ON BİNLERCE AYIP

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Berlin’de oynanan Almanya – Türkiye milli futbol maçında, akla, mantığa, sportmenliğe, centilmenliğe ve son olarak da, vicdana sığmayacak bir olay yaşadık. Tabii; ekranları başında maçı izleyen milyonlara da rezil olduk..Yetkililerin bildirdiğine göre o an stadta 35 bin Türk seyirci varmış.Kim bunlar..? Ağırlıklı olarak Berlin, Almanya’nın diğer şehirleri ve Avrapa’da çeşitli ülkelerde yaşayan Türkler. Ne güzel bir milli dayanışma ve muhteşem bir gövde gösterisi değil mi..? Avrupa’da Türkleri istemeyenler ” Biz inadına buradayız ” mesajı. İster, istemez insanın göğsü kabarıyor. Milli marşlardan sonra maç başlıyor. Stad sanki Berlin’de değil de İstanbul’da. Öylesine muhteşem bir tezahürat. Almanlar alışılmışın dışında sert oynuyorlar ve tabii tribünlerden tepki alıyorlar. Ama ne zaman top Mesut Özil’in ayağına gelse, hiç bir Alman oyuncuya gösterilmeyen bir tepki ve ıslık korosu.35 bin kişinin ıslıklamasını düşünün. Ne kırıcı oynayan Alman futbolcuya, ne Mehmet Aurilo’yu maçı terk etmek zorunda bırakana, ne Servet’in burnunu kırana, bu kadar tepki gösterilmiyor… Neden..?

Çünkü bu çocuk, anne ve babası Türk olmasına rağmen Türk milli takımında değil… Almanya’da doğması nedeni ile Alman vatandaşı, okula bu ülkede gitmiş, futbola bu ülkede başlamış, bu ülkenin futbol hocaları tarafından yetiştirilmiş, Alman birinci lig takımlarında oynamış. Ve en sonunda da Alman milli takımına çağırılmış. İşte tam da o sırada, Türk milli takımını çalıştıranlar uyanmışlar ve çifte vatandaş olduğu için Türk milli takımına da davet etmişler. Ama o Alman milli takımını seçmiş. İşte tek suçu bu. Bir ıslık, bir ıslık görülmüş şey değil. Bizim takım da, inadına dökülüyor. Zaten başta Arda olmak üzere sakatlarımız var bir de Almanların dinamo gibi çalışmaları. Yanımda, futbola meraklı ama Alman olmayan bir yabancı var ve tabii her top ayağına geldiğinde Mesut’un niçin ıslıklandığını anlayamıyor. İçimden ilk yarının berabere bitmesi için dua ediyorum. Bir umut… Kendi sahasında ve seyircisi önünde ilk yarıda gol bulamayan Almanların belki moralleri bozulur, bizimkilerinde, ilk yarında gol yemedikleri için, moralleri düzelir diye… Ama canım felaket sıkkın, çünkü özellikle 35.ci dakikadan sonra sahada gol kokmaya başlamış durumda… Derken ilk gol, karambolden geliyor. Golü atan oyuncu Miroslav Klose… O da yabancı kökenli…
Yanımdaki dostum haklı olarak ” Ama golü en çok korkulan değil, başkası attı…” demez mi..! Meğer zavallıcık, Türk seyircilerin, her ayağına top geldiğinde ıslıkladıkları Mesut’u, en çok korkulan futbolcu olduğu ve morali bozulsun diye ıslıklanıyor sanırmış. Devre arasında kendisine durumu anlattığım zaman çok şaşırdı. Onun ülkesinde de, çok değişik kökenlerden gelen insanlar, o ülkenin milli takımlarında oynuyormuş ve ne kendileri ne de o insanların geldikleri ülkeler bunu garipsiyormuş. Zaten bu ıslıklama durumu başından beri garibine gidermiş, çünkü geldiği kuzey Avrupa ülkesinde pek de alışılmış bir durum değilmiş. Haklı olarak şu soruyu sordu ” Her top ayağına geldiğinde bir futbolcuyu bu kadar ıslıklarsanız, spor dışı, futbol dışı bir davranış söz konusu olduğunda ne yapacaksınız, nasıl protesto edip, ne tepki göstereceksiniz..? ” Buyurun siz cevaplayın bakalım..!
Ben maçı televizyondan izlerken utandım ama bir de maçı stadta izleyen meslektaşlarımdan duyduklarım var ki..! Olacak şey değil… Meğer her top ayağına geldiğinde, ıslıklamanın dışında, çocuğun yedi ceddine, ağza alınmayacak küfürler ederlermiş… Eh..! Pes doğrusu. En içimi acıtan da ona ” Hain ” ve ” Vatan haini ” denilmesi.
Yani..!
Bu ülkede yıllardır, asker, polis, sivil, kadın, erkek, çocuk, yaşlı demeden öldürenler değil, bu çocuk hain…
Yıllardır, yabancı ülkelerden aldıkları paralar karşılığı o ülkenin / ülkelerin çıkarları doğrultusunda yazı yazanlar, program yapanlar, film çekenler değil, bu çocuk hain…
Yıllardır, milletin sıkıntı içinde biriktirdiği paraları iç edenler, yardım adı altında buharlaştıranlar değil, bu çocuk hain… Öyle mi..?
Böylece ” Hain” ve ” Vatan haini ” değimlerinin de suyunu çıkartmış olmamızı bir kenara not edip, devam edelim…
Bazı gazetelerin köşe yazarlarına göre bu ” Kör Milliyetçilik ” oluyormuş..! Bana göre böylesi akıl, mantık, vicdan ve insanlık dışı bir davranışı, kör veya değil, milliyetçilik kavramı ile birlikte anmak bile yanlış… Bir insanın milliyetçi olabilmesi için, önce insan sevgisine sahip olması gerekir çünkü bir millet fertlerden, yani insanlardan oluşur… Bu mu insanlık..? Gencecik, başarılı ve geleceği parlak bir insana, hiç bir suçu olmadığı halde ve sadece kişisel tercihinden dolayı yapılan bu toplu zülüm mü insanlık..?
Son zamanlarda moda haline getirilen ve ” Türkler Müslüman ve içinde yaşadıkları toplumlara uyum sağlayamıyor ” diyen Avrupalı politikacılara ne cevap veriyoruz, neyi ve kimleri örnek gösteriyoruz..? O ülkelerin milli takımlarında oynayan Türk kökenlileri değil mi..? Bu rezillik Türkiye’de de değil, burada yaşanıyor… Avrupa’da yaşayan Türklerin boğazlarındaki ilmik giderek daralırken, bu densizliği yapanların, ağırlıklı olarak Avrupa’da yaşayan Türkler olması nedeni ile ve müsaadenize sığınarak diyorum ki; bunlar ne kör milliyetçi ne başka bir şey…
Bunlar bindikleri dalı kesen terbiyesiz dangalaklar..!
Sen bunlara aldırma oğlum Mesut… Yolun açık, Allah da yardımcın olsun
Kalın sağlıcakla efendim…
 
M. Deniz Olcayto   

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.