HÜKÜMET CASUSLARA BEDDUA YAĞDIRIYOR

ABONE OL
11:53 - 23/10/2020 11:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

HÜKÜMET CASUSLARA BEDDUA YAĞDIRIYOR 

Böyle devlet olmaz. Böyle devlet yönetilmez. Acemilerin, haramilerin, hırsızların ve vizyonu olmayanların eline geçmiş devlet ancak bu şekilde yönetilir. Dış işleri Bakanlığı’nda korkunç savaş açma planını yapan konuşmaları deşifre olunduktan sonra arama başlamış. “Kim veya kimler bunu yapıyor” diye aramalara başlamışlar. 
“Gerekirse dört adam gönderelim, Türkiye’ye 8 füze attırıp savaş çıkartalım” diye savaş planı hazırlayan zihniyet hala Türkiye’yi yönetiyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, korkunç bu savaş planını yalanlamıyor. Devletin nasıl dinlendiğini ve ne kadar kötü bir durumda olduğunu ifade ediyor. 
MİT’in içine düştüğü durum gerçekten çok komik. Durmadan gol yiyiyor. 
Dışişleri bakanı Davutoğlu, savaş çığırtkanlığı yapıyor. 
Genel Kurmay artık Türkiye’yi değil AKP’yi temsil ediyor. 
Cumhurbaşkanlığı noter işlevini yapıyor.
 Başbakan, paralel devlet üzerinden siyaset yapıyor. 
Burada çok önemli bir noktayı atlıyoruz. Gülen cemaati ile yıllarca birlikte devleti idare eden hükümet, bu kez de 17 Aralık’tan itibaren paralel devlet ve çete suçlaması üzerinden müthiş propaganda yapıyor. Kaldı ki seçim meydanlarında da çok açık bir şekilde görülüyor; Siyasi İslam modelini referans alan kesimi oldukça iyi idare ediyor. Bütün konuşmalarında buna vurgu yapıyor. Şayet Gülen Cemaati olmamış olsaydı, kimi suçlayacaktı!
 ”Bizim hırsızımız çalışıyorsa, bildiği bir şey var” mantığı bu devleti bitirir. İslam adına çıktığınız bu kirli siyasette İslam dinini hırsızlıkla, rüşvetle sorgular hale getirdiniz. Buna kimsenin hakkı yok. Biraz inançlı insanlarsanız ve vicdan muhakemesi yapıyorsanız “yeter artık” deyin yaw…
 Şimdi bu ses kayıdı ortaya çıkmamış olsaydı; muhtemelen savaş çıkabilirdi. Yani AKP savaş çıkartacaktı. Türkiye savaşa giriyor olacaktı. Kim bu ses kayıtlarını deşifre etmişse bence memlekete büyük katkı sağlamış. Bir taraftan da devletin ne kadar basit yönetildiğini gözler önüne sermiştir. 
Devletin artık devletten çıktığını üzülerek seyrediyoruz. Devletin dinlenmesine Bülent Arınç, bedduayla tepki veriyor. “Allah belanızı versin” diyor. Peki, Fettullah Gülen beddua edince “hani Müslüman, Müslüman’a beddua etmez” diyordunuz. Beddualarla tepki göstermek çok gülünç ve Türkiye’ye yakışmayan bir devlet anlayışıdır. Uyanın artık. Kendinize gelin. 
DERSİM KATLİAMI 
Öte taraftan Sırrı Süreyya Önder duruşu ve politik söylemleriyle Ertuğrul Kürkçü gibi toplumun sol kanattı tarafından destek gördüğünü biliyoruz. Kaldı ki zaman zaman çıkışlarını sanatçı kişiliğiyle beğenirim de… 
S. Süreyya Önder, İstanbul gibi çok önemli kentin belediye başkanlığı için yeni kurulan HDP ile ilk kez yerel bazda seçimlere gidiyor. 
Gezi olaylarının ilk gününde söylemleriyle Gezi ruhunun başlamasına katkı sağlayan Sırrı Süreyya Önder’in, gezideki eylemlerden bir anda çıkması çokça konuşulup, tartışıldı. 
Dikkatimi çeken Sırrı Süreyya Önder’in adaylığının ilk gününden bu güne kadar sürekli CHP’li Mustafa Sarıgül’e yönelmesidir. Önder, gerek hükümetin ve gerekse İstanbul’un kötü yönetildiğinden ötürü AKP’yi hep eleştirirdi. Bu seçim kampanyasında da AKP’li rakibini eleştirmesi gerekirken, sürekli Sarıgül’ü eleştirmesini çok manidar buluyorum. Mustafa Sarıgül “eleştirilmez” diye bir kaide yok. 
Bununla birlikte hemen birçok konuşmasında Dersim katliamını sürekli gündeme getiriyor olmasını çok yadırgıyorum. Dersim Katliamı üzerinden siyaset yapmak çok yanlış bir davranış.
Ayrıca, “HDP’nin İstanbul adaylığı kimin işine yarıyor” diye kendime sormadan edemiyorum. Anketleri de göz önünde bulundurursak, HDP’nin İstanbul adaylığı tamamen AKP’li Kadir Topbaş’ın ekmeğine tereyağı sürüyor. Aynı siyaseti İşçi Partisi de yapıyor. 
Kaldı ki Kadir Topbaş’a bakıyorum hedefinde sadece Sarıgül var. O da HDP’li rakibine dokunmuyor. 
Bu ne iştir, anlayan var mı?  
Metin Es

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.