BU NE DEVRANDIR

ABONE OL
11:26 - 23/10/2020 11:26
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bir tarafta, hilafet çağrıları yapılıyor. Atatürk’e lanet okunuyor.

Bir yanda içki masalarında aydın, çağdaş, laik muhabbetleri ile çaka satılarak efkâr dağıtılıyor. Acılar ağıtlandırılarak yakınmalar ile geçmiş yad ediliyor.

“Hey gidi günler” denilerek gençlik günleri ateşli konuşmalar ile bu günkü yaşamlarının utancını silmeye çalışanlar bir türlü fabrika ayarlarına dönemiyorlar. Fasona ayrılmış ıskartalar; o televizyon programı senin, bu televizyon programı benim gezerek piyasaya sürüldükleri kendi pazarlarında defolu söylemleri ile işportacılık yapıyorlar.

Türkü barlarda, sohbetlerde ozan tezene ile sazın teline vururken, hep bir ağızdan devrim türküleri söyleyerek güneşe akın ediyorlar. Güneşin doğuşunu karşılamak için dağlara tırmananlar tek tek geri yuvarlanırken kalka bilenler başlarını kuma gömerek sosyalsizim rüyası görüyorlar.

Para, mal, mülk, makam, şöhret, sermaye övgüsü, siyaset, inanç, ulus, milliyet, vatan, millet ayrımcılığını körükleyen tellallık toplumda karşılık görüyor.

Yeni yasalar ile hak gaspları, doğa talanı, insan hakları ortadan kaldırılarak, baskıcı yeni düzenlemeler getiriliyor.

Emekçiler: Haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği, ekonomik-sosyal-siyasal hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılmasını Allaha havale ederek, kredi borçlarını ödeyene kadar işlerini kaybetmemek için gece gündüz dualar ediyorlar.  En zor koşullarda en düşük ücrete sosyal, siyasal haklarının, iş sağlığının, iş güvenliğinin, iş güvencesinin olmamasını kader bilerek çalışmaya devam ediyorlar.

VATANDAŞI KİM BÖLÜYOR?

Cumhuriyet Halk Partisi: Laik Demokratik Cumhuriyete karşı yanlış yapanları Anıtkabir’e şikâyete giderek, Kebeye gidenleri eleştiriyor. Atatürk sonrası devrimleri yaşatamayan, ilkelerini koruyamayan, ekonomik siyasal bağımsızlığı yaşatamayan, milli değerleri kaybeden CHP her fırsatta Anıtkabir’e şikâyete gidiyor.

Milliyetçi Hareket Partisi: Dünya gerçekliği içinde Türkiye tahlili yaparak yeni siyaset üretemediği için nokta atışları yaparak sesini duyurmaya çalışıyor.  Çeperinde tutabildiği milliyetçiler ile cephe gerisine çekilerek iktidar gücüne sığındı. Ekonomik, sosyal, siyasal, tarihsel, kültürel… milli değerlere “saldıran hackerler MHP milliyetçilik geleneğini bloke ettiler. Virüs saldırına karşı koyamayan MHP bir türlü kendini yeniden formatlayamıyor.”

Adalet ve Kalkınma Partisi: Bilinçli bir şekilde zamanı geldiğinde öfkelerini dışa varacakları ortamın hazırlanacağı teminatı ile ötekileştirilen inançlı insanlara umut olarak muhafazakâr yoksul kesimlerin sesi olma iddiası ile ortaya çıktı. İktidarda kaldıkları süre içinde yoksul muhafazakâr kesimlerin yaşamları değişmedi. İktidar ve AK Parti belediyelerine yakın kesimlerin yaşam alanları, yaşam alışkanlıkları, sermayeleri… Değişti. AK Parti döneminde İslami sermaye olarak adlandırılan yeni sermayedarlar ortaya çıktı. Masumiyetin mahrumiyetten olduğu gerçeği ortaya çıktı. Yoksul muhafazakâr kesimler ile aralarında sosyal, kültürel, inançsal… Değerler üzerinde ileri boyutta farklılıklar oluştu.

MEMLEKETİN AHVALİ!

Türk Malı yazan, Türk bayrağı simgeli sanayi, tarım, hayvancılık ürünleri dünya pazarlarında yer bulmakta zorlanıyor. Küresel sermayenin ürünleri ülke içinde en güçlü pazarı oluşturuyor. Yabancılara satılan ülke toprakları içinde en yüksek yerlere en büyük Türk bayrakları çekiliyor. Bu neden mi yapılıyor?  Küresel sermayenin ülkeye soktuğu sanayi, tarım, hayvancılık ürünleri görmezden gelinsin diye. Ekonomi ve siyasi dengeyi bozan emperyalist yayılma algısı değişsin diye.

Bayrak her ülkenin kendi onurudur. Türkiye Cumhuriyeti yasaları Türk bayrağı nasıl korunur, nerelere asılır açık ve net tanımlar.

NELER OLUYOR?

Perinçek’in ülke tahlili, ulusalcıların askeri darbe umudu, yoksulların “çıkmadık candan umut kesilmez” bekleyişi… Devam ediyor.

Gençlik kazanamayan, sosyal, siyasal örgütlenme modelleri yaratamayan dinozorlaşmış sosyalist-komünistler devrim ile buluşmadan yaşamlarını tamamlayarak, bedenleri tabiata ile buluşuyor.

Aleviler hala; kendilerini kabullendirme çabası içindeler.  Ali, Hasan, Hüseyin ağıtları, uzlaşmaz, bütünleşmeyen iç ayrılıkları ile farklı tanımlar ile semah dönmeye devam ediyorlar.

Kürtler, Ermeniler, Yahudiler, Çerkezler, Lazlar… Diğer ulus ve milliyetten Türkiyelilerin sesine kulak vererek dile getirmek mi? …

 

Ne demiş Kazancı Bedih:

Ocağım söndü nasıl beladır

Bıraktı gitti bu ne devrandır

Dünya gözümde Kerbeladır

Allahtan bulasın”

 

Hadi hayırlısı…

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.