DENİZ BİTİYOR

ABONE OL
11:27 - 23/10/2020 11:27
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye, ekonomik kriz, devletin tarikatlarca parsellenmesi, Suriye, Libya çıkmazı ile boğuşurken kaynağı bilinmeyen, girdiği ülkeyi kasıp kavuran Korona Virüsü salgını ile tanıştı.

Çin -ne derece doğru- virüsün ABD askerlerince Çin’e sokulduğunu iddia etmişti

Bu krizde yöneticilerin kriz yönetme becerileri de ölçülmüş oldu.

ABD’de Trump, İngiltere’de Boris Johnson virüs herkese bulaşsın, ülke bağışıklık kazansın yaklaşımları pahalıya mal oldu.

İtalya ve İspanya önlemlerini geç aldıkları için salgın geniş kitlelere yayıldı.

Türkiye’de her kararı tek kişinin vermesi gibi bir sorun varken, AKP Genel Başkanının ‘’benden olan beri gelsin’’ anlayışı bu felakette de öne çıktı.

Ondan izinsiz, kimse konuşamadığı için, salgının geldiğini bile neredeyse dış basından öğrendik.

Bütün liderler, halkın karşısına çıkarken, AKP’li Cumhurbaşkanı günlerce halkın karşısına çıkmadı.

Saray Camisinde Cuma namazı kılarak, vatandaşlara namaz kılıp dua etmelerini önerdi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2019’da bu sağlık tehlikesini sağlık bakanlığına bildirdiği ortaya çıktı.

Salgın ortaya çıktığında, Umre ziyaretleri durdurulmadığı gibi, dönüşlerinde kontrol edilmeyerek salgın tüm ülkeye yayıldı.

İktidar yanlısı şirketlerin kazancı halkın sağlığından önemli sayıldı.

Futbol maçları Katarlı yayıncı kuruluş istediği için yasaklanmayarak uçan sarayın bedelinin halen ödendiği ortaya çıktı.

Daha vahimi, bu salgının açıklanması öncesi Cumhuriyet Gazetesinden Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç, Yeniçağ Gazetesinden Murat Ağırel tutuklanarak cezaevine konuldu.

Gerekçe; MİT elemanının Libya’da ölümünü duyurdukları öne sürüldü.

Halbuki, bu cenaze töreni videolarla yayınlandı, İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ daha önce açıklamıştı

Sabah Gazetesinin ihbarcı takımı (Pelikan Grubu) ihbar edip isim bildiriyor, partili savcılar harekete geçiyor, partili hakimler tutukluyor.

Aslında bu yazarlar bu dava için değil, yazdıkları belgeli, kanıtlı kitaplarla AKP yöneticilerin, yandaşların yolsuzluklarını, hakimlerin, savcıların, polislerin tarikat müritleri olduğunu kanıtladıkları için cezalandırılmak için tutuklanmışlardır.

Camilerin açık bırakılması, toplu Cuma namazları ile din sömürüsü yapıldı.

Hele bu hafta Erdoğan’dan sonraki Türkiye’nin en yetkili kişisi Diyanet İşleri Başkanı Saray Külliyesindeki camide yeni bir namaz türü olarak Seçkinler Cuma Namazı kıldırdı.

AKP’li Cumhurbaşkanı, Ulusa Sesleniş yaparken gerçekten hasta gibiydi!

Evde eğitim programı çerçevesinde MEB tarafından TRT’den yayınlanan programda Türbanlı bir öğretmen çıkarılarak, türbansız öğretmenler Müslüman değildir mi deniyordu?

O yetmedi küçük yaştaki öğrencilere Adnan Menderesin idam edilmesi sahnesi gösterildi.

O da yetmedi, Selahattin Eyyubi’nin öldürülmesi, devamında kılıçlarla kelle kesme sahneleri aileleri ve eğitimcileri dehşete düşürdü.

Partili Cumhurbaşkanının Kindar nesil istemine uygun bu eğitim cinayetini eleştiren TELE 1 TV ve   Can Ataklı, Sabah Gazetesi tarafından, alenen sapık gerici militanları kışkırtarak, TELE 1’in telefon numaralarını vererek, belden aşağı küfürlerle sapık saldırıları örgütledi…

RETÜK Başkanı daha başında ‘’En ağır cezanın verilmesini sağlayacağım’’ diyerek görevini kötüye kullanmıştır.

Deniz Bitti noktasına gelindiğini herkes görüyor, nedense muhalefet görmemekte direniyor.

Muhalefet, bütün bu baskılara karşı her zaman yaptıklarını yaparak nutukla güya karşı çıktı.

AKP’li Cumhurbaşkanının emri doğrultusunda özellikle muhalefet belediyelerin yetkilerini parti militanı konumundaki Valilere devredilme, hatta: Olağanüstü Hal (OHAL) getirilerek Totaliter Devlet yönetimini resmen uygulanması devreye sokulması hazırlığı yapıldığı gerçekleşirse

Kapalı salonlarda nutuk atan muhalefete de gerek kalmayacak.

Sizi de toplarlarsa, sizi kim koruyacak?

YILDIZ AKALIN

 

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.