KARANLIK SİYASET…
Âmâ asıl önemlisi de bu demagoglardan DİKTATÖRLER türer işte asıl tıkanma burada başlar. Çağdaş özde dolaysız bir demokrasiye hala geçemeyen Türkiye, şimdi Orta doğunun karanlık bataklığına sürüklenmek isteniyor, nedeni bu güne kadar uygulanan yanlış siyasetin sonucu. Türkiye başından beri orta doğuda yanlış bir siyasetin baş aktörü oldu. Kendisini her şeyin hakimi sananlar, tek adam olmak sevdasından asla vazgeçmeyenler, yanlış karanlık siyasetin ortasından çıkamayan, âdeta kişisel çıkarlar uğruna ülkenin geldiği uçurumdan bile haberi olmayanlar, şimdi kendi yarattıkları çarkların ortasına sürükledikleri ülkeyi, bu çarkın arasından nasıl alabiliriz diye düşünmek yerine, ülkeyi daha da felaketin ortasında bırakıyorlar. Âmâ onlar için sadece kendi siyasal çıkarları uğruna hayatta kalmak tek istedikleri
Yaşananlara baktığımızda karanlık bir siyasetin yapılanması söz konusu değil mi? Bugün orta doğuda gelinen noktada bu siyasetin bir ürünü bana göre. Türkiye’nin böyle anlamsız bir savaşa sürüklenmesi demek, kaç Mehmetçiğin öleceği ve sonrasında hala can çekişen ekonominin nasıl bir sıkıntı yaratacağı bunu da düşünmek gerek.27 milyon insanın açlık ve yoksulluk sınırında yaşadığı bir ülkede, sınırsızca para harcamanın. Osmanlı ruhunu yaşatmak adına konak ve yalıların köşklerin çalışma ofisi olarak kullanılması.
Atatürk orman çiftliğinin talan edilerek anlamsızca harcamalar sonucunda SARAY YAPILMASI, yoksul bir ülkede anlamsızlıkların bir adı değil mi? devletin kaç uçağı var, bütün bunların aksine cumhurun kullanması için 600 milyon dolara mal olan bir uçak yapılması sorgulanamayacak mı?” Buyrukçular, emir verenler, eğitimsiz cahil bırakılan köle olmaya biat eden kitlelere hâkim oldukları sürece, bu kitleler her zaman köle olmaya devam edeceklerdir çünkü emir altında kaldıkları kişilerin ya da kişinin narkozladığı etkileşimden sonsuza kadar kurtulamazlar” Friedrich Nietzsche böyle demiş. Türkiye şimdi böyle bir toplumsal kitlenin yaşadığı ülke.
Aydınlığın çağdaş değişim anlayışının bilim ve aklın cumhuriyetin adını bilmeyen bir toplum. Bu topluma hükmedenler de şimdi dünya tarihini yazan yaratan. Atatürk ve silah arkadaşlarının bu tarihe isim koydukları koca bir devleti orta doğuda bir bataklığa maceraya sürüklemekten geri kalmıyorlar. Dünyanın gözü Türkiye’de, ama biz ne yapıyoruz bu tarihi yaratan bir ülkeyi kendi çıkarları adına maceraya sürükleyenler, karanlık güçlerin parçalama oyunlarına alet olduklarının ne zaman farkına varacaklar bilmiyorum. Türkiye cumhuriyeti adını kullanmaktan nefret edenler, Atatürk ve devrimlerinden korkanlar, bu yanlışlardan hatalardan ne zaman dönerler bilmiyorum. Hala yanlış bir dış siyaset anlayışından, kişisel kin ve öfke öç alma hâkimiyetini kanıtlama Narsist duygularından kurtulamadığımız sürece, bu felaketlerden kurtulacağımızı sanıyorum.
Toplumlara hakim olmanın tek adı bana göre güçlü olmanın gösterisini sürdürmek sanırım. Türkiye zor bir dönemden geçiyor, savaşa hazır değil, güç gösterisinde bulunmak aptallık bana göre, orta doğuda yanlış bir maceraya girmek, anlamsız olacak bir savaşa evet demek, yüzlerce Türk evladının anlamsızca ölümü demektir bir oyuna gelmemeliyiz, bağırıp çağırmak güç gösterisinde bulunmak siyasetin adı değildir bana göre. Sağduyulu olmak siyasetin gereği ülke çıkarlarını nerede kılıyorsa elbette bunu yapmaktır. Sana saldırı varsa buna ülkeni korumak savunmak adına karşılığını verirsin, âmâ sen hala kendi ülkende demokrasinin adını koyamazken sana hangi demokrasi saldırı izni veriyor bunu bilmelisin.
Demokrasiyi kullanamıyorsan sana inanan saygı duyan olmayacaktır. Kirli karanlık siyasetle ülkeyi kendi çıkarların adına kullanmak istersen, işte felaketin adını o zaman koyarsın.
Türkiye bu felaketi yaşamaya dayanamaz.
GÜNCEL
1 saat önceABD
1 saat önceABD
2 saat önceALMANYA
2 saat önceALMANYA
3 saat önceALMANYA
3 saat önceALMANYA
3 saat önce