DÜNYA TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

10-11 Nisan 2009 tarihlerinde, yani geçtiğimiz Cuma ve Cumartesi günlerinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) bir kuruluşu olan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen “Dünya Türk Girişimciler Kurultayı”na katıldım. Kurultaya 90 ülkeden 2000’den çok Türk işadamı veya onların üst düzey yöneticileri davet edilmişti. Dünyanın dört bucağından gelen Türk girişimciler, “Küresel Güç Türkiye” sloganı altında birlik beraberlik havası soludular, hükümet üyeleriyle ve bakanlarla tanışma, görüşme fırsatı buldular. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Cuma akşamı düzenlenen Gala Yemeğine gelip bir konuşma yapması Türkiye’nin yurtdışında oluşmakta olan Türk sermaye gücüne verdiği önemin bir göstergesiydi. Cumartesi günü yapılan seçimlerde de Dünya Türk İş Konseyi seçildi, ayrıca bir de Yüksek İstişare Kurulu oluşturuldu. Bu arada Berlin’den ve başka kentlerden İstanbul’a gelen çok sayıda eski dostla da buluşma ve kucaklaşma fırsatım oldu.

Ben şahsen bu organizasyonu çok yararlı ve gelecek için umut verici buldum. Başta Almanya’dakiler olmak üzere, göçmen kökenli Türk girişimcilerinin bugüne kadar gösterdikleri cesaret ve ortaya koydukları performansı saygı ile karşılamamak mümkün müdür? Çok sayıda başarı öyküsü var insanı gururlandıran. Birçok engele ve olanaksızlara karşın gösterdikleri başarı her türlü takdirin üstündedir. Bunu teslim etmek gerekiyor.

Fakat bir de madalyonun diğer yüzü var. Bugün TOBB/DEİK tarafından gerçekleştirilen örgütlenmenin aslında çok yıllar önce ve kurumsal altyapısı daha iyi hazırlanarak yapılması gerekirdi diye düşünüyorum. Günümüzde göç ve kalkınma konuları çok sık irdelenir oldu. Eskiden kalkınmakta olan ve vatandaşları başka ülkelere gidip çalışan ülkeler için yaşamsal önem taşıyan işçi dövizi havalelerinin günümüzde Türkiye için de artık stratejik anlamı kalmadı. Bunun yerine Türkiye dışındaki Türk girişimcilerinin finansal güçleriyle birleştirdikleri bilgi, beceri ve deneyimlerinin şayet iyi yönlendirilirse sadece kendileri için değil, yatırım yaptıkları ülkeler ve Türkiye için de büyük yararlar getireceği kesindir. Türk diasporasının ekonomik gücü Türkiye’nin küresel güç olmasına ciddi katkılar sağlayabilecektir. Kurultayda yapılan konuşmalarda hep “Türk diasporasının” kurulmakta olduğundan söz edildi. Aslında yurtdışında hemen her coğrafyadaki Türk Varlığı zaten yaklaşık elli yıldır içinde yaşadığı toplumlara damgasını vuruyor. Bazıları bu gerçeğin yeni farkına varıyorlar! Ne diyelim, gecikmiş olsa da bu iyi bir gelişme. Bazı gerçekleri görmeden boşa geçirilen yıllar ve kaçırılan fırsatlar oldu. Umarım ki yapılan yanlışlıklar ve alışılagelen ilgisizlikler artık geçmişte kalmış olsun.

Kurultayla ilgili bir iki gözlemimi daha aktararak bağlamak istiyorum. Almanya’dan gelen Türk girişimcilerin bölünmüşlükleri ve aralarındaki sürtüşmelerin devamı dışarıdan bakanlarca hemen fark ediliyordu. Ortak çıkarlar ve ilkeler çevresinde buluşmak gerekirken gereksiz cepheleşmeler büyük gücümüzün serpilmesine engel oluyor. Bir de bazı Türk işadamları anlaşılan kendilerini seksenli yıllarda Tercüman Gazetesinin düzenlediği “Yurtdışı Kurultaylarında” zannediyorlardı ki, bırakın iş yaşamı ve girişimcilikle ilgili konuları dile getirmeyi, artık geçmişte kaldığını düşündüğüm sorunları tartışmaya kalkıştılar. Türkiye ve göç konularının neredeyse kırk yıldır içindeyim, vatandaşlarımız hala “Dış Türkler Bakanlığı” istiyorlar! Kırk elli yıldır değişmeyen benzeri talepleri de var. Onlara söylenecek söz bence şudur: Bin bir güçlüğe karşın girişimci olabilen, başarılara imza atan ve ilerisi için umut vesilesi olan bu yurttaşlarımız artık kendi öz güçlerine, öz örgütlenmelerine ve edindikleri büyük deneyimlere güvenmeli, fakat her şeyden önce de birbirleriyle omuz omuza gelmeyi içlerine sindirmelidirler. İstanbul’daki Kurultayın bana düşündürdükleri işte bunlar.

İyi bir hafta ve sağlıklar dilerim.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.