CUMHURİYET

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bu hafta Cumhuriyet Haftası. Önümüzdeki Perşembe günü Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 86. yılını kutlayacağız. Mustafa Kemal Atatürk’ün çürüyüp yok olan bir devletin enkazı üzerine inşa ettiği yeni bir devletin kuruluş gününde geçmişten bugüne yaşananları anımsayacağız. En çok da bugün ne denli Cumhuriyet düşüncesinden uzaklaştığımızı görüp hayıflanacağız.

Nedir Cumhuriyet? Sadece bir yönetim şekli mi? Yoksa onun da ötesinde, eşit bireylerden oluşan bir ulusun tüm ayrı gayrılıkları bir yana iterek kucaklaşması ve dayanışması mı? Veya ulusal kimliğin kültürel farklılıkları bir potada eritip onların bireysel güzelliklerini yaşatırken birbirlerine karşı hasım edilmedikleri bir sistem mi Cumhuriyet? Bu soruların yanıtları belli: Büyük Atatürk’ün pek haklı olarak “Cumhuriyet fazilettir” özdeyişine uygun olarak yukarıdaki sorularda vurguladığımı erdemlerin yoğunlaşmış bir ifadesidir Cumhuriyet.

Bizim Cumhuriyet anlayışımız, farklılıkları değil birliktelikleri öne çıkarır. On dokuzuncu yüzyılın modası geçmiş mikro milliyetçilikleri her ne kadar küreselleşme sürecinde yeniden allanıp pullanıp insanlığın önüne çıkarılmışsa da, bunun ağır bedeller ödenmesine neden olan ölümcül cazibesine Cumhuriyet düşüncesinde yer yoktur. Türkiye’ye ve bu masum halka dayatılan ayrışmacılık ise Cumhuriyet düşüncesinin tam karşıtı, bir antitezidir; sadece yeni bedeller ödenmesine yol açacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’nun son iki yüz yılında yaşadığı kaçınılmaz çöküşün imbiğinden süzülüp gelen gereksinmelerin bir doğal sonucudur. Kurulabilmesi için güçlü ordulara karşı ulusça kurtuluş savaşı verilmiş, kışkırtılan iç düşmanlar bertaraf edilmiş ve Büyük Atatürk’ün eşsiz dehası ile şekillenmiştir. Uzun devlet geleneğimizin güncel ifadesidir Cumhuriyet. Yeniden inşa edilen bir ulusun özbeöz malıdır, gerçek kimliğidir.

İnanıyorum ki, tüm ayrışma/ayrıştırma projelerine karşı güçlü bir duruş sergilenecektir. Ulusumuz Cumhuriyetin tekil yapısından vazgeçmeyecek, başka coğrafyalardan dayatılan onlara özgü yapılanmaları üstlenmeye kalkışmayacaktır. Aslında bundan kuşkum yok. Yalnız, son günlerde iç acıtıcı görüntüleriyle karşımıza çıkan çatışma odaklı ve ayrıştırmaya yönelik olaylar bu devletin kuruluşunun 86. yılına yakışmamaktadır. Belki de eti tırnaktan ayırmaya kalkanlar bazı ağa babalarının kültürel farklılıktan ırkçılığa kadar uzanan ideolojilerinin bu Cumhuriyete ve bu ulusa hiç de uymadığını henüz fark etmemişlerdir. Onların bunu fark etmemiş olmasını da asıl tehlike olarak düşündüğümü söylemek isterim.

Tüm bu çabalara karşın Türkiye Cumhuriyeti’nin herkesi kucaklayıcı, anayasasında yer alan hükümler çerçevesinde yurttaşları arasında ayrım gözetmeyen ve farklılıklardan çok ortak noktaları gözeten yapısının dirençli ve sağlam olduğuna inanıyor, bu düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti’ne inanan tüm yurttaşlarımızın bayramını kutluyorum.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.