biraz ihmal edilmiş durumda. Türkiye, yurtdışındaki vatandaşları konu olunca öncelikle en yoğun nüfusumuzun olduğu Almanya’yı düşünmüş hep. Fransa’daki Türkler galiba nispeten kendi hallerine bırakılmış. Fakat insanımız dara düşünce kendi başının çaresine bakmayı biliyor. Böyle bir yeteneği olduğu kesin.

Paris’de kırkbeş yıldır yaşayan ünlü kardiyalog ve sevgili dostum Dr. Demir Önger’le görüşme fırsatım oldu. Dr. Önger yıllardır bu dünya metropolünde Türkiye’nin ve Türklerin her sorununa sahip çıkan, o kocaman yüreği Türkiye ve Türkler için çarpan bir gönül adamı. Kurduğu ve başkanlığını yaptığı “Anadolu Kültür Merkezi” kentin en önemli caddelerinden biri olan Rue Lafayette’te kültürümüzün yüz akı ne varsa sergilenen, Fransızlar için Türkçe kurslarının düzenlendiği ve Fransızlarla yakın iletişim sağlanan bir odak noktası olmuş. Dr. Önger merkezini gezdirirken saf ve içten heyecanını gizlemiyor. Belli ki, Anadolu Kültür merkezi bu kültür gönüllüsü için aynı zamanda bir yaşam merkezi, Paris’deki Türk toplumu için de bir gurur kaynağı olmuş. Doğrusu yıllardır yurtdışındaki vatandaşlarımızla haşır neşir olduğum halde kişisel girişimle oluşan bu denli nitelikli bir kuruluşa rastlamadığımı söylemek zorundayım. İşte bu öncü gönül ve kültür adamını, sevgili Dr. Demir Önger’i bu nedenle huzurunuzda “kahraman” ilan ediyor ve ellerine, yüreğine sağlık diyorum.
Dr. Önger’den söz ederken yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının arasından çıkan bu öncülerin ne kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Toplumumuz bu önderler sayesinde daha saygın hale geliyor, güçleniyor. Şimdi de bir diğer “kahramanımıza”, Prof. Dr. Hakkı Keskin’e değinmek istiyorum. Bugün (27 Eylül 2009) Almanya’da yapılan parlamento seçimlerinda yeniden aday olmayan Prof. Keskin’in milletvekilliği sona eriyor.

Son dört yılda gerek Almanya’daki Türkler gerekse de Türkiye ile ilgili konularda sürekli tavır alan, çekinmeden görüşlerini açıklayan ve müthiş bir performans gösterdiğine tanık olduğumuz Hakkı Bey’e Almanya’daki Türk toplumunun şükran duyması gerektiğine inanıyorum. Türk toplumunun içinden çıkan ve siyasete katılma yolunu ilk açan insanımız Hakkı Keskin’dir. Sadece parlamentodaki performansı ile değil, entegrasyon tartışmalarındaki aktif rolü ile Hakkı Bey bu ülkedeki Türk toplumunun önemli bir lideri olduğunu hakkıyla ispat etmiştir. Yeni kuşakların onun deneyiminden yararlanması gerektiğine inanıyorum. Onun öncülüğünde başlayan Almanya’daki Türklerin siyasette ağırlık kazanması süreci kuşkusuz artarak devam edecek ve sevgili Hakkı Keskin’in değerli çabaları hep hatırlanacak.

Bu yazımda iki müstesna dosttan söz ettim. Bir toplumun içinden her zaman bu nitelikte ve toplumun bireylerine örnek gösterilebilecek insanlar çıkmıyor. Onları tanımak ve onların niteliklerini bilmek gerekir. İleride yurtdışına Türk göçünün tarihi yazılacak olursa bu insanlarımızın herbirinin birer kilometre taşı olduğu görülecek hiç kuşkusuz. Ben her iki “kahramanımıza” da sağlık ve uzun ömür diliyor, başarılarından ötürü en azından kendi adıma şükranlarımı sunuyorum.

İyi bir hafta dileğiyle.

Dr. O. Can Ünver