Dünya’da tanınmış Alman şairi Johann Wolfgang von Goethe, renklerin bilimine düşünce üretip kitap yazmış. Her odasını ayrı bir renkte badana etmişti.

Hep mavidir elbiselerim, çocuk şarkısında hiçbir rengin hatırı kırılmamış, her renge bir meslek üniformasıyla cevap veriliyor.

André Rieu’nin konserlerinde orkestrada müzisyenlerin pastel renkli giysilerine bayılıyorum ve bir meslektaşımın vasiyetini hatırlıyorum. Cenazeme rengarenk gelin, sakın siyah giymeyin, demişti.

Koyu renge negatif rollerde yer verilerek, siyahi insanlara karşı ayırımcılık, hor görme pekiştirilir. Avrupa’da çocuk masal kitap ve filmlerde prenses, kraliçe, iyilik melekleri hep sarışındır. Cadı, üvey anne, katil rolünde genellikle koyu cilt rengi olanlar oynar.

Hindistan’dan gelen bir din adamı Berlin’de İsa peygamberin resmini neredeyse sarışın yapıldığına şaşırmıştı. Fakat bu makalede rengimiz mavi olsun.

Mavi rengi huzur sakinlik, vefa, itimat ve armoniyi temsil ediyor. Masmavi gökyüzü, mavinin her tonunda deniz, bir de mavi nazar boncuğu bu makaleyi okuyana gelsin.
Derya Çolaker, Mavi Pencerem’den deneme kitabında okurlara umut, olumlu düşünme ve yaşama hayalle bakmayı öneriyor. Tam ellibir konuya yer vermiş.

Kendisini verdiği seminerlerin birinde tanıdım.

Zaman Analizi konusunu işlemişti. Oldukça zor ve önemli temayı grafiklerle adım adım, teknolojiyi çok güzel kullanarak izah etti. Dilden dile duyurulmuş, basında da iletilmişti. Bu nedenle salon kalabalıktı, katılımcıların genç olması Türkçe’mizin uzun ömürlü olacağının kanıtıydı.

Zaman her yaşta önemlidir, ama yaşlılıkta sayılı günler kaldığı için daha da önemlidir. Zamanı faydalı, değerli iyi kullanmak, önce ne durumlarda boşuna harcandığını anlamakla mümkündür.

Berlin’de bir yılda arabayla yolda olanlar yüzelli saatini trafik lambalarında beklemeyle geçiriyor. Yol tıkanmış ise elinizden bir şey gelmez, şoför beklemek zorundadır. Türk toplumunda habersiz gelen misafirler, hayır diyememek zamanın iyi kullanılmasına engel olan etmenlerden birkaçı. Buna sosyal medyada geçirilen zamanı da ekleyebiliriz. 

Derya Hanım, seminerinde şahsın kendisini bilinçlendirmesinin bencillik olmadığına dikkat çekiyor. Sana davranılmasını istemediğini, sen de başkasına yapma esasını da mutlaka dile getirmeli.

Didim’de sık sık karşılaşıyorum, alışveriş esnasında sıra bendeyken, araya giren sabırsızlar çıkıyor. Satıcı müşteri kaçırmamak adına araya girene önce hizmet ediyor, sesimi çıkartmazsam beni bekletiyor.

Toplumun kültürüne giren deyimler, değer kavramını çok iyi anlatıyor. Sahilde komşuma okuduğu kitabın adını sordum. Ne yapalım hocam, işte böyle zaman öldürüyorum, demişti. Türk toplumunda kendi zamanını öldürmeyle kalmayanlar da var. Başkalarının zamanını da öldürenler olabilir.

Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunda Alman pedagog ve bilim insanlarının çok emeği vardır. Tahsilini Türkiye’de tamamlayan birinci nesil öğretmen ve askeri yatılı okullarda Alman terbiyesinin etkisi vardı. Yani bir işe zamanında başlayıp bitirmeyi Almanya’da öğrenmediler. Onlar Türk Sivil Kuruluşların etkinliklerinde verilen zamanda başlanmadığı zaman çok sabırsız oluyorlar.

Seminer sonunda bir öğrencimin önerisini Derya Hanım hemen kabul etti. Giriş ile başlangıç arasında reel olan yarım saati ilave ederek, gelecek seminerinin duyurusunu öyle yaptı. Bu nedenle kendisini takdir ettim.

Öneri ve arzuları dinleyerek çok daha iyi konuma geleceğine inancım arttı. Sahnede ders veren bir doçent edasıyla seminerini uygularken, Yüksek Halk Okulu’na meslektaşlarımı hazırladığım yıllar aklıma geldi.

Almanya’da ne güzel 2000, Berlin’de ise 280 camii var, ama neden bir Türk Yüksek Halk Okulumuz yok? Artık öğrenmenin yaşı yediden yetmişe değil, nerdeyse yüze çıktı. Öğrenmenin yaşı sınırlanamaz. Sponsor olan işverenlerimizin bu soruna da el atacağına eminim.

Derya Hanım’ın meslek vasfında profesyonel koç deniyor. Neden koyun değil de koç kavramı Türkçe ’ye girmiş, araştıracağım, Almanya’da böyle bir terim kullanılmıyor.

Sivil Kuruluşlarına rica ediyorum, davetiyeye veya programa tam zamanı yazınız. Şöyle ki, giriş saat 18:30 – başlayış 19:00, bitiş 21:00, gibi.

Seminerin sonunda söz aldığımda da söyledim. Bir öğrenci kırkbeş dakika dinleyip, bir dersi takip edebilir. Orta öğretimde bu doksan dakikadır. Yetişkinlerde etkinlikler iki saati geçmemelidir. Geç saatlerde gece otobüs durak ve tren istasyonlarında yolculuk artık güvenli olmuyor. Arabayla da şehirde park yeri bulunmuyor. Aksi takdirde etkinliklere ilgi az demek doğru tespit değildir.

Profesyonel koç, yazar Derya Çolaker’in hem verdiği semineri hem de kitabını çok beğendim. Berlinliler kaçırmayın derim. Başarılarının devamını diliyorum.
  

Öyle ise nedir zaman? Bana kimse sormazsa, biliyorum. Birisine ne olduğunu açıklamam istenirse, bilmiyorum.
                                           
Augustinus
 
Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey             

Beğendiğim, tavsiye ettiğim kitap:
Derya Çolaker, Mavi Pencerem’den deneme,
Etki Matbaacılık Yayıncılık Ltd. Şti.
ISBN 978-605-9644-82-2

Sakın kaçırmayın, gelecek seminer:
31 Mart 2019, saat 16:00, Tiyatrom’da.
Konu: Yeni bir Davranış Geliştirme.