GERGİNLİK POLİTİKASI

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Hani derler ya, öfke baldan tatlıdır. İşte Türkiye’de yerel seçimlerin öncesinde ortalık öfke boşalmalarından, çoğunlukla kontrollü mü kontrolsüz mü olduğu anlaşılmayan polemiklerden ve meydanları dolduran kalabalıkları coşturmak için avazı çıktığı kadar bağıran politikacılardan geçilmiyor. Hakaret sınırlarındaki ithamların havada uçuştuğu ve ilginç olmaya çalışayım derken anlaşılmaz ifadelerin kullanıldığı genel bir çatışma ortamında, bir ay gibi kısa bir zaman içinde işini kaybeden yüz binlerce işçinin, açlık tehlikesi ile karşılaşan on binlerce ailenin sorunları, sıkıntıları bu arada kimselerin aklına gelmiyor. Türkiye, sanki hafifletme nedeni imiş gibi sürekli küresel olma özelliği vurgulanan ekonomik krizin en çok etkilediği ülkelerin neredeyse başında geliyor. Üretim düşmüş, ihracat yerlerde sürünüyor, dolar ve avro görülmedik bir hızla almış başını gidiyor, biz medyadaki siyasi polemiklerle günümüzü geçiriyoruz.

Bu denli ağır ekonomik krizlerde artan işsizlikle birlikte acil önlemlerin alınması gerekmekte iken ne hikmetse istihdam yaratmaya dönük bugüne kadar hiçbir adım atılmadı. Böyle zamanlarda devletin alt yapı yatırımları sorunu tam çözmese de yığınsal işsizlikten bunalan ülke ekonomisine biraz nefes aldırıyor. Fakat Türkiye öylesine devlet yatırımlarından uzaklaştı ki, böyle bir öneride bulunmak bile ayıplanır oldu neredeyse. Devlete ait ne var ne yoksa satıp savarak bugünlere geldik. Başka ülkelerde, en çok da gelişmiş ülkelerde çok cazip hale gelen kamu-özel sektör ortak yatırımları (public private partnership) için Türkiye’de yasal alt yapı bile yok. Bir tek “yap-işlet-devret” uygulaması var ki, bu da sözünü ettiğim ortaklık değil. Devlet yatırımları bazı bölgelerde ve durumlarda tek başına bile yapılabilir. Buna karşı çıkan çok tabiatıyla. Çünkü seksenli yılların başından bu yana uygulanan neo-liberal ideolojiye uyan politikalar bu yatırımların çok kötü olduğuna neredeyse herkesi inandırdı. Sonuç ortada. İşsizler, intihar eden borçlular, evlere gelen hacizler…

Şimdi dünyada bu neo-liberal politikaların neden olduğu sosyal sorunlar tartışılıyor. Acaba yanlışlar nerede yapıldı, bu yanlışlar nasıl düzeltilebilir, işte bunlar gündemi oluşturuyor günümüzde. Tartışmaların odağında da devletin üstleneceği yeni rol var. Bazı bankaların devletleştirilmesinden sonra şimdi de acil yardım isteyen otomotiv devi General Motors’un çığlıkları duyuluyor. Yıllar yılı Türkiye’ye özelleştirme öğütleyenler şimdi kendi şirketlerini kurtarma adına milyar dolarları vermeye hazırlanıyor. Bundan da alınacak ders yok diyen var mı artık, bilemem!

Türkiye bir yerel seçim geçirecek. Yerel yönetimler hiç kuşkusuz doğrudan insana hizmette en önemli birimlerdir. Ne var ki, günümüzde halkın beklentisi belediye hizmetlerinin iyileşmesinin yanında şu alev alev yanan mutfaktaki ateşin söndürülmesi, yıllarca emek verdiği işinden bir günde kapı dışarı edilen emekçinin yeniden iş ve aş bulması için gerekli önlemlerin alınmasıdır. Yoksa ben dozajı gittikçe artan ve öfke sosları ile tatlandırılan polemiklere halkımızın karnının çok aç olduğunu sanmıyorum. Bu zorlu dönemeçten fazla zarar görmeden geçmemizi, sert kavgaların yerel seçimlerden sonra bitmesini ve artık sıkıntılarına deva olunmasını diliyor insanlarımız.

Herkese iyi haftalar.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.